| Ayrıca bu çok sinir bozucu, çünkü benim de öğrenme şansım yok. | Open Subtitles | وهذا ماهو مُحبط جداً، لأنني لا أملك أي طريقة لإكتشاف الأمر، أيضاً |
| Sürekli benim söylediklerimin tersini yapman ne kadar sinir bozucu, biliyor musun? Tık, tık, tık. | Open Subtitles | أتعرف كم هو مُحبط أنك دائماً تنفذ عكس ما أقول؟ |
| Bu üzücü. Ya listenin sonundaki isim? | Open Subtitles | حسناً، هذا مُحبط ماذا عن آخر شخص في القائمة؟ |
| Kazandıysa büyük hayal kırıklığı olmuştur. | Open Subtitles | إذا كانت الجائزة الأولى، فهذا يعني أنّ الأمر كان مُحبط فعلاً |
| Evet, ama beni delirtiyorlar. Gerçekten hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | أجل, ولكنهم حقاً أغضبوني أنا حقاً مُحبط منهم. |
| Radyolar da gerçekten hep iç karartıcı şeyler çalıyorlar, adamım. | Open Subtitles | يا رجل, كل شيء .في الراديو مُحبط حقاً |
| Çok sinir bozucu çünkü her an bir sinir krizi geçirecekmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | إنّه أمر مُحبط جداً، لأنّه يبدو أنّه سينهار في أيّ لحظة. |
| Bu çok sinir bozucu ve kesinlikle profesyonelce değil. | Open Subtitles | هذا الأمر مُحبط للغاية و بالتأكيد غير مُحترف |
| Bak, bu kadar çok çabalayıp gerçeğe yaklaşamama hissinin ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انظري ، أعلم أن الأمر مُحبط العمل بجد والشعور بأنكِ قريبة من الوصول إلى الحقيقة |
| Biliyorum şuan ekiple birlikte olmamak sinir bozucu. | Open Subtitles | أعلم كم هو مُحبط أمر عدم تواجدك مع الفريق الآن |
| Bakıcılar için çok sinir bozucu olabilir. | Open Subtitles | ويُمكن أن يكون مُحبط جدًا لمقدمي الرعاية |
| sinir bozucu, değil mi? | Open Subtitles | أمر مُحبط للعزيمة ، أليس كذلك ؟ |
| Ne üzücü. Sivri zekasının inceliklerini görmek için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | يا له من أمر مُحبط ، كنت أتطلّعللأستفادةمن رجاحةعقله. |
| Artık bunun uygulanmıyor olması çok üzücü. | Open Subtitles | الأمر مُحبط أن هذا لم يعد بعد الآن ممارسةٌ شائعة. |
| üzücü olsa da yapacak bir şey olmadığını söyledim ama hastalanıp yatağa düştü, tansiyonu da vardı. | Open Subtitles | لقد قلت لهُ، على الرغم من الأمر مُحبط ليس هناك ما يمكننا فعلهُ ولكنهُ ظلّ مريض لبضعة شهور و ضغط دمهُ لم يكُن جيّد من البداية |
| Bu biraz hayal kırıklığı değil mi sence de? | Open Subtitles | الأمر مُحبط قليلاً فقط ، ألا تعتقد ذلك ؟ |
| Ama her alaycının aslında hayal kırıklığı yaşamış bir romantik olduğuna dair bir iddia var. | Open Subtitles | لكن ثمة حجّة تقول أنّ في أعماق كلّ متشائم... شاعري مُحبط. |
| Bu bana pek hayal kırıklığı gibi gelmiyor ama | Open Subtitles | لما تبدو مُحبط ؟ - على الاقل انا لستُ من الاشخاص المُحبطين - |
| Oldukça hayal kırıklığına uğradım. Çoğunuzu severdim. | Open Subtitles | هذا مُحبط لأقصى حدّ، استلطفت العديد منكم. |
| Hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | إنني مُحبط كلياً |
| Bu gerçekten çok iç karartıcı. | Open Subtitles | هذا مُحبط للغاية |
| Çok iç karartıcı. | Open Subtitles | هذا فعلاً مُحبط |