Onu sadece terketmedi. Onu, tutukladığı bir adam için terketti, anladın mı? | Open Subtitles | لم تهجره فحسب بل تركته من أجل رجل قبض عليه, حسناً؟ |
İyi ve gururlu iki kızkardeş, aslında buna hiç değmeyecek bir adam için, kendilerini küçük düşüren bir kavganın içindeler. | Open Subtitles | الإثنتانعلىوِفاق.. فخورتانبصداقتهمالبعضهما.. غمرتا نفسيهما بالوحل، وهما يتقاتلان من أجل رجل حقير جداً |
Çünkü karısı onu başka bir adam için terketmişti. | Open Subtitles | و كل ذلك لأن زوجته تركته من أجل رجل آخر. |
Sizin gibi bir kızın benim gibi biri için böyle birşey yapacağını kim düşünür ki? | Open Subtitles | إذا فكر أي أحد أن فتاة مثلك ستقدم على أي شيء كهذا من أجل رجل مثلي |
Sizin gibi biri için, her kadın dakik olur. | Open Subtitles | من أجل رجل مثلك , فان أي امرأة ستكون حريصة على مواعيدها |
Balayında onu başka bir erkek için terk etti. | Open Subtitles | تركته من أجل رجل آخر في شهر عسلهما نحن جاهزون للفاتورة؟ |
Sahil güvenlik, tek bir kişi için tarihindeki en büyük arama kurtarma çalışmasını yaptı. | Open Subtitles | قام خفر السواحل بواحده من أكبر عمليات الانقاذ في تاريخهم من أجل رجل واحد فقط، |
Karım beni Harrison Ford'a benzeyen bir herif için terk etmeden önce beraber almıştık. | Open Subtitles | إشتريته وزوجتى، قبل ان تهجرنى من أجل رجل له نظرة هاريسون فورد |
İki kız yaşlı bir adam için ambülansı çağırır ve belki işin ucunda paranın kayıp olduğunu anlamaları mı? | Open Subtitles | من أجل رجل مسنّ ميت, وربما بنهاية الطريق سيكتشفون أنه وحيد |
Neden tek bir adam için bütün oteli rehin aldı? | Open Subtitles | لماذا يتخذ الفندق بأكمله رهينة من أجل رجل واحد؟ |
Hayır, bak, Michigan'da bir adam için yapmıştım. | Open Subtitles | لا، تبدو، لقد بنيت واحد من أجل رجل في ولاية ميشيغان. |
Bir adam için işi ekmenin yanlış olacağını bilmeli. | Open Subtitles | كان عليها القيام بالأمر الصحيح لا أن تخرّب عملها من أجل رجل |
Oh, beni hasta yatağındaki yaşlı bir adam için mi ekiyorsun? | Open Subtitles | ستتخلين عني من أجل رجل عجوز على سرير مستشفى؟ |
Yani, suçlu bir adam için bunca zaman harcadık. | Open Subtitles | لقد ضيعنا الكثير من الوقت و الجهد من أجل رجل مذنب |
Umarım başka biri için terk etmiştir. | Open Subtitles | ليس مع رجل آخر. كنتُ أود أن تتركني من أجل رجل آخر. |
Er ya da geç daha zengin biri için onu terk edecektir. | Open Subtitles | عاجلاً أو آجلاً سوف تتركه من أجل رجل أكثر مالاً |
Ama askere çağrıldığım zaman, beni Fransız'ın biri için terk etti. | Open Subtitles | ولكن عندما كنت في الخدمة تركتني من أجل رجل فرنسي. |
Ya da yakışıklı biri için benim gibi kuralları çiğneyen birine. Bana detayları söyle. | Open Subtitles | أو إلى شخص مثلى مُستعد أن يكسر القوانين من أجل رجل وسيم |
Balayında onu başka bir erkek için terk etti. | Open Subtitles | تركته من أجل رجل آخر في شهر عسلهما نحن جاهزون للفاتورة؟ |
Babam onu başka bir erkek için terk etti. O da 7 kilo verdi ve göz çevresindeki kırışıkları aldırdı. | Open Subtitles | حسناً والدي تركها من أجل رجل وخسرت 15 باوند |
Aptal genç bir kadın, daha genç bir erkek için adamı terk eder. | Open Subtitles | فتاة حمقاء صغيرة، قامت بترك رجل من أجل رجل أصغر |
Yaptıklarımızı tek bir kişi için değil tüm insanlığın iyiliği için yapıyoruz. Springfield | Open Subtitles | ما نفعله، لا نفعله من أجل رجل واحد، ولكن من أجل صالح البشرية بأكملها. |
Seni iki kurusa satacak bir herif için kendini tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | أنك تخاطر من أجل رجل يبيعك ... من أجل أستفادته الشخصية وهو رجل مستعد لأن يتخلص منك متى ما سنحت له الفرصة لذلك |