"منزل صديق" - Translation from Arabic to Turkish

    • arkadaşımın evine
        
    • arkadaşının evinde
        
    • bir arkadaşına
        
    • arkadaşımın evindeyim
        
    • arkadaşın evinde
        
    • arkadaşının evine
        
    Bir arkadaşımın evine girmek istemezdim. Open Subtitles أعرف أنه من الخطأ أن أسرق منزل صديق
    Bir arkadaşımın evine falan giderim. Open Subtitles يمكنني أن أذهب الى منزل صديق أو شيء ما
    Becca bu akşam gerçekten bir arkadaşının evinde mi kalıyor? Open Subtitles هيي , هل بيكا حقا في منزل صديق الليلة ؟
    Bir arkadaşının evinde kalacaktı. Open Subtitles نائمة في منزل صديق
    Yalnız başına bir arkadaşına gidebileceğini de düşündüm. Open Subtitles و ظننت انه يجب ان يكون قادرا على المشي الى منزل صديق لوحده
    Yolun karşısındaki arkadaşımın evindeyim. Open Subtitles مازلت فى منزل صديق لى يسكن أمامى
    Herhangi bir başka yerde bir partide ya da bir arkadaşın evinde, o, orada durup biriyle konuşuyorken onun yüzünü göreceksin ve şöyle diyeceksin: Open Subtitles سَتُريدين أن تكوني فى مكانِاً ما فى حفلة أو فى منزل صديق او شيئاً من هذا القبيل.. وسيكون هو هُناك يتحدث لشخصِاً ما. وترين وَجهُه.
    Eğer arkadaşının evine uyumaya gittiyse ya da tatile falan gittiyse, ki gitseydi bana söylerdi. Open Subtitles اذا ذهب الى النوم فى منزل صديق او... ربما ذهب في إجازة, لكن لو فعل كان ليخبرني
    Bir arkadaşımın evine gideceğim de. Open Subtitles أنـا ذاهب إلى منزل صديق لي
    arkadaşımın evine gitmiştim. Open Subtitles توجهت إلى منزل صديق لي -
    Yalnız başına bir arkadaşına gidebileceğini de düşündüm. Open Subtitles و ظننت انه يجب ان يكون قادرا على المشي الى منزل صديق لوحده
    Bir arkadaşımın evindeyim. Open Subtitles إنني في منزل صديق
    - Nice'de bir arkadaşımın evindeyim. Open Subtitles - انا في منزل صديق لي في نيس
    Bir arkadaşımın evindeyim. Open Subtitles فى منزل صديق
    Bir arkadaşın evinde kalıyorum. Open Subtitles لقد كنت أمكث في منزل صديق لي
    30 yıl geçti, ve dua için hala suçlu hissediyorum kendimi, ertesi gün, füzenin kardeşimin arkadaşının evine düştüğünü onu ve babasını öldürdüğünü öğrendim, annesi ve kızkardeşi ölmemişti. TED مرت ثلاثون عاماً ، ولازلت أشعر بالذنب لهذا الدعاء ، لأنه في اليوم التالي، علمت أن ذلك الصاروخ قد أصاب منزل صديق لأخي مردياً إياه قتيلا هو ووالده ، تاركاً والدته و أخته .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more