"منزلكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • evin
        
    • evine
        
    • evini
        
    • evinde
        
    • evinize
        
    • eve
        
    • eviniz
        
    • evinden
        
    • evinizi
        
    • evinizde
        
    • evde
        
    • ev
        
    • evinin
        
    • evden
        
    • sizde
        
    Senin evin harika ama burada da kalabileceğimizi hiç düşündün mü? Open Subtitles أنظري منزلكِ رائع، لكن هل سبق و فكرّتِ بأن ننام هنا؟
    Seni evime götürüyorum ve yarın sabah kendi evine uçuyorsun. Open Subtitles أين؟ , سآخذكِ إلى منزلي و غداً ستعودين إلى منزلكِ
    Aslında evini açtığın için teşekkür ederiz demeye çalışıyor. Open Subtitles ما تحاول قوله هو شكركِ على فتح منزلكِ لنا على الرحب و السعة
    Bu hiç doğru gelmiyor bana, senin evinde başka biri. Open Subtitles لن يبدو الأمر طبيعياً ، شخص آخر يعيش في منزلكِ
    Son bir el satrançtan sonra evinize göndereceğim. Open Subtitles سألعب معكِ الشّطرنج مرّةً أخرى واحدة ثُمّ أعيدك إلى منزلكِ
    Ben eve gidip annemin arabasını alacağım ve sizi eve götüreceğim. Open Subtitles سوف نذهب إلى منزلى, ونستعير سيارة أمى , ونعيدك إلى منزلكِ.
    Demek istediğim, bir geliriniz ya da birikmiş paranız...kendi eviniz bile yok. Open Subtitles أقصد لا تملكين دخل، لا تملكين مدخرات ولا تملكين منزلكِ بعد الآن
    Senin için, banliyödeki beş odalı evinden buraya gelip beni eleştirmek kolay tabii. Open Subtitles .. من السهل عليكِ حقاً القدوم إلى هنا من منزلكِ ذو الخمسة غرف نوم .. في الضاحية لتنتقديني
    Farz edelim ki, ...burası senin evin ve çevrede kimse yok, tamam mı? Open Subtitles تخيلي أن هذا هو منزلكِ ولا يوجد أحد حولكِ، حسناً؟
    Eğer beğenmediysen söyleyebilirsin. O, senin de evin. Open Subtitles لو لا يعجبكِ , يمكنكِ أن تخبريني انه منزلكِ أيضاً
    Senin eşyalarını da topladım ama. evin berbat haldeydi. Open Subtitles ،لقد حزمتُ أغراضكِ ايضاً منزلكِ كان في حالة فوضى
    İblis senin evine seni almak için girdiğinde nişanlın başaramadı. Open Subtitles ، عندما اقتحم الكائن الشيطاني منزلكِ لأخذكِ لم ينجُ خطيبكِ
    Önce pazar günü evine gelip televizyon seyredeceğim. Open Subtitles أولاً، سآتي لزيارتكِ في منزلكِ يوم الأحد ، وسنشاهد التلفاز
    Ne kadar çabuk işimi görmeme izin verirsen, seni o kadar çabuk evine gönderebiliriz. Open Subtitles بقدر ما أستطيع مساعدتك للذهاب إلى منزلكِ
    Hayır biz buraya sana yardım etmeye geldik yemeğini yapmak ya da evini falan temizlemek için. Open Subtitles كلا، لقد جئنا هنا ،أردنا مساعدتكِ، لتحضير غداء لكِ أو تنظيف منزلكِ
    Karşılayıp, evinde gibi hissetmeni istemiştik. Open Subtitles .. لقد أردنا أن نُرحّب بكِ .. ونُشعركِ أنكِ في منزلكِ
    Sizin evinize... geleyim? Open Subtitles لنصنع الحويصلات هناك ؟ .. أذهب إلى منزلكِ ؟
    Geri kalan mobilyaları da satacaksın, bu evden ve bu eve gelen davetsiz misafirlerden kurtulacaksın. Open Subtitles ستبيعين ماتبقى من أثاثكِ وتتركين هذا المنزل بمن فيه من دخلاء , وسأخذك إلى منزلكِ الجديد
    Baloncuğun ve eviniz dört gün içinde tamamen onarılmış olacak. Open Subtitles فقاعتكِ في منزلكِ سيتمّ إعادة إصلاحها كلياً خلال أربعة أيّام.
    Anneni kaybedip, evinden uzaklaşmak. Open Subtitles خسارة والدتكِ والإنتقال بعيداً من منزلكِ
    Fakat evinizi, hibrit arabanızı kurtarmak için hayatımı ve ciğerlerimi tehlikeye attığım için teşekkür etmenize gerek yok. Open Subtitles لكن شكراً لي لأني أخاطر بحياتي وبـرأتيَّ محاولاً إنقاذ منزلكِ وسيارتكِ وكل أشيائكِ
    Beni boş verin, sadece evinizde geziniyorum. Open Subtitles أرجوا ألاّ تمانعي، فأنا أتنقّل في منزلكِ
    Ve bunu çok iyi yapıyorsunuz, evde bana oda bile yok. Open Subtitles و أنتِ أوضحتي هذا تماماً. لا يوجد مكان لي فى منزلكِ.
    Biliyormuş gibi davranabilirim ama daha ev telefonunu bile bilmiyorum. Open Subtitles أستطيع الإدعاء أنني أعرف ولكني لا أعرف رقم منزلكِ حتى
    Birinin kafasını evinin önüne koymak korkaklık gibi görünmüyor. Open Subtitles وضع رأس رجل أمام منزلكِ لا يبدو كتصرف جبان
    Babam sizde kaldığına göre Şabat'ı da sizde mi yapacağız? Open Subtitles إذن منذ ذلك الوقت أبي يقيم معكِ يوم السبت في منزلكِ ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more