"مكان لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir yere
        
    • bir yer
        
    • yerlere
        
    • bir yerde
        
    • olmadığı bir
        
    Seni öyle bir yere kapatacağım ki kargalar bile üzerine pisleyemeyecek. Open Subtitles أنتِ. يجب أن ترمي في مكان لا يخطر ببال حتى الجان.
    İnsanların aşkı anlamadıkları için onu mahvetmek zorunda olmadıkları vahşi bir yere. Open Subtitles الى مكان لا يقوم فيه الناس بتحطيم الحب لانهم لا يفهمونه فقط
    şimdi. önce Umbridge'e yakalanmadan çalışabileceğimiz bir yere ihtiyacımız var Open Subtitles الشئ الاول اننا نحتاج مكان لا تستطيع امبريدج ايجادنا فيه
    Blair'le bir partide buluşacağız ve öyle yalnız bırakılması gereken bir yer değil. Open Subtitles بلير ستجتمع معي في حفلة وآنه مكان لا يجب أن تكون فيه لوحدها
    Haftada bir kez değil, canımız her istediğinde gidebileceğimiz bir yer. Open Subtitles ‏مكان لا نقصده مرة في الأسبوع فحسب،‏ ‏بل متى نشاء. ‏
    Bundan sonra akrabamın olmadığı yerlere gideceğim. Open Subtitles يبدو أنى سآخذ صُحبتى و أذهب إلى مكان لا أقارب لى فيه
    Nerede tutuluyor acaba? Toprak bükemeyeceği bir yerde. Metalden yapılmış bir yerde. Open Subtitles في مكان لا يستطيع فيه إخضاع الأرض في مكان مصنوع من الحديد
    Onu okulundan bir anda çekip hiç tanımadığı insanların olduğu bir yere zorla götürmenin daha iyi mi olduğunu düşünüyorsun? Open Subtitles ماذا إذاً، تظن أنه من الأحسن أن نخلعه من مدرسته ونجبره على الانتقال إلى مكان لا يعرف فيه أي أحد؟
    Zavallılığın diz boyu olmadığı ve penislerin isimlendirilmediği her hangi bir yere. Open Subtitles إلى مكان لا يعج بأناس حزينين مثيري للشفقة ويطلقون أسماء على القضيب
    Ancak aldım ve onu hiçbir zaman bulunmayacağı bir yere sakladım. Open Subtitles لكني فعلتها وخبتها في مكان لا يُمكن لأحد الوصول إليها أبداً.
    Maskeli psikopat ortalikta dolaşirken bir yere gitmekten korkuyorum zaten. Open Subtitles أخشى الذهاب لأي مكان لا يوجد فيه ذلك المقنع المجنون
    İşim gereği dünyanın her tarafına gittim henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda acının var olduğu her yerde bir iyileşme potansiyeli de vardı. TED عملى أخذني بجولة حول العالم، ولم أضع قدما بعد فى مكان لا يوجد به ألم ففيها جميعها تكون جهود المعالجة غائبةً بالكامل.
    -kardeşim o zaman altı yaşındaydı- "...kimsenin İspanyolca konuşmadığı bir yere. TED والتي كانت تبلغ السادسة آنذاك إلى مكان لا يوجد فيه أحد يتحدث الإسبانية
    Aslında bu özel durumda bulunmak istemediğimiz bir yer ama bunu değiştirmek istiyoruz. TED حسنًا، في الواقع، في هذه الحالة المحددة، هذا مكان لا نريد أن نكون فيه، ولكننا نرغب في استبدال هذا.
    Sadece ziyarete geleceğiniz bir yer değil, çocuklarınızla gelebileceğiniz bir yer. TED مكان لا ترغب في زيارته في الواقع فحسب، بل في إحضار أطفالك أيضاً.
    Ayrıca bütün kasabanın ayağına takılmayacak bir yer olmalı. Open Subtitles و مكان لا تجدنا البلدة بأكملها و نحن نعمل
    Ben hapiste büyüdüm, ve burası ölü bir yer. Open Subtitles لقد تربّيت في مركز حكومي و هذا مكان لا حياة فيه
    Kendini götüremeyeceğin bir yer yoktur Open Subtitles في اليوبندي ـ لا مكان لا تأخذه معك في اليوبندي
    Her şehirde bir yer vardır soyadının önemsenmediği... Open Subtitles اترى، كل مدينة فيها مكان لا اهميلة للأسم الاخير
    Onbaşı, sana, birdaha bizim gitmeyi istemedğimiz yerlere gitmek için başkalarını ikna etmeni istemişiz gibi gelebilir. Open Subtitles أيها العرّيف,أعلم أن الأمر يبدو وكأننا نطلب منك أن تُقنع الناس بالذهاب الى مكان لا نرغب برؤيته مجدداً
    Bütün telefon numaralarını aradım ama hiç bir yerde bulunamıyor. Open Subtitles جربت جميع أرقامه و كان في مكان لا يمكن إيجاده
    Çok fazla olduğunu biliyorum, ama 100 bin dolarla, bir tanıdığın ya da bir bilenin olmadığı bir yerde yaşayabiliriz. Open Subtitles وأعلم أن هذا كثير لكن مقابل 100 ألف دولار يمكننا الذهاب إلى مكان لا يعرفنا أحد فيه ولا ما جرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more