Çünkü nasıl oluyorsa bu şaklabanlar bir gecede 800 milyon dolar kaybediyor. | Open Subtitles | لأن هؤلاء المهرجين، بشكلٍ ما خسروا 800 مليون دولار في غضون ليلة |
Sponsor ücretleri 50 milyon dolar tuttu. Tam bir gavat. | Open Subtitles | سيكلفني هذا 50 مليون دولار في أجور الرعاية، تلك السافلة |
prim dahil maaş paketi 400.000 dolar. Bu arada, aynı yıl için, 5 milyon dolar üzerinde para toplayan bir | TED | في نفس الوقت و السنة متوسط المرتب لمدير تنفيزي في شركة طبية لأعمال الخير تقدر ب5 مليون دولار في الولايات المتحدة |
Bu milenyumun ilk 10 yılında 4.000 adet rüşvet veren bir şirket vardı, her iş gününe milyon dolarlık rüşvetler. | TED | هناك شركة دفعت 4000 رشوى في أول عقد من هذه الألفية، مليون دولار في الرشاوى في كل عمل يوميا، صحيح؟ |
20 milyon dolarlık kayıp bir elmas çantanızda ne arıyor? | Open Subtitles | ما الذي تفعله إلماسة مفقودة بعشرين مليون دولار في حقيبتك؟ |
Küçük Obiang ise kendisine California, Malibu'da... ...30 milyon dolar değerinde bir malikane aldı. | TED | لذا أوبيانغ جونيور، حسنا، إشترى لنفسه قصر بقيمة 30 مليون دولار في ماليبو، كاليفورنيا. |
Obama bu tarz fikir ve oluşumların ilerleyebilmesi için Amerika bütçesinden 300 milyon dolar ayrılmasını önerdi, ve daha birçok başka ülke ciddi düzeyde ilgi göstermeye başladı. | TED | وقد اقترح أوباما 300 مليون دولار في ميزانية الولايات المتحدة لهذه الأنواع من الأفكار وهياكل للتحرك إلى الأمام، والكثير من البلدان الأخرى ومما يدل على اهتمام كبير. |
Son rapora göre Atlanta'nın yaşadışı seks ticareti yılda 290 milyon dolar ciro yapıyor. | TED | في تقرير أخير، التجارة بالجنس في أطلانطا قد أدخلت ما يعادل 290 مليون دولار في السنة. |
Bu 10 yılı aşkın sürede, uygun maliyetli finansmanda 40 milyon dolar, ortalama faiz oranı yüzde 5 ile yüzde 6 arası. | TED | خلال هذه السنوات العشر، أنفقنا 40 مليون دولار في التمويل بأسعار معقولة، متوسط سعر الفائدة كان 5 الى 6 في المئة. |
Ama şuna dikkat çekmeliyim ki 2.6 milyon dolar hala kayıp. | Open Subtitles | ولكن استمعوا الى هذا ، لا تزال 2.6 مليون دولار في عداد المفقودين |
Sandığın içinde bir milyon dolar olduğu söylendi. | Open Subtitles | يُقال لي أن هناك مليون دولار في ذلك الصندوقِ |
Anlamıyorum. İçeride yarım milyon dolar var! | Open Subtitles | أنت لا تفهم , ثمة نصف مليون دولار في الداخل |
Aptal bir pantolon giyerek yılda bir milyon dolar kazandıracak bir yol bulmuş adam. | Open Subtitles | فقد اخترع طريقةً ليدفع له الناس مليون دولار في السنة لمجرد لبسه زوجاً من السراويل الغبية. |
Bir 50 milyon dolar daha kazanıp bu ofiste yaptıklarıma devam etmek için uyuşturucu satmalıyım. | Open Subtitles | أكسب مبلغ أخر 50 مليون دولار في السنة داخل نفس المكتب لأدير عمليات بيع المخدرات |
"100 milyon dolarlık Tangiers'in gerçek patronu olduğunu söylüyor." - Buna inanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | ال 100 مليون دولار في كازينو طنجة,هل تصدقون هذا؟ |
BBD O sadece geçen yıl 500 milyon dolarlık iş aldı. | Open Subtitles | والذي حقق ربحاً قدره 500 مليون دولار في الاعمالِ الجديدةِ وذلك كَانَ فقط السَنَة الماضية لوحدها |
Aslında, bir milyon dolarlık bir ödül. | Open Subtitles | ورقة؟ إنّها جائزة قدرها مليون دولار في الواقع. |
Orada, en az, yarım milyon dolarlık mücevher dururken, 1100 dolar nakit alıp kaçmışlar. | Open Subtitles | وثُمَّ ماذا؟ ، لابد وأن هنالك مايقدر على الأقل بـ نصف مليون دولار في مجوهرات هذه القضايا، وقد تخلوا عن ذلك |
22 milyon dolarlık mücevherat ve antika çalındı. | Open Subtitles | حوالى 22 مليون دولار في هيئة مجوهرات وتُحف نادرة |
22 milyon dolarlık mücevherat ve antika çalındı. | Open Subtitles | حوالى 22 مليون دولار في هيئة مجوهرات وتُحف نادرة |
Deniz aşırı bir banka hesabında 25 milyon dolarım var. | Open Subtitles | أنا حصت على 25 مليون دولار في حساب مصرفي بالخارج |
Bu insanlara söylüyorum bir milyon dolara mal olacak... gelecek iki yıldan fazlada. | Open Subtitles | أظن أن هؤلاء سيكلفوننا مليون دولار في السنتين القادمتين |