"ملتزم" - Translation from Arabic to Turkish

• bağlı
• bağlıyım
• söz
• sadık
• kendini
• taahhüt
• bağlısın
• gözlemci
• kararlıyım

Bunu yaparak Abu Nazir'e hala bağlı olduğunun bir işaretini vermiş olucaksın.
ستكون هذه أشارة لأبو نزيز إنكِ ما زلت ملتزم بتنفيذ هذه الخطة.

Davasına bağlı. Ölmeye hazır.
وهو ملتزم بمبادئه، ومستعد للموت من أجلها

Ben de Glee Kulübüne o kadar bağlıyım ki evliliğimin bitmesinde büyük payı oldu bence.
أنا ملتزم جدا لنادي غلي وأعتقد أنه لعب دورا كبيرا في إنهاء زواجي

Gelecek nesiller için, bu ülkenin vahşi hayatını korumaya söz veriyorum.
هذا الرئيس ملتزم بحماية الحياة البرية في هذه البلد لأجيالنا القادمة

Planına sadık kalabilmesi için bizim arabasını takip etmemizi istedi.
لقد أرادنا أن نتبع السياره بينما هو ملتزم بتنفيذ خطته

Eğer bir gün subay olmak istiyorsan Deniz Piyadelere kendini ne kadar çok adadığını göstermelisin.
بني هل تريد أن تكون ضابطا يجب أن تثبت أنك ملتزم

Kakao vadeli işlemleri üzerine 30 milyon dolar taahhüt ettim.
أنا ملتزم بأكثر من 30 مليون دولار بعقود الكاكاو الآجلة

Diğer bir deyişle, bağlı olmadığın zaman haricinde bağlısın.
،بمعنى آخر أنتَ ملتزم باستثناء عندما تكون غير ملتزم

Paylaştıklarıma bakarak oldukça gözlemci olduğumu anlayabilirsin.
ربما تتذكر من حصصي أنني تماماً ملتزم.

Sen hala kurallara bağlı olabilirsin, ama ben değilim.
,لأنه، بينما أنت ملتزم بالقواعد فأنا لست كذلك

Bana düşmez ama... elmas almak istemeyen bir adam... sana o kadar da bağlı görünmüyor değil mi?
أتعلمين, ليس أن أي هذا من أختصاصي لكن, الرجل الذي لا يشتري لك الألماس لا يبدو ملتزم كلياً, أليس كذلك؟

Ama ben bu ekonomik komiteyi herkesin yeni planıma bağlı kaldığından emin olabilmek için topladım.
لكنني قمت بتكوين هذه اللجنة الاقتصادية لأتأكد من أن الجميع ملتزم بخطتي الجديدة.

İhtiyati tedbirler gereği eli kolu bağlı olduğu için söylediğinizle tezat oluşturuyor.
إنه ملتزم بمسؤليات مدنية لممارسة فن الحذر والذي هو العكس تماماً

Ve sevgilime ve zenci cemiyetine bütün olarak bağlıyım.
و أنا ملتزم بقوة إلى حبيبتي و المجتمع ذو البشرة السوداء ككل

Bilmenizi isterim ki ilerleyen yaşıma rağmen hala mağazadaki görevime tamamen bağlıyım.
أريدك أن تعرف أنه بالرغم من سنواتي المتقدمة مازلت ملتزم كلياً بدوري هنا بالمتجر.

Kocanıza bağlıyım. Bu hem gizlilik hem de sadakat isteyen bir şey.
أنا ملتزم بزوجك ذلك يشمل الخصوصية والصدق أيضاً

kayıtlara geçsin ki,ben özellikle onun katilini adalete teslim etmeye söz veriyorum.
ليعلم الجميع ، أنني شخصيا ملتزم بإحضار قاتله إلى ساحة القضاء

Bir süreliğine arınma amaçlı perhiz yapmaya söz verdim.
أنا ملتزم بـ... فترة من الإمتناع, لغرض التطهير.

Evet doğru, ve daha da kötüsü. Ama benim ahlak kurallarım var. sadık olduğum kurallar.
هذا انا واسوأ ولكن لدى قواعد ومبادىء ملتزم بها

Ve Tanrı'nın huzurunda ömür boyu sana sadık bir eş olacağıma yemin ediyorum.
أمام الله أقسم أن أكون ملتزم بأمانة عمري لكِ كرفيق

Bu adam dalga geçmiyor. Sesi sakin ve düzgün. Kararını vermiş ve kendini buna adamış.
صوته هادىء، لقد اتخذ قراره و هو ملتزم به

Bu şehir emniyetli sokakları hak ediyor, ve Andrew Dixon mahalleri çok çalışan polis memurları ile korumayı taahhüt ediyor.
هذه المدينة تستحق شوارع امنه واندرو ديكسون ملتزم بمواصله العمل الدؤوب ضباط الشرطة الذين يحفظون امن احيائنا

Hayır, sen de işine benim kadar bağlısın ve yanılmıyorsam ikimiz profesyonel bir vaatte bulunmadık..
اهذا بسبب معرض المنحوتات؟ لا، انت ملتزم بعملك كإلتزامي بعملي وما لم اكن مخظئة

kararlıyım... askerlerimizi oradan çekmeyeceğim, Asya'da niyetimizin ciddi olduğunu görsünler.
أنا ملتزم عدم سحب جنودنا من هناك حتى يعرفون أننا جادون في آسيا