"ملؤها" - Translation from Arabic to Turkish

    • dolu
        
    Kötü Kraliçe'yi uzakta tutmak istiyorsam acı ve ızdırapla dolu bir hayatı kabullenmeliyim. Open Subtitles إذا أردت إبقاء الملكة الشرّيرة مكبوتة فعليّ أنْ أتقبّل حياة ملؤها الألم والمعاناة
    Ve mütevazı bir gelirle nasıl daha zengin ve içi dolu bir hayat yaşayabileceğimizi gösteren fikir ve rehberlere ihtiyacımız var. TED ونحتاج الإرشاد وأفكار حول كيفية عيش حياة فارهة ملؤها البذخ بدخل متواضع أكثر.
    Aşık olduğum o ışıltı dolu, canlı gözler ağır bir hayatın yorgunluğuyla, fersiz ve cansız hâl almaya başladı. Open Subtitles العينان اللامعتان الكبيرتان اللتان وقعتُ في حبهما أصبحتا مملتين وفاترتين مع إرهاق طويل من حياة ملؤها الضجر
    Bak! Ben korku dolu bir ortamda çocuk yetiştirmek istemiyorum. Open Subtitles انظر ، أنا لا أريد ان أربّي الطفل في بيئة ملؤها الخوف.
    Utanç dolu yaşamından kurtulmak için buraya geldin. Open Subtitles جبال التبت أتيت هنا لتنسى حياه ملؤها العار
    Öfkeliydim, depresiftim. Karanlıklarla dolu trajik bir şair. Open Subtitles كنت غاضبًا نكديًا، منظومة شعرية كئيبة ملؤها الظلاميّة.
    Şu soğutma boruları yapay suyla dolu olabilir mi? Open Subtitles مهلا , تلك أنابيب التبريد -- يمكن ملؤها بالماء الاصطناعية؟
    Bütün Ülkeden gençler Fairlake'e gelir eğlenceli ve müzik dolu bir haftasonu için.. Open Subtitles يأتي الشباب من كل أنحاء الوطن ل"فيرليك" لقضاء عطله ملؤها الموسيقى و الإحتفال و المرح في أرض المعارض خارج البلده
    Nasıl gidiyor birader? Piçlerle dolu bir barda tek başıma içiyorum. Open Subtitles -حسنٌ . أشرب الخمر وحيدًا في حانة ملؤها المعاتيه، وتلك الفتيات تبدو أشدّ عتهًا.
    ACN Nefret dolu Tweet ile Daha da Düştü CNN, Time Warner'ın gelir kaynaklarının sadece küçük bir kısmını temsil ediyor. Open Subtitles "{\cH2BCCDF\3cH451C00}أي سي إن" تبلغ انحطاطًا جديدًا بتغريدة ملؤها الكراهية. "سي إن إن" تمثّل
    ..fikirlerle dolu bir genç olarak.. Open Subtitles "طفلة ملؤها التساؤل، مراهقة نضّاحة بالآراء"
    "Özde değil sözde bir adam Yabani ot dolu bahçe gibidir." Open Subtitles "الناطق بما لا يفعل، كحديقة ملؤها الأعشاب الضارة"
    Hayat ve sevgiyle dolu olduğunun bir göstergesiydi. Open Subtitles وأن الآنسة (آديل) الصغيرة ملؤها الحياة والحب
    Huzur ve refah dolu bir hayat. Open Subtitles حياةً ملؤها السلام والرفاهية
    Bugün liste çok daha farklı suçlularla dolu. Open Subtitles "{\pos(190,130)}"''(فرقة ''محصَّنو (برايان أما الآن، فإن اللائحة ملؤها أنواع جديدة كليًّا من المجرمين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more