| Ben kesinlikle neyin ters gittiğini bulmaya çalışırım ama bunun saplantı olduğunu pek sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, انا احاول بالتأكيد اكتشاف الخطأ الذي جرى ولكني لا أظن بأنني اصبح مهووسه |
| takıntılı biri olmuş. Her şeyde en iyi olmak istemiş. | Open Subtitles | اصبحت مهووسه , كان يفترض منها أن تكون الأفضل في كل شيء |
| Neden bu konuya bu kadar taktın? | Open Subtitles | لماذا أنتي مهووسه بهذه الأشياء |
| Çin komplolarına kafayı takmış bir kadın olarak durdurmak istediğiniz hükümete o kadar çok benziyorsunuz ki. | Open Subtitles | بل من امراه مهووسه بالمؤمرات الصينيه انتي مثل الحكومه التي تريدي منعها |
| Yoksa sen de, her sanat okulu fıstığı gibi Audrey Hepburn takıntısı mısın? | Open Subtitles | ام انك كاي معتوهه مهووسه باودري هيفرن كاي بنت في مدرسه الفنون ؟ |
| Saplantıdan da öte. Sana inanıyorum. | Open Subtitles | ليس لديك فكره ، انا مهووسه |
| Hayatım boyunca kazalara takıntılıydım. | Open Subtitles | حياتي كلها وأنا مهووسه بالحوادث |
| - Obsesif Kompülsif. | Open Subtitles | مهووسه للغايه |
| İnek falan değildim. | Open Subtitles | لم اكن مهووسه بالعلم او شئ من هذا القبيل |
| Ama elimde değil. saplantı halindeyim. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع مساعدته فأنا مهووسه |
| Ama Aidan'ı saplantı haline getirmedim. Aidan olayı açıktı. -Onu kırdım, o da beni unuttu. | Open Subtitles | حسناً, انا لم اصبح مهووسه بـ "أيدن" كان واضحاً, سمعته وتخطيته |
| evet,mona bu oyunu saplantı haline getirmişti, | Open Subtitles | نعم , لقد كانت مهووسه بها قليلاً |
| Franny senin şu takıntılı olduğun şarkı neydi? | Open Subtitles | فراني, ما تلك الاغنيه التي كنت مهووسه بها |
| takıntılı dalan değilim. | Open Subtitles | انا لست مهووسه. |
| - Ona takıntılı olan kız söylüyor bunu. | Open Subtitles | تقول بأنكِ مهووسه بها |
| Bu konuya neden bu kadar taktın? | Open Subtitles | لم أنتي مهووسه بهذه الأشياء ؟ |
| - Sen ona kafayı taktın. | Open Subtitles | أنتِ مهووسه به |
| Gelecek yıl senin asistanın olmaya kafayı takmış. | Open Subtitles | انها مهووسه لتكون مساعدتك فى الفصل الدراسى الثانى |
| Tamam, en büyük ablam Fiona işine kafayı takmış durumda. | Open Subtitles | حسنا. اذا,اختي الكبيره فيونا هي مهووسه في شغلها |
| Doğaüstü olaylara takıntısı var... | Open Subtitles | ...أنت تعرف إنها مهووسه بالظواهر الغير طبيبعية و |
| Kocasına neredeyse takıntısı vardı. | Open Subtitles | كانت مهووسه بزوجها |
| Saplantıdan da öte. Sana inanıyorum. | Open Subtitles | ليس لديك فكره، انا مهووسه |
| Çocukken takıntılıydım, çok fazla Jules Verne okurdum. | Open Subtitles | كنت مهووسه حين كنت طفله قرأت الكثير لـ(جولس فيرن) *روائي فرنسي قديم* |
| İnek falan değildim. | Open Subtitles | لم اكن مهووسه بالعلم او شئ من هذا القبيل |