Müvekkilim bunu kabul etmezseniz delilik iddiasında bulunacağını ifade etti. | Open Subtitles | موكلى يُـخبركم لو أنكم لن تتقبلوا هذا فإنه ستصنع الجنون |
Bunun doğru olduğunu varsaysak bile Müvekkilim orada değildi, değil mi? | Open Subtitles | بأفتراض إنها حدثت, موكلى لم يكن هناك أيضاً , أليس كذلك؟ |
Efendim, Müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
On yıl önce, müvekkilimin mahkumiyeti tamamen ikinci derece delillere dayanmaktadır. | Open Subtitles | إتهام موكلى منذ عشر أعوام إعتمد على الواضح على أدلة عرضية |
Hem, affedilmek için müvekkilimin neden teslim olması gerekiyormuş ki? | Open Subtitles | فسوف يتم العفو عنه فى 90 يومآ لماذا على موكلى ان يعود بأية حال من الأحوال ؟ |
müvekkilimi temize çıkarabilecek bandın yok olması tuhaf değil mi | Open Subtitles | ان ذلك الشريط الذى يمكن أن يبرىء موكلى هو مفقود؟ |
Müvekkilime zarar verebileceğimin farkındayım ama size şunu söylemeliyim ki erdemin benim için hiçbir anlamı yoktur. | Open Subtitles | ادراكاً منى بأننى قد أمس قضية موكلى يجب على أن أخبرك أن الحق لا يعنى لى شيئاً على الإطلاق |
Bu ünvanın kullanımı Müvekkilim hakkında ön yargı yaratacaktır. | Open Subtitles | حسناً ، إن استخدام اللقب يجحف من قضية موكلى |
Müvekkilim evrimi öğrettiği için burada. | Open Subtitles | إن موكلى يحاكم لأنه كان يعلم التطور للطلاب |
Müvekkilim dışında herkes. O alacaklı durumda ve bu paraya çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | كل فرد عدا موكلى له مالا مستحقا ولذلك فهو فى حاجة إليه |
Pazartesi günü... Müvekkilim polis tarafından alınarak... silahlı soygun zanlısı olarak sorguya çekildi. | Open Subtitles | يوم الأثنين تم القبض على موكلى بواسطة الشرطة للإشتباه فى سطو مسلح |
Açıkçası, baylar, Müvekkilim tam anlamıyla taciz edilmiştir. | Open Subtitles | حتى أكون صريحا أيها السيدان لقد أنتهكت حقوق موكلى تماماً |
Senatör, Müvekkilim yazılı bir beyan okumak istiyor. | Open Subtitles | حضرة السيناتور, موكلى يود قراءة تصريح أمام اللجنة |
Efendim, Müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
Senatör, Müvekkilim komisyonunuza bir demeç vermek istiyor. | Open Subtitles | حضرة السيناتور, موكلى يود قراءة تصريح أمام اللجنة |
müvekkilimin hayatı söz konusu. Önemli olan tek şey bu, onun hayatı. | Open Subtitles | حياة موكلى على المحك هذا كل ما يهمنى ، حياته |
müvekkilimin masumiyetini ispat edecekse 20 sterlin zahmetinizin karşılığı için kötü bir rakam değil, değil mi? | Open Subtitles | اذا كانت هذه تثبت براءة موكلى ف 20 فى رأيى سيكون مبلغا معقولا لتغطية نفقاتك |
Öncelikle müvekkilimin mesele çıkarmak istemediğini söylemeliyim. | Open Subtitles | أولا دعنى أقول إن موكلى لا يريد إثارة أى متاعب |
Sen, müvekkilimi soruşturmaya başladığında bu ailenin karşı karşıya kalacağı baskıdan endişe ediyorum. | Open Subtitles | أنا قلق حول أن تؤثر تلك الضغوط التى تمارسها بمقاضاة موكلى على العائلة |
müvekkilimi konuşmaması konusunda uyarmıştım. | Open Subtitles | نعم أوصى ألا يجيب موكلى عن هذا فإجابته قد تدينه |
Müvekkilime Bay Tyler diye hitap etmeniz daha saygılı olurdu. | Open Subtitles | هل تعلم ماذا؟ أعتقد أنه سيكون اكثر احتراماً لو ناديت موكلى بالسيد تايلور |
Savunma 60 günlük bir erteleme istiyor böylece müvekkilimle konuşabilirim-- | Open Subtitles | الدفاع يطلب إستئناف لمدة 60 يوم حتى استطيع التداول مع موكلى |
Kaba kuvvet ile veya psikolojik baskı kullanılarak Müvekkilimden alınan herhangi bir ifade güvenilir bir itiraf niteliği taşımaz. | Open Subtitles | الذى يصرح بأن أى بيان أدلى به موكلى أو أى دليل مادى تم الحصول عليه قد تم ذلك تحت اجبار |