| Sizi görmek istememin sebebi bundan sonra bizimle mal satmanızı teklif etmek. | Open Subtitles | سبب طَلبي لرؤيتكم لإقتِرح عليكم العمل مَعنا في البيع من الآنَ فَصَاعِدَاً |
| Her okuldan bir öğrencinin bizimle gelmesini istedi. | Open Subtitles | يُريدُ طالب عسكري واحد مِنْ كُلّ أكاديمية للذِهاب مَعنا |
| Eğer Yıldız'ı bir daha görmek istiyorsan... en iyisi şimdi bizimle gelmen. | Open Subtitles | إذا تريد رويئة ستار مرة ثانية... من الأفضل ان تأتي مَعنا الآن |
| Robert sizin bizimle yemeğe kalmanızı çok istiyor. | Open Subtitles | روبرت متحمّسُ جداً لَك لبَقاء ويَتعشّى مَعنا. |
| bizimle beraber hareket etmekten başka bir seçeneği yok. | Open Subtitles | هو لَنْ يَحْصلَ على أي الإختيارِ لكن للذِهاب مَعنا الآن. |
| Çocuğun iyiliği için bizimle işbirliği yapmanızı öneririm. | Open Subtitles | أنا أَوصي بأنّك تَتعاونُ مَعنا لأجلِ الطفلَ. |
| Babanla beraber çalışıyor ve bizimle bugün hayvanat bahçesine gelecek. | Open Subtitles | . . وذاهِب إلى حديقةِ الحيوانات مَعنا اليوم. |
| Köpeğin bizimle yaşaması mümkün değil. | Open Subtitles | ليس هناك طريق ذلك الكلبِ يَتحرّكُ هنا مَعنا. رجاءً؟ |
| Memur Ridley, bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | الضابط ريدلي، نَحتاجُك للمَجيء إلى الدائرة الإنتخابيةِ مَعنا. |
| bizimle çalışmak için hayati kararlar veren insanlar var. | Open Subtitles | أنا لدي من الناسِ من أحرقوا جسورهم من أجل المَجيء للعملِ مَعنا |
| Bu işi konuşmamız için birkaç dakika ayırırsanız bizimle olduğu için şanslı olduğumuzu anlarsınız. | Open Subtitles | إعطينا بضعة دقائق و سَتُدركُين ـ ـ ـ ـ ـ ـ كَمْ نحن محظوظون أنْ حصلنا عليه للعَملَ مَعنا |
| Şehirde bizimle beraber satabilirsin. En iyi yol bu. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبِيعَ في البلدةِ مَعنا. |
| Belki Cole da bizimle gelmeli. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا نحن يَجِبُ أَنْ نَأْخذَ كول مَعنا. |
| Hayvanat bahçesine gidersek sen bizimle gelmiş olursun. | Open Subtitles | إذا نَذْهبُ حديقةَ الحيوانات، أنتَ الذي تَذْهبُ مَعنا. |
| Ama eminim gönlü bizimle beraberdir. | Open Subtitles | حَسناً، أَنا متأكّدُ هو مَعنا في الروحِ. |
| Bu gece bizimle New York'taki rock konserine gitmek istediğini söylemiş. -Aptal. | Open Subtitles | بأنّها أرادتْ الذِهاب إلى حفلة روك مَعنا اللّيلة في نيويورك. |
| Mimi, bizimle yolculuğa gelmeyi düşünmediğini söyledi. | Open Subtitles | ميمي قالتْ بأنّها لَمْ تُفكّرْ أنت تَجيءُ مَعنا على السفرةِ. |
| Kaynak ile evli olduğun sürece bizimle ... | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ العَمَل مَعنا طالما أنت مُتَزَوّج |
| Annem Pazar günü için bizle yemek yemek yemek istiyor. | Open Subtitles | أمي تُريدُك أن تتعشى مَعنا هل أنت فاضي يوم الأحد |
| İlk reklam kuşağında bizden ayrılmadığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً للبَقاء مَعنا خلال فترةِ الإعلانات الأولى. |
| Bunu da yanımızda götürmek istiyorum. | Open Subtitles | الذين أظهرو هذا النوع من أُسلوب الالتزام المُفرط أود أن نأخُذ هذه مَعنا |
| Aşağıya yanımıza gelmen için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | لم نَستطيعُ الإنتِظار لإنْزالك هنا مَعنا. |
| Bourne'u Berlin'de izlerken bizimleydi. | Open Subtitles | هي كَانتْ مَعنا عندما طاردنَا بورن في برلين. |