Sindirilmiş pekanın duvarda işi ne? | Open Subtitles | حسناً، أي جوز مهضوم سيكون على الجدار |
Önceden Sindirilmiş gibi durduğu belli. | Open Subtitles | . يبدو شبه مهضوم فعلًا |
Bu yarı hazmedilmemiş yiyecek gibi. | Open Subtitles | هذا مثل الطعام النصف مهضوم. |
John Wayne, kıçında hazmedilmemiş 2,5 kilo kırmızı etle öldü! | Open Subtitles | جون واين) مات بسبب 5 كجم من) اللحم الأحمر الغير مهضوم علق في مؤخرته |
Buna göre sıradan bir Amerikalı 50 yaşına geldiğinde, karnında sindirilmemiş 2.5 kilo kırmızı et olurmuş. | Open Subtitles | يقال هنا ، أنه مع الوقت سيكون معدل عمر الأمريكيين 50 وسيكون لديه 5 بوندات من اللحم الأحمر الغير مهضوم في أمعائه |
Hayır, köpeğin midesini açıp incelediğimde bir kediye ait sindirilmemiş bağırsak parçaları buldum. | Open Subtitles | لا. عندما شرّحت معدة الكلب... وجدت جزءا غير مهضوم الأمعاء الذي يبدو سنورية. |
Kemik yok, hazmedilmemiş kumaş... | Open Subtitles | لا إصابات بالعظم، نسيج غير مهضوم... |
-Onun içinde sadece toz ve sindirilmemiş mamut eti vardır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي بداخلها هو التراب ولحماً غير مهضوم |
sindirilmemiş bir yiyeceğe benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه نوع من الطعام غير مهضوم |