Ama çok daha azı bir başkası için hayatını feda edebilir. | Open Subtitles | لكن أقلّ من ذلك من يضحوا بحياتهم من أجل شخص آخر. |
başkası için saklıyordum. Benim bile değildi. | Open Subtitles | كنت أحتفظ بها من أجل شخص آخر لم تكن تخصني |
Benim kendime göre fikirlerim var ve bir başkası için bunları değiştirecek hâlim yok. | Open Subtitles | لدي أفكاري الخاصة ولا ارغب في تغييرها من أجل شخص آخر |
Notta da onu başka birisi için terk ettiğiniz yazıyordu. | Open Subtitles | والرسالة كانت لتخبرها بأنّك كنت .لتهجرها من أجل شخص آخر |
Bunu yapmadan önce bunu başka birisi için değil, kendi iradenle, kendin için yapacağını tekrar söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أن هذا شعورك فعلاً وان هذا ماتريده فعلاً وليس من أجل شخص آخر |
O dünyanın en tatlı, en ince adamı hayatını ve düşlerini hep başkası uğruna feda etti. | Open Subtitles | آلفريد) شخص نبيل ورائع وقد سخر) حياته وأحلامه من أجل شخص آخر |
Bazen başkası için yaptığınızı söylediğiniz bir şeyi gerçekte kendiniz için yapıyorsunuzdur. | Open Subtitles | أحياناً, تقول بأنك تعمل شيء من أجل شخص آخر.. بينما في الحقيقة تعمله.. من أجلك أنت! |
Beni başkası için terk edeceğini biliyordum. | Open Subtitles | وسينتهي بتركها لي من أجل شخص آخر |
Belki bu yüzden tavsiyemi aldın ve kendini bir daha başkası için hiç değiştirmedin bu yüzden hiç incinmedin. | Open Subtitles | ربّما لهذا إتبعتِ نصيحتي ولم تغيّري من نفسك مجددا من أجل شخص آخر... حتى لا تتأذي أبدا. |
Bunlar başkası için değil. | Open Subtitles | \u200fوحين أعطاك هذه الأشياء، \u200fلم تكن من أجل شخص آخر. |
Hepimiz buraya başkası için geldik. | Open Subtitles | كلنا هنا من أجل شخص آخر |
Astor'ı korudun. başkası için kendini ortaya attın. | Open Subtitles | لقد حميتَ (أستور)، وتكبّدتَ المشقّة من أجل شخص آخر |
- Onu başka birisi için terk etti. - Onu başka birisi için terk ediyordum. | Open Subtitles | ـ إنّي أتركها من أجل شخص آخر ـ كنت اتركها من أجل شخص آخر |
başka birisi için yaşamama izin verilmesi. | Open Subtitles | أن يُسمح لي بالعيش من أجل شخص آخر |