"من حقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerçeğini
        
    • gerçeğinden
        
    • gerçeğine
        
    Evet, seni yakaladıktan sonra. Bu senin yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles نعم, بعدما اكتشفت أمرك لا يغير هذا من حقيقة أنك كذبت
    Bu orada doğru bir yol olduğu gerçeğini değiştirmiyor ve Open Subtitles هذا لا يُغير من حقيقة الأمر بأن هُناك طريقة صحيحة
    Bu genelde olumlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama bu yararların daha fazla kişi tarafından paylaşılması ve kabul edilmesi gerektiği anlamına geliyor. TED ذلك لا ينتقص من حقيقة أنها شيء إيجابي، ولكن ذلك يعني أن عدداً أكبر من الناس لابد أن يشارك في هذه المنافع ويتعرف عليها.
    Sanırım Cole'un insanları öldürdüğü gerçeğinden dönüyorum. Open Subtitles ربما تعاني فقط من حقيقة كول الذي قتل الناس.
    Arkadaş olma gerçeğinden yararlanan iş arkadaşlarıyız yani. Open Subtitles نحن زملاء عمل الذين يستفيدون من حقيقة أننا أيضاً أصدقاء
    Gördüğümüz her şey, şu an keyif aldığımız bu ilerleme bunu başardığımız gerçeğine dayanıyor. TED جميع ما نراه الآن وكل التطور الذي ننعم به، هو ينتج من حقيقة أننا قمنا بذاك الأمر.
    Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles لكن هذا لا يغير من حقيقة أنك مدين لنا بستمائة ألف دولار
    Bu durum bize yalan söylediğin ve anlaşmanın geçersiz olduğu gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles على الرغم من حقيقة أنك كذبت علينا والإتفاق قد إنتهى فقد عملت على إخبار كلّ أصدقائك هنا
    Ama hayatımın sonuna kadar bununla yaşamam gerektiği gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles هذا لا يغير من حقيقة أني مضطر للعيش مع هذا الذنب..
    Bu adamın kafası karışmış olabilir ama bu 4 masum insanı öldürdüğü gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles قد يكون هذا الرجل مشوشا ولكن ذلك لا يغير من حقيقة انه قتل 4 اشخاص ابرياء
    Ama bu, benim yarışı bitireceğim gerçeğini değiştirmeyecek. Open Subtitles لكن ذلك لن يغير من حقيقة أني سأكمل هذا السباق.
    Ama bu onu bulmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles لكن ذلك لا يغير من حقيقة اننا ما نزال بحاجة لنجده
    Söyleyeceklerim, benim, çıkış biletim olduğum gerçeğini değiştiremez. Open Subtitles لا شيء سأقوله سيغير من حقيقة أنني تذكرة خروجك
    Bu yine de cinayetten suçlu olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles ذلك ما زال لا يُغيّر من حقيقة كونك مُذنباً بإرتكاب جريمة قتل
    Ama bu kalenin ele geçirilemez olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles ذلك لايغير من حقيقة ان القلعة لا زالت حصينة
    Her şey, eksik bir koca gerçeğini bastırmak için. Open Subtitles أيّ شيئ للتخلّص من حقيقة وجود زوج كالطيف.
    Öldüğü sırada onun dükkanında olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles ذلك لا يغيّر من حقيقة أنّكَ كنتَ بمتجره عندما مات
    Ama bu onun vurulduğu ve ölmek üzere olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles إنّه لا يغيّر من حقيقة انّها اصيبت وهيالأنعلىوشك الموت.
    Hayatımın geri kalanını devasa plastik bir balonun içinde geçireceğim gerçeğinden beni korumaya çalışıyorsunuz. Open Subtitles أنتم يا أصدقاء تحاولون حمايتي من حقيقة أنَني سأقضي بقية حياتي
    Bilemiyorum ama önemli olmadığımız duygusu gerçeğinden geliyor. Open Subtitles لا اعلم تأتي من حقيقة .. اني لا أشعر اني مهم
    Üstelik çaba harcayan, herkesin gelecekte bizi nelerin beklediğini görebileceği gerçeğine rağmen inanmayacaklar. Open Subtitles على الرغم من حقيقة أن أي شخص يبذل جهد طفيف يمكنه أن يرى ماينتظره بالمستقبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more