| Moon, gidip Koca Abe'e büyük bir set altın diş satın alalım. | Open Subtitles | مون, لنذهب أنا وانت لنشتري لأيب الكبير مجموعة من الاسنان الذهبية اللعينة |
| Kasabadan mı ayrıldı yoksa Moon Il Seok'a mı yakalandı? | Open Subtitles | هل غادر البلده ، أم قبض عليه مون آيل سوك؟ |
| Moon Il Seok, Jang Tae San'a neden yardım ediyor bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا لا اعرف لما مون آيل سوك ساعد جانج تاي سان |
| Mon Cala'yı bütün yapmak için birlikte çalışabileceğimizi mutlaka biliyorsundur. | Open Subtitles | عملنا معا لصالح مون كالا كلهم دوكو وتامسون يريدون فقط |
| Haftada bir gün Ay ışığı gece kulübünde sahneye çıkıyorum. | Open Subtitles | علي أداء رقصة في ملهى .مون لايت" مرة في الأسبوع" |
| Wong Kar Mun Gözünden bandajları çıkardığım zaman ilk seferinde canın biraz yanabilir | Open Subtitles | ونج كار مون سوف ازيل الضمادة من علي عينيكي من الممكن ان تالمك في البداية |
| Ailemiz Ban'a üye bebeğim Hyun Chul Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon'undan sonra en başarılı ikinci kişi. | Open Subtitles | عائلة بــان من حقها ان تفتخر الاتعرفين سكرتير الامم المتحدة بان كي مون ويليه مكانةً هو ابني بان هيون تشول |
| Ama ilginç olan şu ki Moon Duk Soo'nun telefon kayıtlarına göre kaybolmadan hemen önce Ki Jae Myung ile konuşmuş. | Open Subtitles | لكن الحقيقة المثيرة للاهتمام ، ان بحسب سجل هاتف مون دوك سيك فقد تحدث مع كي جاي ميونغ قبل ان يختفي |
| Daha sonra, Purple Moon markası için pazarlama ve İK ile yarım milyar izlenim topladık. | TED | ومن ثم الأن، لقد حققنا نصف مليار من الإنطباعات بالتسويق والعلاقات العامة والإعلام لهذا المنتج،بربل مون. |
| Moon buraya geleceklerini söyledi. Kaçmaya mı niyetlisin? | Open Subtitles | لكن مون قال بأنهم سيأتون هنا ، هل تنوي الهرب ؟ |
| Henry Lloyd Moon, at hırsızlığından suçlu bulunup idama mahkum edildin. | Open Subtitles | هنري لويد مون لقد وٌجدت مذنباً بسرقة الخيول وحكم عليك بالاعدام شنقا |
| - Moon düşündüm de, madem öleceğiz, neden şaşaalı bir şekilde ölmüyoruz? | Open Subtitles | مون, لقد كنت أفكر بما أننا سنموت على كل حال لماذا لانفجر بجميع الذهب؟ |
| - Yok, hayır, hayır. Bebe, bu Daphne Moon. Babamın fizyoterapisti. | Open Subtitles | كلا,كلا,انها دافني مون معالجة ابي البدنية |
| Honey Snow, Daphne Moon. büyük hayranın. | Open Subtitles | هاني سنو ,دافني مون إنها معجبه كبيره جدا بكي |
| Tanrıya şükür bir şahidim var. teşekkürler, Yzb. Moon. | Open Subtitles | احمدك يا رب فعندي شاهد اشكرك يا كابتن مون |
| Mon, anlamıyorum. | Open Subtitles | مون انا لاافهم انت تواعدين هذا الشخص منذ |
| Kurbanın elindeki damga Fransız mahallesindeki Mon Cherie adlı bara girebilmek için basılır. | Open Subtitles | ما الامر؟ الختم على يد الضحية انه ختم دخول حانة مون شيري |
| Hiç Hintli bir adamın Ay yürüyüşü yaptığını görmedin mi? | Open Subtitles | هل شاهدت في حياتك "ذا مون ووك" من شاب هندي؟ |
| Senden Ay savaşçısı çantası almanı istediğim için.. | Open Subtitles | .. لقد طلبتُ منك أن تشتري لي حقيبة سايلر مون |
| Daha sonra Mun'u eve gönderebilirmisiniz zahmet olmazsa? | Open Subtitles | هل ساسبب لك المشاكل اذا اوصلت مون الي البيت؟ |
| En büyük sır ise, Ian Moone kim? | Open Subtitles | والسر الاكبر هو من يكون ايان مون |
| Moon-Soon hâlâ orada! | Open Subtitles | مون أنت هنا ! هو بالداخل |
| Bir yanlış yaparsak Mun-bae serbest kalır ve biz de aptal durumuna düşeriz. | Open Subtitles | .. إذا تعاملنا مع هذا الأمر تعاملاً خاطئاً سيُطلق سراح (مون بي) و سنبدو كالأغبياء |
| Tercihen, Château du Munn bağlarından 18.yüzyıl balmumu. | Open Subtitles | ويفضل 18 قطعة من شمع العسل . من حقل شاتو دو مون غريس |
| Teşekkürler, buna minettarım. Hey Mooney, yüzbaşının sana bu b*ku artık buraya sipariş etmemen gerektiğini söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | شكراً، أقدر ذلك مون |
| Moonlight Restoran'a yürürler ve her zaman Sezar Salata sipariş edermiş. | Open Subtitles | 45 ،)ثم يتمشيان إلى مطعم (مون لايت ،)وهناك تقوم دائمًا بطلب سلطة (سيزر |
| Bir oğlu daha vardı. Posta arabası şoförü Bill Moons'du. | Open Subtitles | لديها ابن أخر كان سائق الحافلة (بيل مون) |