"موتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • ölümü
        
    • ölmeden
        
    • ölümünden
        
    • ölüm
        
    • öldüğü
        
    • ölümünü
        
    • öldükten
        
    • ölümünün
        
    • ölümüne
        
    • öldüğünü
        
    • ölmüş
        
    • ölmesini
        
    • öldü
        
    • ölümüyle
        
    • öldüğünde
        
    ölümü, acısız ve hızlı olduğu için Tanrı'ya dua ediyorum. Open Subtitles كنت اصلى الى الله حتى يكون موتها سريع للرحمه بها
    Ne ile ilgili bilmiyorum ama ölmeden birkaç gün önce polis merkezine gitti. Open Subtitles لا أعرف عمّا كان الأمر لكن قبل موتها ببضعة أيام ذهبت إلى المخفر
    Madeleine Elster'in ölümünden önceki ruh halinin ölüm şeklinin ve ölümünün esas nedenini gösteren otopsinin ışığında karara varmakta zorluk çekmemelisiniz. Open Subtitles والآن من الحاله العقلية لـ "مادلين إلستر" فى الفترة قبل موتها ومن طريقة الموت ومن تشريح الجثة يظهر سبب الموت بوضوح
    Karıma ölüm döşeğinde Lindsey'yi korumak için ne gerekirse yapacağıma söz verdim. Open Subtitles وعدت زوجتي على فراش موتها انني سأقوم بأي شيء ضروري لحماية ليندسي
    Sonuç: öldüğü gece iki farklı yerinden bağlanmış. Open Subtitles الخاتمة: تم تقييدها مرتين في موقعين مختلفين ليلة موتها
    Deniz ölümünü affettiğinde vücudunun yeniden doğduğunu göreceğiz. Open Subtitles يبحث عن إحياء الجسم عندما يتخلى البحر عن موتها
    Daha da güzeli, balinalar öldükten sonra bile çok önemlidir. TED لكن الأمر الرائع حقاً هو كونها مهمة جداً حتى بعد موتها.
    ölümünün kazara olduğunu söylediler ama o ne yaptığını bilirdi. Open Subtitles قالوا موتها كان حادثا لكنها عرفت ما هي كانت تعمل.
    Bu da hücrenin çoğalmayı tamamlamasını engelleyip ölümüne sebep olur. TED مما يمنع الخلايا من إتمام انقسامها، ويؤدي إلى موتها.
    ölümü ise sağ alt mezenterik arterin delinmesiyle oluşan aşırı kan kaybıyla gerçekleşmiş. Open Subtitles موتها كان مسبب من نزيف الشرايين نظراً إلى فصل الشريان الماساريقي الأدنى الأيمن
    Lisa'yı öldürdü ve onun ölümü üzerinden senatoya mı oynuyor? Open Subtitles لقد قتل ليزا ورشح نفسه لمجلس الشيوخ على حساب موتها
    ölümü, gölgeler için inşa edilen bu programı, kamu spot ışığı içine aldı. TED موتها حوّل هذا البرنامج الخفيّ إلى برنامج عامّ.
    ölmeden üç hafta önce haberi olmuş. Tek kelime etmedi. Open Subtitles ثلاث اسابيع قبل موتها لم تقل لي شيئاً عن الامر
    Kız kardeşinin ölmeden önce zor zamanlar geçirmiş olabileceğini kavrama yetisine sahipti. Open Subtitles كان لديها تفاهم محدد لما قد تعيشه أختها تلك الأسابيع قبل موتها
    ölmeden önce adınızı söylediği için size yazıldığını düşünüyoruz. Open Subtitles إننا نعتقد أنها موجهة إليك ، بما أنها ظلت تردد اسمك قبل موتها
    ölümünden günler sonra hep şunu düşündüm durdum belki de benim hatamdı, yine de, ne yapıp etti saygımı kaybetmeyi başardı. Open Subtitles بعد أيام من موتها ... ظللت أفكر ربما كان هذا خطأي في نهاية المطاف و إنها فعلت ما فعلته وفقدت احترامي
    Bunu kimseye söylemedim ölümünden bir kaç ay önce bana birisiyle aşk yaşamaya başladığını söylemişti. Open Subtitles لم أخبر أي أحد بهذا لكن بضعة شهور قبل موتها أخبرتني أنها كانت تعاشر
    Gazetede kız kardeşininki gibi ender bir kan grubuna sahip olduğumu... ve ameliyatımın kardeşinin öldüğü gün olduğunu okumuş. Open Subtitles كانت تقرأ بعض المقالات وكانت لدي تلك الفصيلة النادرة مثل أختها وعميلة جراحتي كانت نفس يوم موتها
    Gelmekte olan ölümünü anlattı, gözlerini kapadı ve öldü. Open Subtitles لكي تخبرهم عن موتها الوشيك, ثم تغلق عينها وتموت
    Demek buraya öyle sevgiyle bağlanmış ki öldükten sonra bile unutamamış. Open Subtitles ،لذا إذا كانت شَغُـوفة بشأن المكان جداً لن تنساه حتى بعد موتها
    Onu ölümüne götüren haftalar boyunca, tıbbi tedaviye ihtiyacı olduğu bariz olmasına rağmen hastaneye yatırılmasını sağlamadı. Open Subtitles وفي الأسابيع التي قادتها إلى موتها عندما كانت بأشد الحاجة إلى الرعاية الطبية فضل غي أخذها إلى المستشفى
    Bana hep nasıl doğduğumu ve annemin öldüğünü hatırlatıyorsun. Annem ölmeden önce, demiş ki "Onun adı Christopher, ona bak". Open Subtitles وكيف ان أمى ماتت وانها أوصتك قبل موتها ان تعتنى بى
    Karaciğer ısısına göre sabah birle dört arası ölmüş. Open Subtitles إستناداً إلى حرارة الكبد أنا أضع موتها ما بين الساعة الواحدة والرابعة صباحاً
    ölmesini tercih ettiğim o küçük, cılız insanı bile kurtarmasına yardım ettim. Open Subtitles لقد قُمت حتى بمٌساعدة إنسانته البشرية الضعيفة والهزيلة والتي أفضل كثيراً موتها
    Onun trajik ölümüyle, mutlulukla geçen 19 yıl sona ermiş oldu. Open Subtitles زواجنا السعيد الذي دام 19 سنة قد إنتهى بسبب موتها المأساوي
    öldüğünde odada gördüğüm şeyle ilgili olabilir. Open Subtitles ربما للأمر علاقة بما رأيته في الغرفة بعد موتها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more