Biliyorum, bu şekilde birbirini anlamamak çok zor. | Open Subtitles | أعرف، إنهُ من الصعب عدم قدرتنا على فهم بعضنا البعض. |
Kendini beğenmiş görünmemek bu noktada çok zor. | Open Subtitles | إنّه من الصعب عدم أظهار بعض الرضا في هذه اللحظة |
O kızların bodrumda esir tutulduğunu düşünmemek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب عدم التفكير بتلك الفتيات محتجزات في ذلك القبو |
Mesele şu ki, Melissa ile aramızda doğal bir elektrik oluştu ve yokmuş gibi davranmak gerçekten çok zor. | Open Subtitles | الموضوع هو اني و"ميليسا" لدينا لدينا توافق وانه من الصعب عدم التواجب لهذا |
Burada böyle dünyada neler olup bittiğini bilmeden eve dönüp dönemeyeceğimi ya da ne zaman döneceğimi düşünmek gerçekten çok zor. | Open Subtitles | ... من الصعب . عدم معرفة مايحدث بالعالم الخارجي ... أتسآئل ماذا لو |
Dinlememek çok zor. Bağırıyorsun. | Open Subtitles | من الصعب عدم سماعك انت تصيح |
Hiçbir şey söylememek çok zor olacak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عدم قول اى شىء |
- çok zor değildi. Matty daima etrafımdaydı. | Open Subtitles | كان من الصعب عدم ملاحظته (ماتي) كان دائماً في الجوار |
Bunu kişisel olarak almamak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب عدم أخذ هذا شخصيًا |
Bunu kişisel olarak almamak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب عدم أخذ هذا شخصيًا |
Yanımda olmaman çok zor. | Open Subtitles | من الصعب عدم تواجدك هناك |
- Duymamak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب عدم فعل ذلك |