"ملحوظ" - Translation from Arabic to Turkish

    • önemli
        
    • fark
        
    • oldukça
        
    • işaretli
        
    • olağanüstü
        
    • belli
        
    • dikkat çekici
        
    • kayda değer
        
    • incelikli
        
    • dikkat çekecek
        
    • görülür
        
    • dikkate değer
        
    • dikkat çekicidir
        
    • belirgin
        
    • oranda
        
    önemli bir değişiklik olmadı davranışında, ... son 2.5 ay içinde. Open Subtitles كان هناك تغيير ملحوظ في تصرفاته في شهرين و نصف الأخيرين
    Vücutlarına, kendileri ile başbaşa kalmaya ve iki dakikaya ihtiyaçları var ve bu onların hayatlarında önemli değişikliklerle sonuçlanabilir. TED يحتاجون أجسامهم، خصوصية ودقيقتان ويمكنها بشكل ملحوظ تغيير مخرجات حياتهم.
    İlk fark ettiğimiz şey en genç ve en yaşlı grup arasındaki faktörlerin yaklaşık yarısının ciddi değişiklikler gösterdiğiydi. TED وأول ما لاحظناه بين المجموعة الشابة والمجموعة المتقدمة في السن، أن حوالي نصف العوامل تغيرت بشكل ملحوظ.
    Dünya çapında, 2000'in üzerinde ateş böceği türü vardır ve bunlar eş bulmanın ve cezbetmenin farklı yolları olan oldukça çeşitli kur sinyallari geliştirmişler. TED يوجد أكثر من 2000 نوع من اليراعات حول العالم وقد طورت بشكل ملحوظ إشارات تودد متنوعة، أي طرق مختلفة لإيجاد وجذب القرين.
    İşaretli değil. Bizi konvoyun etrafından dolaştıracak bir köprü olabilir. Open Subtitles إنه غير ملحوظ, ربما يكون هناك جسر يوصلنا حول هذه القافلة
    Yaşlanan kalbin güçsüzleştiren etkileriyle savaşmakta olağanüstü bir yardımı oluyor. Open Subtitles ومفيده بشكل ملحوظ للمكافحين أمثالنا. الآثار الناجمه مدمرة لقلوب العجزة،
    Sana belli etmeye çalıştım ama her zamanki gibi beceremedim. Open Subtitles حاولتُ إرْسال أنت تُشيرُ، لكن كالمعتاد أنا لُعِنتُ غير ملحوظ أيضاً.
    Size muhtemelen dikkat çekici biri olmadığını söyleyecektir. Fakat o en dikkat çekici etkiyi taşıyor. TED ولربما تقول لك إنها غير معروفة. ولكن لها أكبر أثر ملحوظ.
    Bu, aynı olayı, iki farklı rahibin kendine mal etmesi ve siyasi bir gerçeği iki farklı dinin devralması açısından kayda değer bir örnektir. TED إنه مثال ملحوظ لاعتمادين كهنوتيين مختلفين لنفس الحدث، استحواذان دينيان مختلفان لحقيقة سياسية.
    Aynı zamanda da vergilerini düşürmek, hem de önemli miktarlarda düşürmek için uluslararası vergi sisteminde oynamalar yapmakta ustalar. TED هم بارعون أيضاً في عمل النظام الضريبي الدولي بغية خفض فاتورة ضرائبهم، بشكل ملحوظ.
    Daha az tatlı püresi yapmaktan uzak. Çünkü o, desteklenebilirliği karışımın içine ekledi, o aslında önemli ölçüde kıyaslamayı daha iyi yaptı. TED بعيداً عن صنع حساء أقل لذة لأنه أضاف الاستدامة إلى هذا المزيج، تجاوز في الواقع أداء المؤشر بشكل ملحوظ.
    önemli bir şekilde, siyasi partilere karşı bir anayasa düzenlediğini ve siyasi partileri önemsizleştirdiğini düşündü. TED اعتقد وبشكلْ ملحوظ أنه صممّ الدستور الذي كان ضد وجود الأحزاب السياسية مما سيجعلها غير ضرورية.
    İşin aslı hâlâ önemli bir ölçüde çocukları ikili ve muhalif yollarla sosyalleştiriyoruz. TED ‫الحقيقة هي أننا ما زلنا، مجتمعيًّا،‬ ‫نفرق بين الأطفال بشكل ملحوظ‬ ‫بطرق ثنائية و متعارضة.‬
