"ممنوعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yasak
        
    • yasaklanmış
        
    • yasaklanmıştı
        
    Adam sağına soluna baktı, gazeteyi yaydı, paketi gazeteye sardı ve sanki yasak bir şey verirmiş gibi bana uzattı. TED صاحبها نظرات جهة اليمين والشمال وبسط ورق جريده ولفها داخلها. اعطاها لي كأنها ماده ممنوعه ، شي من هذا القبيل
    Kesinlikle yasak olduğunu bilmeden, benden kan almak istedi. Annem şoke oldu. Open Subtitles وعرض ان يسحب من دمي من غير علمه اني ممنوعه عن ذلك
    Ziyaretin yasak olduğunu bilmeniz gerekiyor. Open Subtitles يجب أن تكونا على علم بأن الزيارات ممنوعه
    Çöl kuşağı ve Güney Kutbu yasaklanmış. Open Subtitles حزام الصحراء والقطب الشمالى منطقه ممنوعه
    Kumar dünyada henüz yeni yasaklanmıştı ve eski patronum Mike Marucci, ayı iyi tanıyan birini klonlaması için Dr. Runa Pedanken ile anlaştı. Open Subtitles وكانت المقامره ممنوعه على كوكب الارض. لذلك رئيسى القديم000 مايك ماروتشى, قام بتكليف الدكتوره رونا بيدانكن لكى تقوم باستنساخ
    Pekala, ayaklarında tekerlek olan şeyler ve aşırmak yasak. Open Subtitles حسناً، الزلاجات ممنوعه على أي حال و السرقة ممنوعه
    - Ateşkes şartlarına göre dağı çevreleyen bölgelere girmen yasak. Open Subtitles بموجب شروط الهدنه الأرض المحيطة بالجبل ممنوعه.
    yasak olduklarını söylemedin. Open Subtitles لم تذكري انها ممنوعه من مال شهر كامل?
    yasak bir narkotik hırsızlığı araştırıyoruz ... bir hükümet servisinden. Open Subtitles فنحن نحقق فى سرقة عقاقير ممنوعه... منقبلهيئةحكومية.
    İlk olarak, mağazada paten yasak. Open Subtitles أولاً، الزلاجات ممنوعه بداخل المتجر
    Kusura bakma, kanka. Bugün Şabat. Elektrik kullanmak yasak. Open Subtitles آسف يارجل إنه يوم السبت الكهرباء ممنوعه
    Fabrikada birçok şey yasak: Open Subtitles الكثير من الاشياء ممنوعه في المصنع
    Hayır, kullanmasının yasak olduğunu biliyor. Open Subtitles كلا أنها ممنوعه أنها , أنها تعلم أفضل
    yasak olduklarını söylemedin. Open Subtitles لم تذكري انها ممنوعه
    Julia'nın annesi doğu yakasında yaşıyor ve Julia 18 yaşına gelene kadar onu görmesi yasak. Open Subtitles والدة ( جوليا ) عاشت في السـاحل الشرقي .. ـ و ممنوعه قانونيـا بـ ان ترى ( جوليـا) ـ حتى عيـد ميلأدهـا الـ الثامن عشر
    - yasak sularda balık tutmak. Open Subtitles - قاموا بالصيد فى مياه ممنوعه
    Bu yasak. Open Subtitles إنها ممنوعه
    Kendilerince veda ediyorlar-- yasaklanmış çalgılarla, yasaklanmış melodiler çalıyorlar. Open Subtitles ماذا يفعلون؟ يقولون وداعاً بطريقتهم. يعزفون نغمة ممنوعة قانوناً على آلة ممنوعه.
    Bir bebek bakıcısı? Az önce bilgilendirildim artık kişisel bir korumam olmadan, kalenin dışına çıkmam yasaklanmış. Open Subtitles بأني ممنوعه من مغادرة القصر
    Ama savaş nanomakineleri Amsterdam Antlaşması ile yasaklanmıştı. Open Subtitles . آلات النانو في الجيش ممنوعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more