"مكانٍ ما" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerde
        
    • yerlerde
        
    • bir yere
        
    • yerden
        
    • yerlere
        
    • bir yer
        
    • yerdedir
        
    • yerlerden
        
    • yerlerdeydi
        
    • Buralarda
        
    • bir yerdeki
        
    • bir yerlerdeyiz
        
    Dışarıda bir yerde hiç tatmadığınız kadar yumuşak bir et var. Open Subtitles في مكانٍ ما خارج هنا يوجد اللحم الطري الذي يعجبك طعمه
    Seks, uyuşturucu, rock and roll, Tanrının 600 kuralının hepsi aynı yerde. Open Subtitles الجنس والمخدرات وموسيقى الروك وقواعد الرب الستمئة كلّها هنا في مكانٍ ما
    Bir yerlerde arkanda bir eşin ve çocukların olduğunu düşündüm Open Subtitles أعتقدت أن لديك زوجة وأطفال في البيت في مكانٍ ما
    Galiba bir yerlerde sana göre temiz bir gömlek vardı. Open Subtitles أظن أنه لديّ قميص نظيف في مكانٍ ما أعطيك إياه
    Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. TED ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين.
    Peki, para ya dostlarının hoşuna gitmeyecek bir yere gidiyorsa, n'olcak? Open Subtitles وماذا لو أن المال يذهب إلى مكانٍ ما أصدقائكِ لا يحبونه؟
    Bu sadece dört milyonluk bir mesele. Eminim bunu bir yerden bulabilirim. Open Subtitles إنها مشكلة أربعة مليون، متأكد إني سأجدها في مكانٍ ما
    Bilemiyorum, belki de kızlar okul çıkışı bir yerlere gitmiştir. Open Subtitles لا أعلم, ربما ذهبت الفتاتان إلى مكانٍ ما بعد المدرسة
    İnsanlık için bulunan tüm güçler dışarıda bir yerde dolanıyor. Open Subtitles كل قوة معروفة لدى البشرية عائمة هناك في مكانٍ ما.
    Çok şey istemiyorum, sadece gece ayazından korunacağım herhangi bir yerde bir oda. Open Subtitles لستُ أحتاج الكثير، مُجرّد غرفة في مكانٍ ما بعيدة عن هواء الليالي الباردة.
    Karanlık bir yerde laboratuvar önlüğünü diktiğim bir rüya daha. Open Subtitles خياطة معطف المختبر الخاص بك في الظلام في مكانٍ ما.
    Bir yerde, beyaz birinin, Ay'ın ona ait olduğunu söylediğini duydum. Open Subtitles في مكانٍ ما ، هنالك رجل أبيض يعتقد بأنّه يملك القمر
    Biliyor musunuz, bir yerlerde güneşin her yıl daha sıcak olduğunu okudum. Open Subtitles أتعلمون أنني قرأت في مكانٍ ما أن الشمس تزداد حرارة كل عام
    Bak, sen haklıydın, tamam mı? Babam dışarıda bir yerlerde. Open Subtitles انظري، أنتِ محقة بشأن عدم وجود أبي في مكانٍ ما
    Aslına bakarsanız, Bahamalar'da bir yerlerde bir butiğinin olduğunu düşünüyoruz. TED في الواقع، نحن نعتقد أنها تمتلك متجراً في مكانٍ ما في الباهاما
    Birazdan başka bir yere gideceğim. Senin işin bitti mi? Open Subtitles أنا ذاهبة إلى مكانٍ ما لاحقاً هل أنهيت عملك ؟
    ...onu cildin içine sızacağını bildiğin bir yere koyduğundan emin olursun. Open Subtitles تُريد التأكد أنّك وضعته في مكانٍ ما تعرفه يتسرّب إلى جلدهم
    Soğuyabilmesi için, ısısının daha serin bir yere akması gerekir. TED حتى تستطيع أن تبرد، لابد أن تسري حرارتها إلى مكانٍ ما أبرد.
    Haydi eve dönelim ya da bir yerden oda tutabiliriz. Open Subtitles دعنا نعود إلى المنزل يمكننا أن نحصل على غرفة في مكانٍ ما
    Dördümüz bu şekilde bir yerlere gitmeyeli uzun zaman olmuş değil mi Riki? Open Subtitles لقد مضت فترة منذ أن ذهبنا إلى مكانٍ ما كعائلة
    Hayır, sağ ol. Yalnız kalabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles لا، شكراً هل يمكن أن أجلس لوحدي في مكانٍ ما
    Gözün alabildiğine şey. Aynanız parlıyorsa kesin orada bir yerdedir. Open Subtitles إذا كانت مرآتكم تلمع، سوف تكون هناك في مكانٍ ما.
    Eminim bir yerlerden mücevher kiralarız. Open Subtitles متأكدة أن بإستطاعتنا استئجار مجوهراتٍ من مكانٍ ما
    Ama Polonya halkının özgürlüğü için yürütülen esas kavga, İngiltere'de bir yerlerdeydi. Open Subtitles لكن القتال الحقيقي من أجل حرية بولندا كانت شرارته قد انطلقت من مكانٍ ما في انكلترا
    Buralarda bir yerde, yeni sınırlar aşmış bir adam var. Open Subtitles في مكانٍ ما من هذا المبني يتواجد رجل استطاع ان يتجاوز الحدود
    İnsanlara epey kötü şekilde eziyet ettikleri bir yerdeki karanlık odadan. Open Subtitles من غرفة مُظلمة في مكانٍ ما حيث يُؤذون الناس بقسوة.
    Zaten bir yerlerdeyiz. Open Subtitles -أتودّ الذهاب إلى مكانٍ ما؟ أنتِ مكانٍ ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more