"مكسرات" - Translation from Arabic to Turkish

    • fındık
        
    • fıstık
        
    • yemiş
        
    • kraker
        
    • çerez
        
    • cevizi
        
    • fıstığı
        
    • fındıklar
        
    • kaju
        
    • kuruyemiş
        
    - fındık fıstık olacak değildi ya. Bir bakalım. Open Subtitles اوه وانا اعتقدتها مكسرات او براغى دعنا نلقى نظره
    Belki de fındık kıran bizi böyle yapıyordur? Open Subtitles ربما مكسرات الجوز تجعلنا غريبات الأطوار ؟
    - Elbette edecek, bunlar fıstık. Kusura bakma. Korkarım, yapamam. Open Subtitles ـ بالتاكيد انها تفعل,انها مكسرات ـ اسف,اخشى اني لا استطيع فعل هذا
    - Acildeydim. İçinde kabuklu yemiş olan bir şey yemişim. Alerjim var da. Open Subtitles لقد أكلت شيئا فيه مكسرات لدي حساسية منها.
    Tam da kraker kutusunun dibindeki ödülü bulan bir çocuk gibi görünüyorsun. Open Subtitles تبدو مثل فتى وجد جائزة في قاع صندوق مكسرات
    Buraya, şuna bak. tahıl gevreği, çerez ve küçük pidelerden buldum. Open Subtitles لدينا مكسرات بسكويت و كعك
    Birşeyi tekrar ettirirsem, ahenk elde etme ihtimalim artar, Amerikan cevizi ve tavuk yumurtası, cam kırıkları ya da dallardan. TED لو استطيع تكرار اى شىء، فعندى إمكانيه لنمط، من مكسرات أو بيض دجاج، كسر زجاج او فروع.
    Aktif volkanın ağzında çam fıstığı kızarttım. Open Subtitles لقد حمصت مكسرات الصنوبر عند فوهة بركان نشط
    Taze kavrulmuş fındıklar burada. Open Subtitles مكسرات محمصة طازجة هنا.
    "fındık, portakal, motorlu oyuncak, çikolata... Open Subtitles مكسرات وبرتقال ومحرك لعبة وقضبان الكاكاو
    Üzgünüm, karavanımda süslü fındık yiyip sigara içiyordum. Open Subtitles آسف , كنت في مقطورتي آكل مكسرات فاخرة و أدخن.
    Çok da önemsemedim ama, içine fındık (salak) koyma dediğime eminim. Open Subtitles - مذاقها مثل قدم و الذى لا امانعه و لكنى واثق من اننى قلت لا مكسرات
    Bir kepçe, kırılmış fındık, dövülmüş krema. Open Subtitles ، وكرة مكسرات مقطعة كريما مخفوقة
    İki tane sosisli, bir paket fıstık ve milkshake istiyorum. Open Subtitles أريد حبتان نقانق وكيس مكسرات وحليب مخفوق
    Bu yemekte fıstık var mıydı? Open Subtitles هل كان هناك أيّة مكسرات في الطعام؟
    Küçük bisküviler, kurutulmuş biberli et, sayısız miktarda yemiş, tahıllar, kuru meyveler ve içecekler. Open Subtitles "نوبة قلبية، ديك رومى محضر، مكسرات كثيرة بذور، خضروات وفواكه مجففة"
    İçinde elma olduğuna yemin edebilirsiniz ama sadece ıslak kraker var. Open Subtitles ... سوف تقسمون أن بداخل هذه الفطيرة تفاح لكنهـا مجرد مكسرات رطبـة فحسب
    çerez. Open Subtitles مكسرات الزبيب والفول السوداني
    Günde üç öğün yemek ile kola cevizi. Open Subtitles ثلاث وجبات في اليوم.. كولا و مكسرات
    Çapkın adamımınz kaju fıstığı isterler mi? Open Subtitles يقولون مثلا ط ايود زير النساء بعض مكسرات الكاجو؟
    Ne meyve, ne sebze, ne kuruyemiş var. Open Subtitles ليسَ لدينا أي فواكه ، خضرة ، مكسرات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more