müvekkiliniz, birkaç terörist şebekeyle bağı bulunan bir suçlunun kaçmasına yardım etti. | Open Subtitles | موكلك قد ساعد وحرض عملية هروب مجرم مرتبط بالعديد من المنظمات الإرهابية |
Eğer müvekkiliniz yapması gerekeni yapsaydı, burada, bu şartlar altında olmazdık. | Open Subtitles | لم نكن لنكون هنا كلنا لو أن موكلك قد قام بما كان يفترض به عمله |
Bil diye söylüyorum, Cary, müvekkilin olarak, ...bu işi çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | ومعلوماتك يا كاري بصفتي موكلك أنا آخذ هذه الأمور على محمل الجد |
- müvekkilinizin kabartma tabakları için stüdyosunu arama amaçlı arama emri. | Open Subtitles | لدي مذكرة رسمية هنا للبحث في استديوا موكلك عن أطباق منقوشة |
Git müvekkilini gör ve Henkin'e iyi davran. | Open Subtitles | الأن ، أذهب لرؤية موكلك وكن لطيفاً مع هينكن |
Müvekkilinin hayatını didik didik etmek için arama izni çıkarttırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفذنا مذكرات قضائيه على كل شي في حيات موكلك |
Bay Canning, müvekkilinizi 10'da getirin yoksa mahkemeye itaatsizliği kabullenin. | Open Subtitles | سيد كاننغ، أحضر موكلك هناك عند العاشرة صباحًا وإلا ستُعاقب |
Müvekkilinize söyleyin, olay yerinde bulunduğunu ispat edebilirim. | Open Subtitles | أخبر موكلك بأنني أستطيع وضعه في مسرح الجريمة |
müvekkilinizin yaklaşık bir milyar doları var, ve müvekkiliniz oğlumu öldürdü. | Open Subtitles | نعم,موكلك لديه ملياراً من الدولارات و موكلك قتل إبني |
müvekkiliniz, bugün Birleşik Devletler Başkanı'na saldıran insanlara yardım ve destekde bulundu. | Open Subtitles | موكلك ساعد اشخاصاً قاموا بالهجوم على الرئيس الأمريكي اليوم |
Demek hastayı bu duruma müvekkiliniz getirdi ve mahkeme kararıyla o durumda tutmak istiyor. | Open Subtitles | إذاً، موكلك أجبر المرييض على وضعه هذا و الآن يريد أمر من المحكمة لإجبار المريض على البقاء هكذا |
Bricker, müvekkilin 60.000 dolara razı olur mu, öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | على طريق بيت الجيران. وبريكر يريد أن يعرف إذا كان موكلك سيسوي الخلاف مقابل ستون ألف دولار. |
Dinle beni, müvekkilin bir pislik, sen de bir pisliksin ve pislikler dertlerini Pazartesi sabahı hakime anlatacak. | Open Subtitles | إسمع يا صاحبي موكلك حقير وأنت حقير والحقراء يرون القاضي في صباح يوم الإثنين |
Bence kendini temsil etmeyi bırakıp müvekkilin adına hareket etmeye başlamalısın. | Open Subtitles | و أقترح أن تبدأ يتمثيل موكلك , وأن تتوقف عن تمثيلُ نفسك |
Bize göre otopsilerde müvekkilinizin istemediği bazı kanıtlar ortaya çıkacaktı. | Open Subtitles | نعتقد أن التشريح سينتج أدله موكلك لم يريدها أن تظهر |
Aklanma, temizlenme, kurtuluş da denemez... ama koşullar öyle inanılmaz bir şekilde denk geldi ki... bu durumu müvekkilinizin lehine kullandınız. | Open Subtitles | ولا مغفرة ولا بركة ولا اي شيئ لا شيئ الا تقارب عجيب في الملابسات التي تستغلها لمصلحة موكلك |
Git müvekkilini gör ve Henkin'e iyi davran. | Open Subtitles | الان ، اذهب لرؤيه موكلك وكن لطيفا مع هينكن |
Alan, eğer Müvekkilinin menfaatini Christine'inkinin önüne koyamıyorsan... kenara çekilmelisin. | Open Subtitles | الن , اذا كنت لا تستطيع ان تضع مصلحة موكلك فوق , كرستين , اذن تنحى جانباً |
Hayır, gerek yok. Bunu kullanarak müvekkilinizi "istekli" temsil etmelisiniz. | Open Subtitles | لا، بل يجب أن تستغلها لفعل ما بوسعك لتمثيل موكلك |
Müvekkilinize bir saat içinde asılacağını bildirmenizi istiyor. | Open Subtitles | إنه يطلب منك أن تخبر موكلك أنه سوف يشنق خلال ساعة |
müvekkiline iftira ettiğimi düşünüyorsan, o zaman git bana dava aç. | Open Subtitles | إذا كنتِ تعتقدي أنني قمت بالتهشير بسمعة موكلك قدمي دعوى ضدي |
Benim bir sorunum var çünkü müşterin istediğim performansı sergileyemiyor. | Open Subtitles | لأن موكلك لا ينفذ الوظائف التي أطلبها منه |
İki arkadaşını vuran Müvekkilinle karşılaştın. | Open Subtitles | لقد دخلت على موكلك تقتل أصدقائه وكان لديك الخيار |
Avukat hanım, müvekkilinizle yatmanız hiç etik değil. | Open Subtitles | حضرة المحامية، أذكّرك بأن مضاجعة موكلك عمل غير أخلاقي. |
Hayır. Bence her zaman yaptığını yaptın. Müşterine kendisini asmasına yetecek kadar ipucu verdin. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنه من الممكن أنك فعلت ما تفعله دائماً تقوم بإعطاء موكلك حبلٌ كافي ليشنق نفسه به |
Bu anlaşma, Müşterinin şirketinin test yöntemlerini değiştirmesini gerektiriyor. | Open Subtitles | هذه الاتفاقية تلزم شركة موكلك بتغيير أسلوبهم في اجراء التجارب. |
Şimdi adalet kavramın benim müvekkilime umuyor mu? | Open Subtitles | أو تعريفك للعدالة لا يصل إلى موكلي؟ موكلك, رجاءاً |
Müşterinizin şu anda itirafını imzalamış olduğunun farkındasınız herhalde. Ne oldu? | Open Subtitles | هل تعرفي أن موكلك ثبتت عليه التهمة الآن. |