Bununla birlikte, beyaz pislik ailemin ölümleri ile ilgili olarak, bana tüm sorumluluğu verdiklerini bilmiyordum. | Open Subtitles | بالرغم من أني لم أعرف والدي الحقيرين ولكنني أتحمل كل المسئولية المترتبة على موتهم |
Ve yaşamlarını feda eden şövalyelere gelince, ölümleri üzüntüye ve yas'a neden olmadı. | Open Subtitles | والفرسان الذى ضحوا بحياتهم موتهم كان لظهور صباح جديد وليس الحزن |
Bu kaçınılmaz, korkunç ama benim gerçekten konuşmak istediğim şey İnsanların öldükten sonra arkalarında bıraktıklarıyla büyüleniyor olmam. | TED | رغم أنه لا مفر منه، رهيب، لكن ما أريد الحديث عنه في الواقع أنا مفتونة بالتركة التي يخلفها الناس بعد موتهم |
Bu bir bozgun evet, ama sizin ölü bahsiniz hala yaşıyor. | Open Subtitles | هذة هزيكة ولكن لاهانك على موتهم ما زال قائما |
Teyze ve yeğenin ikisi de hızlı bir şekilde ölüme koşuyorlar. | Open Subtitles | الابنه والحفيد يجروا نحو موتهم بسرعة كبيرة |
- Başka 2 kızı daha bu nehire attılar. - Onun ölümü benim suçum değil. | Open Subtitles | ألقوا فتاتين أخريين في النهر، لست السبب في موتهم |
Peki, ölmeden önce neden inançlarını kaybedip o şeye tapmaya başlıyorlar? | Open Subtitles | لكن لماذا يفقدون إيمانهم قبل موتهم و يبدأون في عبادته ؟ |
ölümleri, şehrin kendini kurtarmasını teşvik etti ve şehir o zamandan beri ağır aksak topallıyor. | Open Subtitles | موتهم ايقظ المدينه لانقاذ نفسها وها هي الآن غير قادرة على هذا |
Ne ölümleri hakkında ne de kaza hakkında. | Open Subtitles | أية أشياء عن موتهم ولا أشياء تتعلق بالحادثه |
ölümleri araştırdığı bahanesini öne sürebilir. | Open Subtitles | إنها تستطيع الخروج بعذر أنها كانت تقوم ببحث عن موتهم |
Amaç, onları varmak istedikleri hedefe ulaştırmaktı, öldükten sonra bile olsa. | TED | الفكرة هي كانت أن يوصلوهم إلى هدفهم حتى لو من بعد موتهم |
Bunu, Goa'uld öldükten sonra konukçunun vücudunda kalan bir protein işaretçisinden anlıyoruz. | Open Subtitles | عرفنا ذلك من خلال علامات البروتين التى يتركها الجواؤلد فى أجسام المضيفين بعد موتهم |
Diskte 117 hasta var, ölü olduklarını teyit edemedik ama öyle gözüküyor. | Open Subtitles | حسناً ,القرص عليه 117 مريض لا يمكننا تأكيد موتهم, لكنه يبدو بهذه الطريقة. |
Ve denizcileri ölüme gönderen emri duydunuz! | Open Subtitles | هكذا تتكلم الصفارة تذهب بالبحارة إلى موتهم |
İnsanlar bu böceğin ölümü haber verdiğini düşünürlermiş. | Open Subtitles | الناس كانت تستخدمهم لمعرفة ساعة موتهم المحتملة |
Hastaların bazıları, ölmeden biraz önce benzer semptomlar gösterdi. | Open Subtitles | بعض المرضى الآخرين اظهروا نفس الاعراض قبل موتهم بقليل |
Bu kapının açılmasını ve hepsinin ölmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يُفتح هذا الباب، ثمّ أريد موتهم جميعاً |
Bu da organizmanların öldükleri anda basit bir şekilde yaşama geri dönememelerinin sebebi oluyor. | TED | وهذا سبب أنه لا يمكن إعادة الكائنات الحية بسهولة إلى الحياة بمجرد موتهم بالفعل. |
Bu çok üzücü. ölümlerini açıklamak için hemen bir hikaye uyduracağız. | Open Subtitles | أمرٌ مؤسف سنعمل على قصة غطائية حالاً، لتُفسر موتهم |
Seni buldum çünkü onların ölümlerinin geride dolduramadığın bir boşluk bıraktığını biliyordum. | Open Subtitles | لقد تمكنت من عزلك لأننى علمت أن موتهم قد ترك فراغ لن تتمكن من ملأه |
Onlara ilaç götürmeme izin vermezseniz ölümlerinden siz sorumlu olacaksınız. | Open Subtitles | إذا لن تسمح لي بتزويدهم بالدواء موتهم سيكون على عاتقك. |
Arkamdaki enkazda gördüğünüz gibi 62 yolcunun hepsinin öldüğü tahmin ediliyor. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا من الحطام المتواجد خلفي جميع ال62 راكب تم إفتراض موتهم |
Nasıl öldüklerini sorabilir miyim. | Open Subtitles | هل يمكنني ان أسئلك عن كيفيه موتهم ؟ ؟ |
Dış görünüşüne rağmen, çok uzun zaman önce ölmüş olmamıştır. | Open Subtitles | رغم مظهرهم، إلا أنه لم يمض فترة طويلة على موتهم |
Sonunda lider oldum ve tüm dostlarımı ölümlerine gönderdim. | Open Subtitles | أنا اخيرا اصبحت قائد , وانتهى بأرسال جميع أصدقائي إلى موتهم |