"مقيداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • kelepçeli
        
    • bağlanmış
        
    • Bağlı
        
    • bağlıyım
        
    • zincirlenmiş
        
    • kelepçelenmiş
        
    • bağlandığınızı
        
    Sizi sorgulamayı engellemekten elleriniz kelepçeli götüreceğim. Open Subtitles ما زلت سأخرجك من هذا الباب مقيداً بداعي رفض الاستجواب.
    Onu böyle bulduk... kelepçeli. Kurtarmaya çalışıyorum. Open Subtitles لقد وجدناه هكذا، مقيداً وأنا فقط أحاول اخراجه.
    Seni sunağa bağlanmış görünce bu resimdeki insan kurbanı olayı gibiydi. Open Subtitles بعد أن رأيتك مقيداً تماماً مثل الاضحية البشرية في رسومات الكهف ؟
    Onlar arkadaş ve takım çalışması gibi değersiz şeylere Bağlı kaldılar! Open Subtitles حتى عندما كنتُ مقيداً بالقوانين التافهة التي تسمى الصداقة والعمل الجماعي
    Tabii ki veremezdim. bağlıyım, değil mi? Open Subtitles بالطبع لا يمكنني ذلك سأكون مقيداً على الكرسي
    zincirlenmiş halde oturuyorum burada zaten bir de kuduz köpek gibi davranmak üzerine eğittiğiniz şu adamları üzerime gönderiyorsun Open Subtitles اناأَجْلسُ هنا مقيداً الى الكرسي... ما كان يجب عليك أن ترسل هؤلاء الذين تدعي إصلاحهم ليتَصَرُّفوا مثل الكلاب المسعورة
    Babanı kelepçelenmiş hâlde polis tarafından götürülürken görmek mi? Open Subtitles أن ترى والدك مقيداً و يساق من قبل رجال الشرطة ؟
    Ahlaki olarak bağlandığınızı düşünmediğinizi farz ediyorum. Open Subtitles أعتقد أنك لا تعتبر نفسك مقيداً بالأخلاقيات
    Bosch, böylesine tehlikeli bir zanlı kelepçeli tutulmalı. Open Subtitles بوش, المشتبه به ليس خطيراً لهذه الدرجة ليكون مقيداً مرحبا يا رفاق
    Dobson'ın yirminci kattan ölüme uçtuğunda niçin kelepçeli olduğuna dair spekülasyona gerek var mı? -Dedektif Taylor! Open Subtitles هل أحتاج التحقق لماذا كان الرجل مقيداً - " محقق " تايلور -
    Bütün gece sana kelepçeli kalmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون مقيداً بك طوال الليلة
    Böyle yatağa kelepçeli halde boğulmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أغرق هكذا، مقيداً بالسرير.
    Neden sedyeye kelepçeli değil? Open Subtitles لماذا ليس مقيداً إلى الطاولة؟
    Merhaba, ben hala burada kelepçeli haldeyim, tuvalete bile gidemiyorum ve gerçekten gitmem lazım. Open Subtitles مازلت مقيداً هنا، لا أستطيع حتى الذهاب إلى دورة المياه وعلي الذهاب - !
    Cidden istiyoruz ama karımın ve çocuklarımın önünde koli bandıyla bağlanmış ve silah dayamışlardı. Open Subtitles كنتُ مقيداً بكرسي وهناكَ سلاحٌ موجهٌ إلى رأسي امامَ زوجتي واطفالي
    - Bir tür bantla bağlanmış. Open Subtitles كان مقيداً .. بشريط لاصق
    Hikâyenizi düzenleyebilir, yorumlayarak yeniden anlatabilirsiniz, gerçeklere Bağlı olsanız bile. TED بأمكانك أن تعدل، تقاطع وتعيد إخبار قصتك، حتى وأن كنت مقيداً بالحقائق.
    Bir baktım ki, ben...ben bir sandalyeye bağlıyım ve adam önümde oturuyor. Open Subtitles الشيء التالي الذي أعلمه وجدتني مقيداً إلى مقعد وهذا الرجل يجلس أمامي كيف كان يبدو؟
    Ama onu her kim öldürdüyse, bileğine zincirlenmiş bir şeyi çalmış. Open Subtitles ولكن من قتله قد سرق شيئاً كان مقيداً بمعصمه
    Arkadaki borulara kelepçelenmiş. Bagajından 200 bin dolar çıktı. Open Subtitles لقد كان مقيداً بالأنابيب في الخلف، مع 200 ألف دولار في صندوق سيارته.
    Ahlaki olarak bağlandığınızı düşünmediğinizi farz ediyorum. Open Subtitles أعتقد أنك لا تعتبر نفسك مقيداً بالأخلاقيات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more