"مكانكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerinde
        
    • orada
        
    • yerde
        
    • yerinizde
        
    • yerine
        
    • Nerede
        
    • yere
        
    • yerini
        
    • yerin
        
    • Yerinden
        
    • Kımıldama
        
    • Kıpırdama
        
    yerinde olsam bunu yapmazdım. Cidden sevgiline güvenmek istiyor musun? Open Subtitles لن أفعل ذلك لو كنت مكانكِ أتريدين حقاً الوثوق بصديقكِ؟
    Alarm 3 dakikadan fazla sürerse, otomatik olarak bir sinyal gönderilir, ve polisler bir anda olay yerinde bitiverir. Open Subtitles ولو استمر الإنذار أكثر من ثلاث دقائق سيتم إرسال إشارة تلقائياً وسيتم إرسال رجال الشرطة إلى مكانكِ في الحال
    Aynı ekiple devam ediyorlar, yerinde olsam derhal şehirden gitme işine ağırlık verirdim. Open Subtitles يعملون بنفس الطاقم لذلك لو كنت مكانكِ كنت لأعمل على الخروج من هنا
    Sakın oradan ayrılma. Polis birazdan orada olur. Open Subtitles فقط ابقي مكانكِ الشرطة ستكون هناك سريعاً
    Sadece, sadece olduğun yerde kal, tatlım. İyi olacaksın. Open Subtitles ابقى فى مكانكِ فقط يا عزيزتى ستكونى بخير
    Onun için sizin yerinizde olsam ne dediğime dikkat ederdim. Open Subtitles لذا سأكون حذرةٌ بشدة لما أقوله الآن لو كنتُ مكانكِ.
    Eğer senin yerinde olsaydım geçmişte yaşamaktan vazgeçerdim. Open Subtitles أتعرفين، لو كنت مكانكِ لكنت قد توقفت عن العيش في الماضي
    Senin yerinde olsam, o bursu kabul ederdim. Open Subtitles لو كُنت مكانكِ, و أود ان أغتنم هذه الزمالة.
    Senin yerinde olsam, ona söylemenin bir yolunu bulurdum. Open Subtitles لو كنت مكانكِ لقمت باكتشاف طريقة ما لإخباره بالأمر
    Demek istediğim, senin yerinde olsaydım ben.. Open Subtitles إنني أقول فحسب، أنني لو كنت مكانكِ .. ربما سينتابني شعور
    Hey, hey. Şansın varmış, Starbuck. yerinde olsam ciddi şekilde-- Open Subtitles ليصادفك الحظ يا فاتنة الفضاء إذا كنت مكانكِ فكنت سأبدأ فى الإعتبار
    yerinde olsaydim, bunda hemfikir oldugumdan çok emin olmazdim. Open Subtitles لو كنت مكانكِ, لما كنت متيقناً لدرجة الموافقة عليه
    Senden önce orada ben oturuyordum ve ben silah falan hissetmedim. Open Subtitles لقد كنت أجلس مكانكِ قبلكِ ولم أشعر بوجود مسدس
    Tam vazgeçecektim ki eski evinin orada, kulağıma bir çıngırak sesi geldi. Open Subtitles و كنت على وشك الاستسلام و كنت على مقربة من مكانكِ القديم. و فجأة سمعت هذا الجرس الصغير
    Eğer ormanda kaybolursan biri seni bulana kadar olduğun yerde beklemelisin ki sana ulaşabilsinler. Open Subtitles إذا تهتِ في الغابة، منالمفترضعليكِ.. أن تبقي في مكانكِ حتى أن يجدكِ أحدهم.
    Seni cinayetin olduğu yerde görmüş. Open Subtitles وأنها تستطيع تحديد مكانكِ في موقع الجريمة
    Bir şey daha. yerinizde olsam, yoğun ve kalın sis olduğunda dışarı çıkmazdım. Open Subtitles شيء واحد ، لو كنتُ مكانكِ سأتجنب السير أثناء الضباب
    Senin yerine birinin geleceğini söylüyorlar. Open Subtitles لقد أخبروني أن هناك من سيغطّي مكانكِ أو سيأخذه.
    - Bu Phoebe. Ben içeri onu dolduracaktır - Beni Nerede biliyorum. Open Subtitles - الكتاب إنها فيبي ، سآخذ مكانكِ - تعرفين أين تجدينني -
    Hiçbir yere gitmiyorsun, çömez. Bundan kaçış yok. Open Subtitles لن تبرحي مكانكِ أيّتها المستجدّة، سيقع هذا الأمر
    Bunu duyduğuma üzüldüm ama senin yerini doldurduğumu biliyorsun, Val. Open Subtitles آسفة لسماع ذلك، ولكنكِ تعرفين أن مكانكِ لم يعد شاغراً
    Restoranınızı gezdim. Bence muhteşem. Okulumuzda da böyle bir yerin olmasını isterdim. Open Subtitles أحب مكانكِ ، اعتقد أنه رائع أتمني لو كان هناك مثله في الكليه
    Bir dahaki sefere Yerinden Kımıldama, böylece harita gerekmez. Open Subtitles بالمرة التالية ابقي مكانكِ.. ولن تحتاجين إلى خريطة
    Yalnızca... Kıpırdama. Open Subtitles فقط اثبتي مكانكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more