Bunun olmasına izin veremeyiz. Güçlü ulus, bağlı olandır. | Open Subtitles | لا يمكننا السماح بهذا ، أمة قوية هي أمة ملزمة |
Basınç plakasına bağlı bir mengene, plaka da bir sandalyenin etrafına yerleştirildi. | Open Subtitles | كانت ملزمة متصلة بلوحة ضغط والتي بدورها مبنية حول كرسي |
- Bu davadaki savcı olarak bildiğim her şeyi savunmayla paylaşmak zorundayım. | Open Subtitles | فأنا ملزمة .بمشاركة كل شيء أعرفه مع الدفاع |
Kimse mecbur olduğu için kıç yalamaz. | Open Subtitles | لا أحد اللعقات وهو الحمار لأنه يشعر ملزمة. |
Ben bazı cinayetleri rapor etmekle yükümlü bir polis memuruyum. | Open Subtitles | انا ضابطة شرطة و ملزمة للإبلاغ عن الجرائم |
Kanunen, evi alıp almamamızı etkileyecek herhangi bir gerçeği... belirtmek zorundasın. | Open Subtitles | لقد كنتي ملزمة قانونياً أن تكشفي عن اي حقائق مادية ، يمكنها أن تؤثر على قرارنا في شراء المنزل |
Ayrıca önlemler, tüm bu çabaların raporlanması ve doğrulanması yasal olarak bağlayıcı. | TED | و ستكون القياسات و التقارير و تدقيقها، لكل هذه الجهود ملزمة قانونا. |
Bacaklarıma arkadan kramp giriyor, dizimin üstünden sanki bir mengene sıkıştırıyormuş gibi. | Open Subtitles | بدأت قدميّ بالتشنج من الخلف ... فوق الركبة مباشرة مثل ملزمة تمسكني |
Şu anda sana bir şey söyleyeceğim ama cevap vermek zorunda kalmanı istemiyorum, ...bu yüzden hemen kapatacağım. | Open Subtitles | سأقول الآن شيئا... ولكن لا أريدك أن تشعري بأنك ملزمة بالرد بأي شيء، لذا فسأغلق الخط الآن |
- buna bağlı değilsin. - Ayrılmak için sebebim vardı. | Open Subtitles | لست ملزمة بهاذا لقد تركتم لسبب |
Hannah da ondan hoşlanıyor galiba ya da kendini adama bağlı hissediyordur. | Open Subtitles | ويبدو... أنّها معجبة به... أو لربّما تشعر بأنّها ملزمة به |
Hannah da ondan hoşlanıyor galiba ya da kendini adama bağlı hissediyordur. | Open Subtitles | ويبدو... أنّها معجبة به... أو لربّما تشعر بأنّها ملزمة به |
Bunu itiraf etmeyeceğini biliyorum, o yüzden ben etmek zorundayım. | Open Subtitles | وأعرف انه لن يعترف أبدا بذلكـ لذا كنت ملزمة |
Şunu anla, avukat-müvekkil gizliliği gereği... söylediğin her şeyi sır gibi saklamak zorundayım. | Open Subtitles | "إعلمي أنني ملزمة بإمتيازات "محامي و موكله لإبقاء كل ما تخبريني إيّاه سراً |
Sponsorumla yaptığım kontrata göre rastgele seçilmiş hayranlarımın hayallerine girmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا ملزمة بعقد من الشركة الراعية بأن أظهر عشوائياً في خيالات الآخرين |
Belki de hayatını kurtardığından beri ona yumuşak davranıyorsundur. Biraz rahat bırakmaya kendini mecbur hissediyorsundur. | Open Subtitles | ربما منذ إنقاذه لحياتكِ وأنتِ تتساهلين معه ربما تشعرين بأنكِ ملزمة |
Bizi vazgeçirmeye mecbur olduğunu söyledi, bizde konuşmak için biftekçiye gittik. | Open Subtitles | قالت أنها شعرت بأنها ملزمة على ثنينا عن هذا التحويل لذا ذهبنا لمطعم شرائح اللحم لنتحدث |
Annesi hukuken mecbur olmadan bana hiçbir şey vermez. | Open Subtitles | لن تعطيني أبداً شيء واحد ليست ملزمة قانونياً بإعطائي إيّاه |
Size hiçbir şey açıklamakla yükümlü değilim çünkü teknik olarak burada çalışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لست ملزمة لإثبات أي شيء لكي لأنه من الناحية الفنية ، أنا لا أعمل هنا |
Sana yardım ettiği için asılmaya yükümlü olarak bir hapishaneye kapatıldı. | Open Subtitles | إنها محبوسة ملزمة بالإعدام لمساعدتك |
- Bana bu bilgiyi vermek zorundasın! - Bomba ile başlayın. | Open Subtitles | .. أنت ملزمة بإعطائي هذا المعلومات - .. ابدأ بالقنبلة - |
- O zaman elinden geleni yap. Ama teklifimi müvekkiline söylemek zorundasın. | Open Subtitles | لكنك ملزمة قانونياً بتقديم عرضي إلى موكلك |
Fakat bu yönergelerin hiçbiri uluslararası hukukta bağlayıcı değildir ve anlayışın, ulusal mekanizmalar yoluyla uygulanacak olmasıdır. | TED | لكن هذه القواعد ليست ملزمة بموجب القانون الدولي، وإذا علمنا أنه سيتوجب تفعيلها بآليات وطنية خاصة بكل دولة. |
- Neden Gideon Wallace'ın dairesindeydiniz? - Buna cevap vermek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ ملزمة بالإجابة عن هذا السؤال- حسنٌ، لا بأس. |