"من الأشياء" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeyler
        
    • şey
        
    • şeyleri
        
    • şeyi
        
    • şeylerin
        
    • şeylerden
        
    • şeyden
        
    • pek
        
    • şeye
        
    • daha
        
    • şeylere
        
    Yayılmalar daha dar, çünkü insanlar bu tür şeyler alıp satıyor. TED يعتبر الانتشار ضيقا لأن الناس يقومون بتداول هذا النوع من الأشياء.
    Senelerdir kutulara çok enteresan ve çok önemli şeyler konuldu. Open Subtitles الكثير من الأشياء الجديرة تم وضعها بصناديق الكرتون عبر السنوات
    Katsaydık, tam bir karmaşa olurdu. Çünkü orada bayağı fazla şey var. TED إن فعلنا ذلك، فإنه ستعم الفوضى، لأن هناك الكثير من الأشياء هناك.
    Listede diğer insanların Hristiyanlık yerine sahip olduğu şeyleri içeriyor. TED و تتألف من الأشياء التي يعتقدها الآخرين بدلا عن المسيحية.
    O kadar fazla bilgiyi işlemeye çalışıyoruz ki bazı insanlar sinestezik oluyor ve her şeyi hatırlayan "dev boruları" oluyor. TED نحن نحاول أن نفهم الكثير من الأشياء لدرجة أن بعض الناس سيصبحوا اصطناعيين ويمتلكون أنابيب ضخمة تستطيع تذكر أي شئ.
    Ama basit şeylerin aynı zamanda çok önemli olan, bir diğer sınıfı vardır. TED لكن توجد فئة أخرى من الأشياء البسيطة، التي تكتسي أهميةً كبرى هي الأخرى.
    Ve Radboud Üniversitesi'nde yaptığımız şeylerden biri bir dinleme yetkilisi atamak oldu. TED واحد من الأشياء التي قمنا بها جامعة رادبود عينا موظف الاستماع رئيسي.
    Çok ilginç biri. Kitaplardan ve bir sürü şeyden bahsettik. Open Subtitles أنه شاب مسلى.لقد تحدثنا عن الكتب والعديد من الأشياء الأخرى.
    İçlerinde büyü yapma yeteneği olan ustalar dükkanlarında çeşit çeşit şeyler yaparladı. Open Subtitles يجري في عروق الحرفيون دمّ السحرة ويصنعون في وِرشهم العديد من الأشياء
    Tamam. Biliyorum o şehir için harika şeyler yaptılar, ama, bilirsin, benim için-- Open Subtitles أعلم أن هناك الكثير من الأشياء الرائعة فى هذه المدينة ولكن بالنسبة لى
    Sizin gösterdiğiniz şeyler sonucunda; yani web sayfası insanlara her zaman makine aracılığıyla ulaşmam ve hep onların beni araması... Open Subtitles البعض من الأشياء التي جأت بها موقع الويب الفكرة التي كنت أتكلّم عنها دائما لهؤلاء الناس من خلال البريد الصوتي
    Uçabiliyor, şimşekler fırlatıp yağmur yağdırabiliyor. Bu tip şeyler işte. Open Subtitles يطير، يقذف الصواعق، يجعلها تمطر كل تلك الأنواع من الأشياء.
    Çoğu önemsiz hırsızlıklar, trafik suçları, bunun gibi şeyler. Darwin Banks. Open Subtitles سرقات صغيرة في الغالب والقيادة تحت الثمالة وهذا النوع من الأشياء
    Fark edene kadar fark etmediğiniz şeyler gibi bir şeydi. Open Subtitles كان نوع من الأشياء لا تلاحظه حتى يحين موعد ملاحظته
    Ve programın en vurucu noktası birçok şey öğrenmiş olmamızdı. TED وما يميز هذا البرنامج هو أننا تعلمنا عدد من الأشياء.
    Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط.
    Dünyanın yüzeyinde olup biten birçok heyecan verici şey var. TED فهناك العديد من الأشياء المثيرة التي تحدثُ على سطح الأرض.
    Fakat zaten eminim ki Lena'nın bahsetmediği şeyleri saymakla bitiremem. Open Subtitles اعتقد أن هناك الكثير من الأشياء التي لم تذكرها أمامك
    Dinle yapmam gereken şeyleri hatırlamak için bir sürü listem var, tamam mı? Open Subtitles إذاً، إسمع لديّ هذه القائمة من الأشياء التي يجب أن أتذكر فعلها، إتفقنا؟
    Balığın olduğu akvaryum dahil, bir sürü şeyi üst üste koyuyordu. Open Subtitles لقد قام بتوازن مجموعة من الأشياء وضمنها تلك السمكة من الوعاء
    Abin kadar çok yaşamış olsaydın, senin de bir şeylerin olurdu. Open Subtitles لو أنك عشت مثل أخيك الأكبر ستحصل علي الكثير من الأشياء
    Mandy'ye "Neden insanlar kabinlerde ki şeylerden korkuyor?" diye sor. Open Subtitles إسألي ماندي لما الناس خائفة من الأشياء الموجودة في الكبينة
    Üzerine yattığı betondan olabilir ya da yüzlerce daha farklı şeyden. Open Subtitles كان يمكن أنّه مُستلقٍ على الحصى، أو المئات من الأشياء الأخرى
    İçinde yaşadığımız kültürde her birimizin bir öz, ruh gibi bir şeye sahip olduğu düşüncesini destekleyen bir çok şeyin olduğunu düşünüyorum. TED الآن بالتأكيد أعتقد أن هناك في ثقافتنا العديد من الأشياء حولنا تدعم فكرة أن لكل واحد منا جوهر ما.
    Böylece, bununla devam ettim, ve daha da fazla şeylere bakmaya başladım. TED و لذلك استمررت في ذلك و بدأت أبحث عن المزيد من الأشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more