Bu, daha fazla acı çekmemeleri ve kimliği belirlenebilen bir cesedin olmayışını açıklamak için ebeveynlerimize anlattığım bir hikaye. | Open Subtitles | هذة هي القصة التي أخبرت بها والدينا لأتجنب شعورهم بالمزيد من الألم ولإيضاح أن الجثة لا يمكن التعرف عليها |
Bir yardım eli ve kendinizi gelecekte acı bir sürü tasarruf. | Open Subtitles | يد للمساعدة و إنقاذ نفسك من الكثير من الألم في المستقبل |
Bir çok insan en iyi yaşamın acıdan kaçarak olduğunu düşünür. | Open Subtitles | يَعتقدُ أكثر الناس أن أفضل طريقة للعَيْش هي بالهروب من الألم. |
Bu nedenle ilişkimizi şimdi, bitirirsek birbirimizi çok fazla acıdan kurtarırız. | Open Subtitles | لذا , سننهى الأمر الآن ونوفر على بعضنا الكثير من الألم |
Tüm acıyı, geride kalanlar çekiyor. | Open Subtitles | أنه الوحيد الذي ترك التعامل مع أى نوع من الألم |
Bizim kılıçlarımız gibi, bu kılıç da çok acılar ve çok kan gördü. | Open Subtitles | و مثلنا جميعاً , لقد رأى الكثير من الألم , الكثير من الدم |
Onu bu acılardan koruyacağına... kendi Acıların için suçladın. | Open Subtitles | عوضا عن حمايتها من المزيد من الألم لمتها على ألمها |
Onu yaşatsaydım acı çekmeye devam edecekti. Büyük acılar çekerek senin elinde ölecekti. | Open Subtitles | لو أبقيته حيّاً، كان ليستمر بالمعاناة، ويموت ببطء من الألم المبرح على يديك. |
Her şeye rağmen sarsıcı olaylar yaşayıp acı çekebilir hayatları için rehabilitasyona girebilirler. | Open Subtitles | يمكن ان يعانون كم هائل من الألم في المصحة يقاتلون من أجل حياتهم |
Ve beni hayatta tutan bilgileri vermeden önce çok uzun süre acı çekeceğim. | Open Subtitles | وسأتحمل الكثير من الألم لمدة طويــلة قبل أن أخبرك بالمعلومة ذلك يبقيني حية. |
Her zaman günahkarlar acı içinde kıvranmalı. Çığlıklar yer değirmenine üflemeli. | Open Subtitles | كلّ مرة يصرخ فيها الآثم من الألم يضرب الصراخ هذه المروحة |
Şu anda acı içerisinde bağırman gerekiyordu ancak bu anestetik var. | Open Subtitles | . من المفترض بكِ أن تصرخي من الألم لكن هنالك مخدر |
Kendini acıdan korumak için giydiğin başka bir maske bu bence. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا مجرد قناع آخر تضعينه لتحمي نفسكِ من الألم |
Yolun sonundaki acıdan korumak için onu şimdiden hazırlamam lazım. | Open Subtitles | أجل، أنا بحاجة لتهيئتها من الآن لأنقذها من الألم المستقبلي |
Bir hikaye buldum, harika bir hikaye. Milyonlarca insanı acıdan kurtaran bir adam; annem gibi insanları. | TED | ووجدت قصة.. قصة مذهلة عن رجل أنقذ الملايين من الناس من الألم.. أناس مثل أمي. |
acı çekmekten korkarız, acıdan korkarız, ölümden korkarız. | TED | نحن نخاف من المعاناة، ونخاف من الألم.، ونخاف من الموت. |
Benim görüşüme göre yüksek hidromorfon seviyeleri acıyı gidermek amaçlı kullanımdan ziyade eğlence amaçlı kullanımla daha çok uyusuyor. | Open Subtitles | أن المستويات المرتفعة للهايدرومورفون تتوافق بشكل اكثر مع الإستخدام بغرض المتعة أكثر منه للتخلص من الألم |
Fiziksel acıyı gidermek isteyen kişiler acı kaybolduğunda dururlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين هم بحاجة للتخلص من الألم الجسدي يتوقفون عن أخذ المسكنات بعد زواله |
Bizim kılıçlarımız gibi, bu kılıç da çok acılar ve çok kan gördü. | Open Subtitles | و مثلنا جميعاً , لقد رأى الكثير من الألم , الكثير من الدم |
Kuralları çiğnediniz ve "Acıların dünyasına" giriş yaptınız. | Open Subtitles | أنتما تتعديان على ممتلكات خاصة ودخلتما للتو عالم من الألم |
ağrı kaynaklı stres kardiyomiyopatisinede yol açabilir. Ya morfin ya da acı onu öldürür. | Open Subtitles | و كذلك الأزمة القلبية الناتجة من الألم إما يقتله المورفين أو الألم |
Ne sıklıkla? Yatakta benden iyi mi?-- sadece daha fazla acıya neden olan sorular ve gece uykunuzu kaçıran. | TED | كم مرة؟ هل هي أفضل مني فى السرير؟ أسئلة لا تنتج إلا المزيد من الألم وتبقيك مستيقظا طول الليل |
Fakat, mutsuz ilişkileri olan insanlar bedenen daha çok acıları olduğunu söyledikleri günler bunun daha fazla duygusal Acıyla arttığını bildirdi. | TED | ولكن الناس الذين كانوا في علاقات غير سعيدة، في الأيام التي عانوا فيها من الألم المادي، تضخم ذلك من قبل الألم العاطفي. |
Korku içinde beklemenin yarattığı psikoloji, yakında çok büyük bir Acının çekilecek olduğunu bilmek, | Open Subtitles | علم نفس الإنتظار و الخوف معرفة أن انتظارالألم الجسدى الشديد أصعب بكثير من الألم الحقيقى نفسه |
ağrısı var. | Open Subtitles | إنه يعاني من الألم في الآونة الأخيرة. |