"ممطراً" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yağmur
        
    • Yağmurlu
        
    • ıslaktı
        
    Bütün hafta Yağmur yağdı. Open Subtitles كان الجو ممطراً أثناء ذلك . الإسبوع بالكامل
    Bütün hafta Yağmur yağdı. Open Subtitles كان الجو ممطراً أثناء ذلك . الإسبوع بالكامل
    Yüzünü göremedim. Yağmur yağıyordu ve adam kaçıyordu. Open Subtitles لم أتمكن من رؤية وجهه كان الجو ممطراً ، وكان يلوذ بالفرار
    Yani, ıslak yollu, Yağmurlu bir pazar olacak. Open Subtitles إذن فسيكون الجو ممطراً ليوم الأحد، مع طرق مبتلة في جميع الأنحاء.
    Son baharda Yağmurlu pazar günlerinde onu izler. Open Subtitles يشاهده عندما يكون الجو ممطراً ولا يمكنه الخروج بالعطله
    Bir gün kızlarım bunu benim stüdyoma getirdi. Dışarısı oynamak için çok ıslaktı. Open Subtitles لقد كنتُ أسمح لبناتي بركل هذه خارج الاستديو الخاص بي, عندما كان الجو ممطراً جداً للعب في الخارج
    Yağmur yağıyordu ve arabası bozulunca bisikletle gelmek istemiş. Open Subtitles لقد كانَ الجو ممطراً وقد تأخر وسيارتهُ لم تعمل لذا ذهبَ بدراجتهِ من بين كل الأشياء
    Tatile gitmezdik ama her pazar günü güneş, Yağmur demeden... Open Subtitles ليس في العطل، ولكن كل أحد، سواء كان مشمساً أم ممطراً..
    Kapalı ya da açık hava. Yağmur ya da kar. Open Subtitles صحواً أو ممطراً في الثلوج أو البَرَد
    'O gün de Yağmur yağıyordu. "İnsanı evden çıkarıyor, değil mi?" demişti. Open Subtitles لقد كان ممطراً خفيفاً، أيضاً " قالت : " اصطحبتكِ إلى الخارج، أو لم أفعل ؟
    - Mesela, o gün Yağmur yağıyordu. Open Subtitles فمثلاً, لقد كان الجو ممطراً هذا اليوم.
    İki gün boyunca Yağmur yağdığı için, her taraf çamurmuş. Open Subtitles كان الجو ممطراً بشكل متواصل لمدة يومين... وهذا تسبب في وجود وحل في كل مكان
    O zamandan beri Yağmur sesi en sevdiğim müzik. Open Subtitles - كيف ألتقيتما؟ - ذلك اليوم، كان ممطراً في مدينة أدنبرا.
    Yağmur yağıyor ve adam etrafına bakarak yürüyor. Open Subtitles كان الجو ممطراً وكان يمشي باحثاً عن شيء
    Yağmur yağıyordu. Open Subtitles كان يوماً ممطراً
    Yağmur yağıyordu da umurumuzda bile değildi. Open Subtitles كان الجو ممطراً ولكن لا يهم
    -Daha kötü olabilirdi. Yağmur yağabilirdi. Open Subtitles قد يكون أسوأ, قد يكون ممطراً.
    Beth, Tucker, Jesse ve ben ister Yağmurlu ister güneşli olsun, Her pazar Bishop'ta buluşurduk. Open Subtitles بيث وتاكر وأنا جيسي نتقابل كل يوم أحد سواء كان الطقس ممطراً أو مشرقاً عند الأسقف
    Bu daktilo Bell'in. Satın aldığı günü hatırlıyorum. Yağmurlu bir havaydı. Open Subtitles هذه الآلة الكاتبة لـ(بيلي)، أذكر اليوم الذي اشتراها فيه، كان ممطراً.
    Yağmurlu bir gündü ve alışveriş yapıyordum, sonra-- Open Subtitles , لقد كان يوماً ممطراً ... و أنا كنت في البقالة, عندما
    İster soğuk olsun ister sıcak, ister Yağmurlu ister güneşli bu geceyarısı Philadelphia treninde olacağım. Open Subtitles لأنه لو كان الجو ساخناً أوبارداً ممطراً أو مشمساً فسأكون في قطار (منتصف الليل إلى (فيلادلفيا
    İki görümde de bir şey kazılıyordu ilki Henry'nin cesedinin atıldığı mezar, toprak ıslaktı, Yağmur yağıyor gibiydi. Open Subtitles لقد راودتني رؤيتان مختلفتان عن الحفر الرؤية الأولى كان بها جسم (هنري) خارج الحظيرة والأرض مبللة، كما لو كان الجو ممطراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more