Gittiğimiz her yerde karşılaşırız. Maine'den California'ya kadar her yerde vardır. Bu bitkiyi seviyoruz. | TED | أينما ذهبنا نجدها. إنها في كل مكان، من ماين و على طول الطريق إلى كاليفورنيا. |
Dünya'nın enerji şebekesinde Maine'den İngiltere'ye uzanan inanılamayacak derecede güçlü bir elektromanyetik patlama yakaladım. | Open Subtitles | لقد إلتقطتُ شيء لا يصدق إنفجار كهرومغناطيسي قوي على شبكة الطاقة الأرضية تندفع على كل الطرق من ماين إلى أنجلترا |
5 yıl önce, Dominik Cumhuriyet'inde bir çiftçi olarak yaşıyorlardı ve şimdi de Maine'den uçakla istiridyeye mi ihtiyaçları var? | Open Subtitles | منذ خمس سنوات ، كانوا يعيشون في مزرعة في جمهورية الدومينيك والآن يحتاجون المحار طائرًا من ماين ؟ |
Aynı zamanda, Maine'den senatör Olympia Snowe, Maine Körfezi'nde zararlı alglerle ilgili sorun yaşıyordu. | TED | وفي نفس الوقت، السيناتور "اوليمبيا سنو" من "ماين" تواجه مشكلة الطحالب الزرقاء والخضراء في خليج ولاية ماين. |
İşin bu raddeye varmasının sebebi Atlas Okyanusu'nda, Maine'den Myrtle Sahili'ne kadar Maria'daki gibi zarar verme tehlikesi olan bir kasırganın oluşması. | TED | و هذا قد خطر على البال حقيقة أن هناك إعصار يتشكل في المحيط الأطلسي وهذا يهدد بإحداث ضرر مثل خسائر زلزال ماريا من ماين إلى شاطئ ميرتل |
- Kesinlikle. Büyük olanı... Maine'den California'ya. | Open Subtitles | -بالتأكيد ، الكبيرة ، من " ماين " إلى كاليفورنيا |
- Aaron. Ailesi Maine'den buraya yeni taşındı. | Open Subtitles | انتقلت عائلته للعيش هنا للتو من ماين |
Maine'den ailem geliyor.Yarın beni alacaklar. | Open Subtitles | والداي قادمان من ماين سيأخذونني غداً |
- Peki. Peki, Tamam. Yani, Maine'den uçakla istiridye istediler. | Open Subtitles | حسنًا هُم يريدون المحار جوًا من ماين |
...Maine'den Miami'ye kadar pek çok eyalette, dört uçak mecburi iniş yapmak zorunda kalırken, Amerikan havacılık tarihi en kötü günlerinden birini yaşadı. | Open Subtitles | "واحد من أسوأ الأيام في تاريخ "الطيران الأمريكي حين تحطمت أربع طائرات في عدة ولايات (من (ماين) إلى (ميامي |
Maine'den döndüğüm zaman bunu etraflıca konuşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التحدث في الأمر باستفاضة بعد عودتي من (ماين) |
Sonuçta Maine'den ıstakoz getirtmiyorum. | Open Subtitles | ليس وكأني أحلق في كركند من "ماين" |
Plakadaki çamur Maine'den olamaz. | Open Subtitles | من المحال أن يكون هذا الطين الموجود على تلك اللوحات من (ماين) |
Maine'den feribotla Yeni İskoçya'ya(kanada) geçiyoruz o zaman. | Open Subtitles | من (ماين) سنستقلّ العبّارة لـ (نوفا سكوشا). |
Maine'den güzel istakozlar aldım. | Open Subtitles | أحضرت بعض الكركند الجيد من (ماين) |
Maine'den birkaç iyi ıstakoz getirdim. | Open Subtitles | أحضرت بعض الكركند الجيد من (ماين) |
Maine'den ithal hindiler | Open Subtitles | "و ديك رومي مستورد من "ماين |
Jacinda ile Maine'den gelen lezzetli ıstakozlarımızın tadına varırken Sonoma Vadisinden gelen Pinot Noir marka şarabın eşliğinde tabii... | Open Subtitles | حسناً، أنا و(جاسيندا) كنّا نتمتع بالسلطعون الطري من (ماين)، المُقترن مع العنب التُرابي المُمتاز من وادي (سونوما)... |
Maine'den Annie. | Open Subtitles | "آني"؟ "آني" من "ماين" |