Hatırlayabildiğim kadar uzun zamandır benim için sorun oluşturuyorlar: önce minik bir erkek fatma iken sonra da erkek görünümlü ancak östrojen ağırlıklı bir organizma iken. | TED | كانت مشكلة بالنسبة لي منذ أمد بعيد، بدايةً منذ أن كنت فتاة مسترجلة صغيرة ثم بعد ذلك كصاحبة مظهر ذكوري، قائم أساساً على هرمون الإٍستروجين الأنثوي. |
Bu, dünyadaki sorunları uzun zamandır çözmeye çalışmadığımızdan değil. | TED | ولا يعني أننا لم نحاول حل مشاكل العالم من حولنا منذ أمد بعيد |
yıllardır hayalini kurduğum Gümüş Kadehi boynuma asmak için ne kadar beklediğimi tahmin edemezsin. | Open Subtitles | إنني أحلم منذ أمد بعيد ..أن ألبس الكأس الفضي حول عنقي |
Bugün doğum günün. Ve uzun süredir beklediğin ve umduğum hediyeyi alacaksın. | Open Subtitles | اليوم عيد ميلادك وستحصل على هديّة كنت تتمناها منذ أمد طويل |
Şimdi, bir teoriye göre kuyruklu yıldızlar uzun bir zaman önce suyu Dünya'ya getirdiler. | Open Subtitles | هناك فرضية تقول أن المذنّبات نقلت المياه للأرض منذ أمد |
uzun zaman önce evleniyordu. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | كانت ستتزوج منذ أمد بعيد لا أريد التحدث عن ذلك |
uzun zamandır kendimi böyle duygulara karşı kapatmıştım ve aniden açınca şaşırdım. | Open Subtitles | إرتباطي ثانية بجزء من نفسي كان مدفونا منذ أمد بعيد |
uzun zamandır kendimi böyle duygulara karşı kapatmıştım ve aniden açınca şaşırdım. | Open Subtitles | إرتباطي ثانية بجزء من نفسي كان مدفونا منذ أمد بعيد |
O köylüler, çok uzun zamandır yolunuzda duruyorlar. | Open Subtitles | منذ أمد طويل جدا هؤلاء الفلاحون وقفوا ضدك |
O köylüler, çok uzun zamandır yolunuzda duruyorlar. | Open Subtitles | منذ أمد طويل جدا هؤلاء الفلاحون وقفوا ضدك |
Hava Kuvvetleri uzun zamandır, taa 80'lerden beri yapay zeka programları ile ilgileniyor. | Open Subtitles | القوات الجوية مهتمّة بمجالات الذكاء الإصطناعي منذ وقت طويل إلى الآن منذ أمد بعيد، منذ ثمانينات القرن الماضي |
O uzun zamandır bok gibi kokuyor. | Open Subtitles | ارتدِ هذا. ذلك موجود منذ أمد بعيد حتى نتن. |
Ama bu soruyu cevaplamayacağım, yıllardır görmediğim birisin sonuçta. | Open Subtitles | ولكن لن أجيب على أسئلة من شخص لم أرهُ منذ أمد بعيد |
Neredeyse birbirinizi yıllardır tanıyormuş gibisiniz. | Open Subtitles | تقريبا وكأنكما تعرفان بعضيكما منذ أمد. |
Belki de seni yıllardır seviyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تحبك منذ أمد طويل |
Sen evine git. Ben senden daha uzun süredir burada oturuyorum. | Open Subtitles | أنتى إذهبى إلى المنزل أنا أعيش هنا منذ أمد بعيد , من قبلك أنتِ |
Olayın meydana geldiği ev uzun süredir kullanılmıyordu. | Open Subtitles | إن ذلك المنزل الذي وقع به الحادث تم هجره منذ أمد بعيد |
Bu patlamaların çoğu, uzun bir zaman önce meydana geldi. | Open Subtitles | حدثَت أغلب تلك الانفجارات منذ أمد |
Onu uzun bir zaman önce kaybettim. | Open Subtitles | لقد ذهبت منذ أمد بعيد |
Krypton'la bağları kopan bu karakollar uzun zaman önce solup ölmüştü. | Open Subtitles | اجتثت من الكربتون، هذه البؤر الاستيطانية ذبلت وهلكت منذ أمد بعيد. |
İnan bana, tatlım, yıllarca denedim ama az önce konuştuğun kişi kız kardeşim olmaktan uzun süre önce çıktı. | Open Subtitles | ثقي بي يا عزيزتي لقد أمضيت أمداً أحاول فعل شيء و لكن تلك المرأة التي تحدثتِ إليها للتو لم تعد أختي منذ أمد طويل |
Halk refah görmeyeli uzun zaman oldu. Bu eski efsaneler onlara umut aşılıyor. | Open Subtitles | فهم لمْ يروا أيّ ثروات منذ أمد بعيد والحكايا القديمة تمنحهم الأمل |
Geçen hafta uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي كان منذ أمد بعيد |