"مكعبات الثلج" - Translation from Arabic to Turkish

    • buz
        
    • buzları
        
    Biraz buz getirmeye gidiyordum. Open Subtitles أننى فقط كنت ذاهبة لأحضار بعض مكعبات الثلج
    Asla buz kullanmayız, alkol almamız gerekiyorsa, biraz sulandırırız. Open Subtitles لا نستخدم مكعبات الثلج أبداً، وإذا توجب أن يحتسي الكحول نُخفّفه بالماء
    Buzluktaki buz kalıplarını bile götürmüştü. Open Subtitles أنها حتى أخذت قوالب وضع مكعبات الثلج من الفريزر
    Hangi hasta karı buz kalıplarını da alıp götürür? Open Subtitles أى نوعيه من العاهرات المريضات هذه و التى تأخذ قوالب وضع مكعبات الثلج من الفريزر
    Av köpeği gibi buzları çiğnemek sende bir alışkanlık. Open Subtitles إنها عادة عندك ، مضغ مكعبات الثلج مثل الذليل المدلل
    Buzluktaki buz kalıplarını bile götürmüştü. Open Subtitles أنها حتى أخذت قوالب وضع مكعبات الثلج من الفريزر
    Hangi hasta karı buz kalıplarını da alıp götürür? Open Subtitles أى نوعيه من العاهرات المريضات هذه و التى تأخذ قوالب وضع مكعبات الثلج من الفريزر
    Sıkıcının altındaki bardağa buz küpleri koyuyorlar. Open Subtitles إنهم يضعون بعض مكعبات الثلج في ذلك الكأس تحتها.
    Bu buz küplerini koltuk altına koy da göreyim. Open Subtitles أتحدّاك أن تضع مكعبات الثلج هذه تحت الإبط
    Rochester, fazladan bir buz kalıbı falan getir. Open Subtitles أيها المضيف, أحضر لها مكعبات الثلج أو شيئاً
    Burada buzları küp şeklinde yapan bir buz makinası var mı? Open Subtitles ولكن أنا أريد أن أطلب منك، هل لديك هذا النوع من صانع الجليد ألذي يجعل مكعبات الثلج دائرية؟
    Milyarlarca buz kırıntısı bazıları küçük, bazıları bir apartman büyüklüğünde çarpışıp ayrılıyor ve tekrar birleşiyorlar. Open Subtitles ..مليارات جزيئات الجليد بعضها بحجم مكعبات الثلج والأخرى بحجم منزل تتصادم ، تتفرق، وتتجمع مرة أخرى
    Taze sıkılmış, gerçek şekerle ve içi buz dolu. Open Subtitles معصور لتوه ، طبيعى التحلية و معه مكعبات الثلج
    Gerçek limonata, taze sıkılmış gerçek şekerle ve içi buz dolu. Open Subtitles بل عصير ليمون حقيقى ، معصور لتوه طبيعى التحلية و معه العديد مكعبات الثلج
    "Bir dal sedir ağacı, buz küpü, ve arabanın içine sokabildiğiniz kadar insanın olduğu bir fotoğraf," Open Subtitles فرع شجره أرزيه, مكعبات الثلج, وصوره لأكبر عدد من الناس تستطيع وضعهم بسيارتك
    buz küpü. Bunu sonra alayım yoksa erir. Open Subtitles مكعبات الثلج يجب ان احضرها قرب خط النهاية وإلى سوف تذوب
    Ancak, ne yazık ki hızı buz küpü taşıma sistemi tarafından sınırlandırılmıştı. Open Subtitles لكن لسوء الحظ سرعته محدوده بسبب نقل مكعبات الثلج
    Ancak, buz küpün eridiği için.. Open Subtitles على اي حال لأن مكعبات الثلج لديك قد ذابت
    Sadece buzları soğuk tuttuğu için barmene 100 dolar verirdi. Open Subtitles كان يعطى عامل البار 100 دولار لمجرد أنه يبقى مكعبات الثلج باردة
    buzları bardakların içine attım ve tuzları da, tuzlukların içine. Open Subtitles وضعت مكعبات الثلج في الكؤوس والملح في مرشة الملح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more