BTK katili Dennis Rader gibi, Biçici de çok disiplinli. | Open Subtitles | كقاتل بي تي كي دينيس ريدر الحاصد منضبط للغاية |
Ajan Sims, daha önce çalıştığım herkesten çok daha disiplinli. | Open Subtitles | العميل سيمز عميل منضبط طوال مدة عملى معه |
Belki beni daha iyi tanıyor olsaydın son derece disiplinli olduğumu bilirdin. | Open Subtitles | نعم, حسنا, ربما إذا كنتِ تعرفين المزيد عني، كنت ستعرفين أنني منضبط جدا. |
Demek balık adamlar, balık adam oldular diye otomatikman balık olmayan adamlardan daha disiplinsiz mi oluyorlar? | Open Subtitles | أَلُومُ ناسَ السمكَ. أوه، يَصِيدُ الناسَ لذا، بِإستعمال أنْ يَكُونَ ناسَ سمكِ، آلياً لَيستْ منضبط كناسِ غيرِ السمكَ؟ |
Ben Örümcek Adam'ı olduğu gibi tercih ederim dik kafalı, disiplinsiz, kolay sinirlenen. | Open Subtitles | انا احب طريقة سبايدر مان هذه عنيد وغير منضبط ويغضب سريعا |
Fakat, her ikisi de ahlaka aykırı davranışla suçlanmış. | Open Subtitles | ولكن كلا الرجلين تم توجيه اليهما تهمه السلوك الغير منضبط |
Disiplinliyim de. | Open Subtitles | و أنا أيضا منضبط. |
Masumsa vazgeçecektir, disiplinli bir oyuncu olduğundan disiplinin gerektirdiği hamlenin bu olduğunu görecektir. | Open Subtitles | اذا كان بريئاً، سينجح لأنه لاعب منضبط وهذه هي الخطوة الآمنة |
Bu şüpheliler daha disiplinli. | Open Subtitles | هذه الغواصةِ أكثر منضبط مِنْ ذلك. |
disiplinli ve rutin bir işi var. Belçika'da yaşıyor. | Open Subtitles | منضبط في عمله ، كان يعمل في بلجيكا |
Neden" sorusunun çok cezbedicı olduğunu biliyorum ama genelde buna kendini kaptırmayacak kadar disiplinli birisin sen. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أن أي سؤال بـ"لماذا" من أكثر الأسئلة روعة لكنك عادة منضبط بما يكفي كيلا تخوض فيه |
İnatçı, disiplinli birine. | Open Subtitles | شخص المتشددة. شخص منضبط. |
disiplinli olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا أحاول ان اكون منضبط. |
disiplinli olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا أحاول ان اكون منضبط. |
Hightopp adına yaraşır bir şapkacı olmak istiyorsan aklı başında, ayık ve disiplinli olmalısın. | Open Subtitles | اذا كنت تريد انت تكون "هاتر" جدير بأسم "هايتوب عليك أن تكون رصين العقل... منضبط. |
Yani disiplinli biri. | Open Subtitles | لذا فهو منضبط |
Elimde bir ordu eğitimsiz, disiplinsiz, kötü donanımlı adam var ve yetmiyor. | Open Subtitles | لدي جيش غير مدرب وغير منضبط وغير مُجهّز وغير كافي العدد |
Ama bence, sen başıbozuk, disiplinsiz bir soytarısın. | Open Subtitles | ... لكن بقدر تعلق الأمر بى .. أنت غير منظم مهرج غير منضبط |
Seni fuhuşa teşvikten, ahlaka aykırı davranıştan tutuklanmaya direnmekten, bir polis memuruna saldırmaktan ahlaksızlıktan, uyuşturucu bulundurmaktan ve homoseksüellikten içeri tıkabilirim. | Open Subtitles | لديك قضية دعارة وسلوك غير منضبط مقاومة الاعتقال الاعتداء على ضابط شرطة الفجور العام حيازة المخدرات |
Disiplinliyim de. | Open Subtitles | و أنا أيضا منضبط. |
Bu olay bir daha asla tekrarlanmaması gereken tam bir disiplinsizlik örneği. | Open Subtitles | هذا التصرف غير منضبط وعليه ان لا يتكرر ثانية |
Bu size +1 zihinsel dayanıklılık kazandırdı. Bu demek oluyor ki artık daha fazla irade, kararlılık, disiplin ve odaklanma becerisine sahipsiniz. | TED | والآن، هذا يستحق مرونة ذهنية إضافية أي أن تركيزك يصبح أقوى، منضبط أكثر محدد و قوي الإرادة |