| Dan'in yatak odasındaki bütün pencereler kırık. | Open Subtitles | وكل النوافذ بالطابق السفلي لشقة دان كانت مكسوره |
| kırık mı çıkık mı bilmiyorum ama çok acıyor. | Open Subtitles | لا أعلم إذا ما كانت مكسوره أم مخلوعه ولكنها تؤلم كالجحيم |
| Yani, bu adam sanki devam etmek için çok uygun değil gibi ve şimdi iki bacağı da kırık. | Open Subtitles | يبدو ان هذا الرجل لم يكن لديه عمل او اي شي بدا بة والان جميع ساقيه مكسوره |
| Kolu falan kırıldı sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت ان لديه رجلاً مكسوره او شيء من هذا القبيل |
| - Kafatası kırılmış. Bir tür künt travma yüzünden. | Open Subtitles | كانت جمجمتها مكسوره إنه غير عادي لقاتل أن يستخدم ذلك |
| Bu çıkmazda iki yıldır, 4-5 kişi ve Parisli Gabriel Chevignon dışında bozuk seslerle bir koro oluşturmak için azar işitiyorum. | Open Subtitles | اوبخ لمدة عامين و ينتهي بي المطاف مع فرقة غناء بأصوات مكسوره ما عدا اربعه او خمسه بالطريقه الفارسيه غابرييل شيفينون هذه ليست ارضاً محرمه |
| Elleri kerpiçten dolayı çatlaklar içinde olur, sırtı ustabaşının kamçısından dolayı yara içinde kalır, ancak kalbinde Tanrı'nın ruhunun ateşi yanardı. | Open Subtitles | يداه تكون كثيرة العُقد و مكسوره من تجاويف الأحجار و ظهره متقرحا من سوط الرئيس المتعسف لكن قلبه يحترق بروح الرب الرزاق |
| Birgün, kırık bir anahtarı aldım ve onu öğretmenimin gözüne soktum. | Open Subtitles | ذات يوم,أخذت زجاجة مكسوره وغرستها في عينه |
| Anne, kapı tokmağım hâlâ kırık. | Open Subtitles | عندما تنفجر يا أمي لا تزال مسكة بابي مكسوره |
| Yemen halkının kanatları kırık küçük kuşlar olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | تظن بأن اليمنيون عصافير صغيرة بأجنحه مكسوره ؟ |
| - Aslında bacağı kırık değil, haksız mıyım? - Hayır, ayağı kırık. İşte şurası. | Open Subtitles | اذا رجله ليست مكسوره أليس كذلك لا انها مكسورة ,انظر هنا |
| Bir gol, üç asist sadece biri sana ait olan dört kırık diş. | Open Subtitles | هدف واحد,ثلاث تمريرات حاسمه أربع أسنان مكسوره واحده فقط منهم تخصك |
| 4 kaburga kırık, sol önkol kemiği kırık kafatasında birinci derece çatlak, çenesi kırık ve dalağı kopmuş. | Open Subtitles | أربع أضلاع مكسوره وحطم ذراعه الأيسر كسر في جمجمته وفك مكسور وتمزق في الطحال |
| Onlar sahip metal küçük parçalarıdır uzakimplant kırık . | Open Subtitles | عباره عن قطع صغيره من المعادن مكسوره من الاجزاء التى تمت زراعتها |
| Evet bu tarafımda 3 tane kırık kaburga kemiği iki tane sağ tarafımda var, göz çukuru çatlak kırık köprücük kemiği, birkaç beyin sarsıntısı ön çapraz bağlarımda yırtık. | Open Subtitles | نعم ثلاث اضلاع مكسورة في هذا الجانب اثنان في يَمِيني , كسر مداري ترقوة مكسوره , إرتجاجات مخ مزدوجة |
| Onlar olmadan kırık bacağı nasıl tedavi edebilirsiniz ki? | Open Subtitles | كيف يمكن علاج ساق مكسوره بدون جبيره ؟ |
| Hayır, kolum kırıldı... Dokunma! Dokunma! | Open Subtitles | لا, يدى مكسوره ـ ـ لا, لا تلمسها |
| Bunu son deneyen oğlanın üç tane parmağı kırıldı. | Open Subtitles | آخر شخص حاول ذلك خرج بثلاث اصابع مكسوره |
| Charlotte, elin kırılmış, bileğin de öyle... belki burnun da... mutemelen elmacık kemiğin de kırık. | Open Subtitles | شارلوت . يدك مكسوره وكذلك معصمكِ |
| Bahesttiğim şeyler ne işe yaradıklarını bile bilmediğim kırılmış ya da yanmış parçalar. | Open Subtitles | أعنى نحن نتحدث عن اشياء .... مكسوره ومحروقه |
| Bir adet Timex dijital kol saati. bozuk. | Open Subtitles | ساعه اللكترونيه ، مكسوره |
| Elleri kerpiçten dolayı çatlaklar içinde olur sırtı ustabaşının kamçısından dolayı yara içinde kalır ancak kalbinde Tanrı'nın ruhunun ateşi yanardı. | Open Subtitles | يداه تكون كثيرة العُقد و مكسوره من تجاويف الأحجار و ظهره متقرحا من سوط الرئيس المتعسف لكن قلبه يحترق بروح الرب الرزاق |
| Herr Doyle'un çatlak bacağıyla teknede dolaşması mümkün değil. | Open Subtitles | ماهذا الهراء أنا أقول لك هذا سيد دويل لا يمكن أن يتحرك في القارب بساق مكسوره |
| - O vteriner, ama iyidir. Ayrıca köprücük kemiğinin de kırıldığını söyle. | Open Subtitles | واخبره ان عظمة الترقوه مكسوره |