O, büyükbabamın ölmeden önce parşömeni gizlediği yeri bulacaktır. | Open Subtitles | سيجد طريقًا إلى حيث أخفى جدي اللفيفة السرية قبل مماته |
Her Yahudi ölmeden İsrail'e hacca gelmeli diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن كل يهودي عليه الحج إلى إسرائيل قبل مماته |
öldüğü gün çekildiği fotoğrafta elinde tutuyor da ondan. | Open Subtitles | لأنه كان يمسك بواحدة في صورة التقطت يوم مماته. |
Onu bulduklarında, öldüğü gün burada olduğumuzu ispatlamalıyız. | Open Subtitles | عندما يجدوه .... لابد أن نكون قادرين على إثبات أننا كنا هنا يوم مماته |
Nasıl yaptıklarını bilmiyoruz ama neden firavunlara- yaşarken ve de öldükten sonra saygı gösterdiklerini biliyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم كيف نحتت ولكننا نعلم لما نحتت لقد نحتت لتكريم الفرعون في حياته وبعد مماته |
Yaşarken ünlüydü, öldükten sonra tamamen unutuldu. | Open Subtitles | مشهور عندما كان حياً، ونُسىّ كلياً بعد مماته |
ölene kadar her hafta bana mektup yazdı. Biliyor muydun? | Open Subtitles | لقد كان يراسلني كل أسبوع حتى يوم مماته , أتعلم ذلك ؟ |
Şunu söyleyebilirim ki ölümüne bu sebep olmuştu. | Open Subtitles | يمكنني القول بانه أسهم في الحرب .. حتى مماته |
ölmeden önce babanızla aranızı düzeltmek istemişti. Sen ve Rudy. | Open Subtitles | أرادتكما أنّ تصالحا والدكما قبل مماته .. |
Red Dawg'ın karısı onun her zaman dindar biri olduğunu söyledi ama ölmeden bir hafta önce bir dua toplantısından gelmiş ve değişmiş ilahi huzur dolu biri olarak dönmüş. | Open Subtitles | ارملة دي دوغ قالت بانه دائما ما كان متدينا لكن قبل اسبوع من مماته عاد الى المنزل بعد اجتماع صلاة |
Geçen sene ölmeden önce yapmak istediğimiz şeylerin bir listesini yaptık. | Open Subtitles | في العام الماضي جلسنا سوية وعملنا قائمة بالامور التي يريد كلانا عملها قبل مماته |
Dedem ölmeden çok kısa bir süre önce onu bana verdi... birkaç ay önce. | Open Subtitles | اعطاه لي جدي قبل مدة قصير من مماته... قبل بضعة أشهر |
Tuhaf bir şey buldum. ölmeden bir gece önce bir uçak bileti almış. | Open Subtitles | قبل ليلة مماته حجز على تذكر طيران |
O orospu çocuğu öldüğü güne dek senden nefret edecek. | Open Subtitles | ذلك الداعر سوف يكرهك حتى يوم مماته. |
öldüğü günün sabahı da birkaç rahibe uğramıştı. | Open Subtitles | وفى صباح مماته كانت تزورنا بعض الراهبات |
öldüğü güne kadar sürekli çalardı. | Open Subtitles | كان يلعبها باستمرار حتى يوم مماته |
Nişanlım öldükten sonra, bir süre onunla görüştüm. Benimle tanıştırmak istediği harika bir insan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حاولت الذهاب لرؤيتها لبعض الوقت بعد مماته قالت بأن لديها شاب لطيف تريد أن تعرفني عليه. |
öldükten sonra bana miras kaldı. | Open Subtitles | ورثتها عقب مماته |
Yani bunlar Başçavuş Downing öldükten sonra atılmış. | Open Subtitles | تلك الرصاصات اطلقت بعد مماته |
Bugün ölene kadar aileme ve bana göz kulak olacağını bize gerçekten çok iyi bakacağını söyledi. | Open Subtitles | أنه سوف يعتني بأسرتي وبي حتى مماته. وإنه سيعتني بنا جيدًا جدًا، جدًا. |
Doğumundan ölümüne kadar, Tanrı ona bakacaktır. | Open Subtitles | انه لله، من يوم ولاته الي مماته |
Adam öldürülmeden bir gece önce ülke dışına bir uçak bileti alıyor. | Open Subtitles | الرجل حجز على الطيران لخارج البلاد قبل ليلة مماته هذا الأمر يجعلني أتساءل فحسب |
Efsane, Marke'ın İrlandalıları yenip D'OR Kalesini tekrar kurduğunu ve yaşamının sonuna kadar barış içinde saltanat sürdüğünü söyler. | Open Subtitles | " وحَكَمَ بعدلٍ حتى يوم مماته " |