"مهمة واحدة" - Translation from Arabic to Turkish

• bir görev
• tek bir
• Tek görev
• bir görevi
• tane iş
• sadece bir

Güzel canavarımızı, basit bir görev için vahşi doğaya salacağız.
سنرسل وحشنا الصغير إلى البرية مع مهمة واحدة بسيطة لينفّذها

Yapılacak son bir görev var.
لكن تبقت مهمة واحدة غير منجزة مهمة حيوية واحدة,

Keşke emekli olsaymışım, ama olmadım ve son bir görev aldım.
لم أتقاعد كما كان يجب أن أفعل بل قبلت مهمة واحدة أخيرة

Gelin sadece kısa bir süreliğine tek bir işe odaklanma (tekli görev) seçeneğini değerlendirelim
دعونا ننظر لوهله خيار أن يكون الشخص لديه مهمة واحدة

Yaptığım her şey o Tek görev içindi.
كل ما كنت أفعله... كان منصباً على مهمة واحدة.

Siz keşifçilerin sadece tek bir görevi var:
أنت المستكشفون ستكون لكم مهمة واحدة . مهمة واحدة فقط

Bu gece yerine getirmem gereken son bir görev var.
هناك مهمة واحدة أخيرة كي أؤديها هذه الليلة

Bir dakika,anlamadım. Neden orada sadece bir görev var?
أنتظر, لست أفهم لمَ هناك مهمة واحدة فقط؟

Onur duvarında ismini gördüm. Listende sadece bir görev görünüyordu.
لقد رأيت الجدار الشهير إنهم يذكرون مهمة واحدة لك

bir görev uçuşu daha yaptın mı eve döneceksin.
أنهيتم 24 مهمة ، مهمة واحدة فقط و تعودون للديار .

"Son bir görev" dersen işler asla yolunda gitmez.
الأشياء ابدا ً لاتنتهي بشكل جيد عندما تقولين "مهمة واحدة اخيرة".

Nasıl sadece bir görev olabilir?
كيف يمك أن تكون مهمة واحدة فقط؟

Fakat tüm zamanını ofisinde geçirdin, zekanı boşa harcadın, bütün enerjini tek bir hedef ve tek bir görev için kullandın...
ولكن طوال الفترة التي قضيتها في منصبكِ بددتِ ذكاءكِ ...وجهودكِ لتحقيق هدف واحد، ولإنجاز مهمة واحدة

- Basit bir görev ve onu beceremiyorum.
مهمة واحدة بسيطة ولقد فشلت فيها

Sadece bir görev var, geri zekâlı.
هناك مهمة واحدة يا بليد

Her seferinde bir görev, Chuck.
مهمة واحدة في كل مرة ، "تشاك"؟

Peki ya sessiz sinema oyununda zamanlayıcının bozuk olmasına ne demeli? Sadece sana yapılacak tek bir görev vermiştim, Marshall. Tek görev.
ماذا عنك ، لقد نسيت أن تتأكد من الموقع للعبة الحزورات لقد أعطيتك مهمة واحدة يا (مارشل) مهمة واحدة

Basit bir görevi tamamlarsan yaşamasına izin vereceğim.
سوف أسمح لها بالحياة إن إستطعتِ فقط إكمال مهمة واحدة بسيطة

Başka bir şey yok. Bir tane iş yaptık, hepsi bu.
ليس هناك شيء آخر فقط سننجز مهمة واحدة , هذا كل شيء

Burada sadece bir işten bahsediyoruz. Bütün üniversite masraflarını karşılayabilecek bir işten.
نحن نتكلم عن مهمة واحدة هنا مهمة قد تغطي كل أقساطك الجامعية