Bundan sonra maçlar için renkli bir TV almak istiyorum. | Open Subtitles | شيء آخر أريد أن أفعله أن أشتري تلفزيون ملون للألعاب |
Hafif mavi renkli su içerisinde yüzen 20 köşeli boya. | Open Subtitles | إنه حجر نرد ذي عشرين وجها مثلثة ملون بماء أزرق |
Babam içinde renkli sıvılar bulunan buzlar için uzun yol kat etti. | Open Subtitles | والدي سوف يقطع مسافات بعيدة من أجل الثلج الذي بداخله سائل ملون |
Sırtında koca bir küfe içkiyle zenci bir çocuk bizi takip ediyor olurdu. | Open Subtitles | كان هناك صبى صغير ملون يركض من خلفنا يحمل إبريقاً كبيراً من الخمر على ظهره |
Küçük bir çocuğa boyalı kalem verirseniz o da size ailesinden nasıl kaçtığını anlatan bir resim çizer. | Open Subtitles | اعطي للطفلة قلم ملون وسوف ترسم لكِ صورة عن كيفية خروجها و مرواغتها |
Aslında üç çocuk kayıp. Bir tane de siyah çocuk var. | Open Subtitles | في الحقيقة ثلاثة أولاد مختفون وأحدهم ملون |
Her bir boncuk, her bir renkli şerit, aynı zamanda bir müzik notası gibi okunabilecek bir hava elemanını temsil ediyor. | TED | كل خرزة لوحدها، كل شريط ملون لوحده، يمثل عنصرا من الطقس يمكن أن يقرأ كذلك كنوتة موسيقية. |
Binbaşı, eminim dosyanın çok renkli olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | انا متأكد انك ستنظر لسجل خدمتك كما لو كان ملون بدرجة كبيرة |
Güney Afrika'da en az bir tane renkli derili avukat var. | Open Subtitles | لذا يمكن أن نستنتج أنه على الأقل يوجد محامي واحد ملون في جنوب أفريقيا |
50 dolara renkli TV'yi biraz zor alırsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك الحصول على تليفزيون ملون بخمسين دولار |
Clamp Kablolu Kanal'da renkli ve mutlu sonu olan ... klasik film Casablanca'yı kaçırmayın. | Open Subtitles | الليلة، على قناة كلامب للأفلام الكلاسيكية فيلم كازبلانكا، ملون وبنهاية سعيدة |
Billy renkli bir dalgıcın buradan mezun olacağı günler gelebilir fakat ben burada oldukça, o gün yarın olmayacak. | Open Subtitles | بيلى .. ربما يأتى اليوم الذى يتخرج فيه ملون من المدرسة و لكن لن يكون غدا |
Keşke 2 sentlik, lastik şekilli renkli bir hayvanla eğlenebilseydim. | Open Subtitles | أتمنى أن يستطيع تسليتي مطاط زهيد الثمن على شكل حيوان ملون |
Adam Odell'e yetişecek bile olsa o zamana kadar renkli derili biri için at koşturduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | وبمدى سرعة إمساكه به وحتى يفعل , سيعلم الرجل أنه راكب في خدمة شخص ملون |
Odama renkli televizyon almama izin vermediler. | Open Subtitles | لم يسمحا لي باقتناء تلفزيون ملون في غرفتي |
Harika, sen en iyisi bizi renkli televizyonla takas et. | Open Subtitles | حسناً، من الأفضل أن تقايضنا مقابل تلفاز ملون |
zenci birinin evine girdiğimizi görürlerse, ailemiz kızar. | Open Subtitles | ما ستقوله العائلة إذا رأونا نذهب إلى بيت رجل ملون |
Kilise, ahşap, boya ve biraz da boyalı camdan başka bir şey değil. | Open Subtitles | هذه الكنيسة ليست أكثر من خشب وطلاء وزجاج ملون |
Ölü akciğer dokularını demir testi için boya. | Open Subtitles | اذهبي و ضعي ملون الحديد على النسيج الميت للرئة |
Onu siyah beyaz yap, diğer her şey renkli olsun. | Open Subtitles | ,اجعلها بالأسود والأبيض وكل شيء حولها ملون |
Eğer analitik tarafınız güçlüyse buna bir renk histogramı olarak bakmayı istersiniz. | TED | وإذا كان عملك ذا طابع تحليلي أكثر عندئذ ربما تريد في الواقع النظر إلى هذا كرسم بياني ملون. |
Ama gerçekten, bir tanığınız ölü, diğeri ise değersiz ve... ve yalancı bir zenci olarak bilinen bir siyahi adamken, bu 12 zeki adamın size inanmasını bekliyor musunuz? | Open Subtitles | لكن هل تتوقعين من 12 رجلا أذكياء ان يصدقوك؟ مع ان شاهد ميت والثاني هو رجل ملون معروف أنه بلا فائدة وزنجي كاذب؟ |
Bu aslında mısır nişastası, kırmızı gıda boyası ve çikolata şurubu bir karışımı. | Open Subtitles | في الواقع إنه خليط من نشاء الذرة، ملون طعام أحمر، و صلصة شوكولاتة |
Kitabınızın çoğunu okuduk ama geri kalanının üzeri boyanmış ve parçalanmıştı. | Open Subtitles | لقد قرأنا معظم الكتاب لكن البقي ملون أو ممزق |
İrlandalıların buradaki adamı Connor Malone'la aramız iyi. | Open Subtitles | علاقتنا وطيدة بـ (كورنر ملون) إنّه ممثل الأيرلنديين هنا |
Takımlar ne durumda adamım? Oh, rengarenk. Aletim rakamlarla boyanmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | ملون جدا قضبى يبدو كمسرحا للطلاء |