    Bir kaç dakika sonra kendine geldi ölü olmadığını fark etti ve bir kaç brendi içtikten sonra da evden yalpalayarak ayrıldı. Open Subtitles وأدرك بشكل ملحوظ أنه لم يمت بالرغم من كل ذلك وبعد أن شربنا بضعة كؤوس من الخمر غادر إلى منزله
    Belasco, insanların dikkatlerini tek bir obje üzerine toplayarak fark edilmeden aralarında dolaşabildiğini söylermiş. Open Subtitles بيلاسكو قال انه يمكن أن يشغل الناس بشئ معين ثم يتحرك بينهم وهو غير ملحوظ
    Bunlar oldukça düzenli bir biçimde giden üstel eğrilerdir performans, kapasite, bant genişliği bilgilerini sağlar. TED وهناك منحنيات أسية منسابة بشكل ملحوظ التي تحكم الأداء السعري،السعة، وعرض النطاق الترددي.
    Hapishanede dört yılını işaretli adam olarak geçirince, insanları hızlı bir şekilde okumayı öğreniyorsun, özellikle seni öldürmeye çalıştıklarında. Open Subtitles عند قضاء أربع سنوات في السجن كرجل ملحوظ .تتعلم القراءة بسرعة .خصوصا عندما يحاولون قتلك
    Düşündüğünüzden daha zeki hızlı karar veriyor olağanüstü azmi var. Open Subtitles ، هو أذكي مما يتوقعه الناس ، لديه حكم سريع ولديه تصميم ملحوظ
    Noah ve Allie, sonuçlarını hiç düşünmeden... uzun bir yolda ilerledikleri oldukça belli olan... genç bir çift görüntüsü çiziyorlardı. Open Subtitles أعطى نوح والخبير آلي وبشكل ملحوظ صورة مقنعة لصبي وفتاة السفر إلى أسفل طريق طويل جدا دون أي اعتبار عن العواقب.
    Ve sonra dikkat çekici Contour isimli bir teknoloji ile karşılaştık. TED ثم وصلنا الى تقاطع تكنولوجي ملحوظ للغاية يسمى كونتور.
    Dahası, dronlar ada etrafında su sıcaklığının kayda değer derecede arttığını tanımlıyorlar. TED علاوةً على ذلك، تحدد المراكب المسيرة أن درجة حرارة الماء حول الجزيرة قد ارتفعت بشكل ملحوظ.
    Problem ise, ether o kadar incelikli ve o kadar soyut geliyordu ki her seferinde, onu ölçme teşebbüslerinden kurtuluyordu. Open Subtitles والمشكلة هي أن هذا الأثير بدا غير ملحوظ جدا و لذلك شيء غير ملموس وأنها استعصت على كل المحاولات لقياسها.
    Fakat gerçekten, bu yıldızların etrafında dönen gezegenlerden öğrendiğimiz bilgiler Güneş'imiz etrafında dönen gezegenlerden dikkat çekecek kadar farklı bilgilerdir. Open Subtitles ولكن ما تعلمناه في الواقع هو أن الكواكب حول النجوم الأخرى مختلفة بشكل ملحوظ عن مثيلاتها حول شمسنا
    Ama tamamı beklediğim gibiyse buradaki pozisyonunun gözle görülür bir şekilde ve hızla arttığını söylemek isterim. Open Subtitles لكن إذا كان كما أتوقع أن يكون فلتعلم أن موقفك هُنا قد تحسن بشكل ملحوظ وفي وقت قصير بالفعل
    Satışlarını reklam vererek değil dikkate değer bir şey yaparak katlamışlardı. TED لم يقوموا بمضاعفة مبيعات ثلاثة مرات عبر الإعلانات، لقد قاموا بمضاعفتها بفعل شئ ملحوظ.
    Sevmek zorunda değilsiniz, ancak 40 fit boyunda, New York şehrinin ortasında çalılardan yapılmış bir köpek dikkat çekicidir. TED لا يجب عليك الإعجاب بها، لكن كلب بعلو 40 قدماً مصنوع من القش في منتصف مدينة نيويورك هو شئ ملحوظ.
    ve gözümüzün bakmadığı yerde görüş kaliteniz belirgin şekilde düşüktür. TED و أين عينك لا تنظر بشكل ملحوظ أنت لا تتحكم في بصرك
    Ama insanların gelecek beklentileri ciddi oranda yükseldi TED لكن توقعات الناس لمستقبلهم ارتفعت بشكل ملحوظ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more