"من المشاعر" - Translation from Arabic to Turkish

• duygular
• bir duygu
• duyguyu
• duygusal
• duyguları

O konuşma sana ağır gelmiş olmalı. Aranızda hala büyük duygular dolaşıyor.
لابد أن ذلك كان صعب جداً عليكِ مازال هناك الكثير من المشاعر

Okuldaki ilk resim derslerimi birtakım çelişkili duygular olarak hatırlıyorum.
اذكر اول دروس لي في الرسم في المدرسة كانت على شكل حفنة من المشاعر المتناقضة.

New York'ta biriyle ilk kez buluşacağınız zaman geniş çapta bir duygu seli yansıtmanız gerek.
عندما يمرُ أحدكم بمواعدته الأولى في مدينة نيويورك، عليه أن يكون قادرًا على التعبير عن مدى واسع من المشاعر.

Şu an anlamanızı istediğim şey aranızda inanılmaz bir duygu fırtınası oluşmuş durumda ve muhtemelen ikinizin de içinden birbirinizle sevişmek geçiyor ama korkmayın, bu normal.
أريد أن أوضح فقط أنه الأن هناك الكثير من المشاعر هنا و أنتما تشعران برغبة كبيرة بممارسة الجنس مع بعضكما البعض

Pek çok duyguyu içinde barındırıyor gibi.
فالعديد من المشاعر تبدو كانها مختبئة بداخلها

Sadece harika ve sevimli, duygusal bir an mı yarattık yoksa uzun vadeli etkileri olacak mı diye o zamanlar merak etmiştim.
وكنت أتساءل هل ما قمنا به هو فقط مجرّد لحظات من المشاعر الفياضة وهو جميل لكنه لن يأخذ تأثيرا كبيرا

Ve akorlar, anlaşıldı ki olağanüstü çeşitli duyguları temsil edebiliyorlardı.
واتضح ان هذه الانغام كانت قادرة على تمثيل العديد من المشاعر المتباينة

Böylece burada bir duygular ve depresyon ve daha başka şeyler girdabında, durumun vehametiyle, şifa, sağlık ve mutluluk olan bir yere gitmeyi dileyerek çırpınıyordum.
وها انا ذا اتخبط في دوامة من المشاعر والاكتئاب وما الى ذلك من فداحة الامر راغبة في الذهاب الى مكان حيث الشفاء، الصحة و السعادة

Bir süredir birbiriyle çatışan duygular, düşünceler içindeyim.
هناك الكثير من المشاعر المتضاربة التي باتت تقلقني

Hiç anlamamışsın. Kadınla erkek arasında başka çeşit duygular da vardır.
لن تفهم سوى نوع واحد من المشاعر بين الرجل والمرأة

O kelimelerde çok derin duygular vardı.
لقد كان هناك العديد من المشاعر في هذه الخطابات

Rengarenk sesler, Çeşit çeşit duygular.
الوان عديدة من الأصوات انواع عديدة من المشاعر الجميلة

Hiç bir duygu gösterme. Merhabaa!
لا تظهر أي أخوي أو أي نوع من المشاعر

O günlerde ortada bir duygu karmaşası vardı.
... في تلك الأيام كان هناك خليط من المشاعر البسيطة ...

Toplanılan insan DNA'sı iğnesi onun üzerinde beklenilmeyen bir duygu tepkimesine neden oldu.
{\pos(190,210)}حقنُ الحمض النوويّ البشريّ المجموع أثارَ ردّاً غيرَ متوقّع من المشاعر البشريّة.

Bu eylem birimlerinden 45 tane kadarına sahibiz ve yüzlerce duyguyu ifade etmek için bir araya gelirler.
لدينا حوالي 45 حركة كوحدات قياس، نجمع بينها للتعبير على المئات من المشاعر.

Profesör Kasser'le ilk zaman geçirip bunu öğrendiğimde pek çok duyguyu bir arada hissettim.
ولكن عندما أمضيت الوقت مع البروفيسور كاسَر لأول مرة، وعرفت كل هذا، انتابني مزيج غريب من المشاعر.

Şimdi bu birçok duygusal ve kızgın söyleme sebep olan bir tartışma.
الآن، هذا محور جدال انشأ الكثير من المشاعر والاستنكار الغاضب.

O hüzünlü şarkıları oldukça duygusal bir şekilde çalardı.
كان يعزف هذه الأغاني الحزينة بالكثير من المشاعر.

Aslında hepimizin, ne zaman bir düş kırıklığına ve başarısızlığa uğrasak hazırda bekleyen ve tetiklenen bir takım duyguları ve inançları var.
في الواقع، جميعنا نمتلك مجموعة افتراضية من المشاعر والمعتقدات التي تنبثق حينما نواجه العقبات والموانع.

Bu yüzden bunun yerine yapmaya çalıştığım şey, duyguları teknolojimize getirmek ve teknolojilerimizi daha cevap verir hâle getirmek.
وما أحاول القيام به هو تمكين أجهزتنا من المشاعر وجعل تقنياتنا أكثر تفاعلا.