| Şunu gördüm ki, dindar olan ve olmayan insanlar ahlak konusunda aynı oranda takıntılı. | TED | لقد رأيت العديد من الأشخاص المتدينين و غير المتدينين والذين كانوا على حد سواء مهووسون بمعنى الأخلاقيات |
| - Sapıklar, takıntılı tipler istedikleri kadınlar onları reddedince vahşileşen erkekler. | Open Subtitles | جميع هؤلاء الرجال ملاحقون و مهووسون الرجال يتصرفون بعنف عندما ترفضهم المرأة التي يريدونها |
| Bahsettiğimiz kişiler batıl inançlı ve törenler konusunda takıntılılar. | Open Subtitles | ليسوا فقط من رومانيا نحن بصدد ناس يؤمنون بالخرافات بشدة و مهووسون بالطقوس |
| Bunu biliyorsun değil mi? Bizi bilim manyağı sanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يظنون أننا مهووسون بالعلم لقد تجاهلوا استنتاجاتنا |
| Arkadaşlar, Amerikan popüler kültüründe birçok siyah erkekte beyaz kadın takıntısı var gibi. | Open Subtitles | يا أصدقائي، في الثقافة الشعبية الأمريكية، العديد من الرجال السود مهووسون بالفتيات البيضاوات. |
| Bizler TED'de bu açıklık fikrine biraz takıntılıyız. | TED | ونحن في مؤتمر تيد مهووسون قليلا في موضوع الانفتاح ذاك على العالم |
| Siz takıntılısınız. Olan biten bu. | Open Subtitles | الأمر في ما كل هذا بها, مهووسون أصبحتم حتى |
| - İnsanların kitaplara takıntılı olması bundan sayılır. | Open Subtitles | بالطبع ، أقصد لهذا السبب الناس مهووسون بهذه الكتب. |
| Şairler hep zamana takıntılı olmuşlardır | Open Subtitles | الشعراء لطالماً كانوا مهووسون مع الوقت |
| Ama sence Hindistan gibi bir ülke, bizim gibi krikete takıntılı bir ülke, sence Amerikan beyzbolu tutacak mı? | Open Subtitles | "لكن هل تعتقد في بلد كـ"الهند حيث جميعنا مهووسون بالكريكت |
| İnsanlar bugünlerde parlak ve yeni şeylere takıntılı hâldeler. | Open Subtitles | الناس الأن مهووسون بكل شي لماع و جديد |
| Kendileriyle takıntılı olmalarıyla bilinirler. | Open Subtitles | لكي نعرفهم فيجب أن نكون مهووسون بهم |
| Ünlü insanlara takıntılılar. Onları gizlice izlerler. | Open Subtitles | بالمشهورين مهووسون يصبحون يتعقبونهم |
| Tam bir narsist olmak için değil, ama sanırım insanlar fazla... takıntılılar sana. | Open Subtitles | لا أتصرف بنرجسية ولكنيأعتقدأن الناسسيكونون... مهووسون بك؟ |
| Hani şu evlilik ve çocuk takıntılılar. | Open Subtitles | مهووسون بالزفاف و الأطفال |
| Sizin dünyanızda herkes seks manyağı mı? | Open Subtitles | هل الجميع مهووسون بالجنس في عالمك ؟ |
| Bomba manyağı biri gibi geliyor ama gerçekte ne kullandıklarına dair zerre fikrim yok. | Open Subtitles | ...إنهم مهووسون بالمتفجرات لكنني لا أعلم ما الذي إستخدموه |
| Ben Hollandalıyım ve biz Hollandalılarda gerçek takıntısı vardır. | TED | أنا هولندية، ونحن في هولندا مهووسون بالحقيقة |
| İkimizin de ninja filmlerine takıntısı var. | Open Subtitles | نحن كلانا مهووسون في افلام النينجا |
| Sosyal yaratıklar olarak ahlak konusunda takıntılıyız. | TED | نحن مهووسون بالأخلاق ككائنات إجتماعية |
| Polisler ve katillerle ilgili olan garip şey biz de aynı sizin gibi takıntılıyız. | Open Subtitles | الشيء الغريب حيال رجال الشرطة والقتلة... هو أننا مهووسون كما تكون |
| Siz Amerikalılar seks konusunda çok takıntılısınız. | Open Subtitles | أنتم أيها الأميركيون مهووسون جنسيا |
| O adamın peşinden gidemeyiz! Biz ineğiz! | Open Subtitles | لا يمكننا محاربة هذا الرجل نحن مهووسون |
| Ölüme kafayı takmışlar, ölümüne yeniliyorlar. | Open Subtitles | هذا فريق لاعبوه مهووسون بالموت دائما يقضى عليهم |
| Her şeyin, en büyüğüne, en uzununa sahip olmak konusunda saplantılılar. | TED | إنّهم مهووسون بإمتلاك أكبر ،أضخم ، أطول ، كما نعلم جميعا. |