"مُحبط" - Translation from Arabic to Turkish

    • sinir bozucu
        
    • üzücü
        
    • hayal kırıklığı
        
    • kırıklığına uğradım
        
    • iç karartıcı
        
    Ayrıca bu çok sinir bozucu, çünkü benim de öğrenme şansım yok. Open Subtitles وهذا ماهو مُحبط جداً، لأنني لا أملك أي طريقة لإكتشاف الأمر، أيضاً
    Sürekli benim söylediklerimin tersini yapman ne kadar sinir bozucu, biliyor musun? Tık, tık, tık. Open Subtitles أتعرف كم هو مُحبط أنك دائماً تنفذ عكس ما أقول؟
    Bu üzücü. Ya listenin sonundaki isim? Open Subtitles حسناً، هذا مُحبط ماذا عن آخر شخص في القائمة؟
    Kazandıysa büyük hayal kırıklığı olmuştur. Open Subtitles إذا كانت الجائزة الأولى، فهذا يعني أنّ الأمر كان مُحبط فعلاً
    Evet, ama beni delirtiyorlar. Gerçekten hayal kırıklığına uğradım. Open Subtitles أجل, ولكنهم حقاً أغضبوني أنا حقاً مُحبط منهم.
    Radyolar da gerçekten hep iç karartıcı şeyler çalıyorlar, adamım. Open Subtitles يا رجل, كل شيء .في الراديو مُحبط حقاً
    Çok sinir bozucu çünkü her an bir sinir krizi geçirecekmiş gibi görünüyor. Open Subtitles إنّه أمر مُحبط جداً، لأنّه يبدو أنّه سينهار في أيّ لحظة.
    Bu çok sinir bozucu ve kesinlikle profesyonelce değil. Open Subtitles هذا الأمر مُحبط للغاية و بالتأكيد غير مُحترف
    Bak, bu kadar çok çabalayıp gerçeğe yaklaşamama hissinin ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyorum. Open Subtitles انظري ، أعلم أن الأمر مُحبط العمل بجد والشعور بأنكِ قريبة من الوصول إلى الحقيقة
    Biliyorum şuan ekiple birlikte olmamak sinir bozucu. Open Subtitles أعلم كم هو مُحبط أمر عدم تواجدك مع الفريق الآن
    Bakıcılar için çok sinir bozucu olabilir. Open Subtitles ويُمكن أن يكون مُحبط جدًا لمقدمي الرعاية
    sinir bozucu, değil mi? Open Subtitles أمر مُحبط للعزيمة ، أليس كذلك ؟
    Ne üzücü. Sivri zekasının inceliklerini görmek için sabırsızlanıyordum. Open Subtitles يا له من أمر مُحبط ، كنت أتطلّعللأستفادةمن رجاحةعقله.
    Artık bunun uygulanmıyor olması çok üzücü. Open Subtitles الأمر مُحبط أن هذا لم يعد بعد الآن ممارسةٌ شائعة.
    üzücü olsa da yapacak bir şey olmadığını söyledim ama hastalanıp yatağa düştü, tansiyonu da vardı. Open Subtitles لقد قلت لهُ، على الرغم من الأمر مُحبط ليس هناك ما يمكننا فعلهُ ولكنهُ ظلّ مريض لبضعة شهور و ضغط دمهُ لم يكُن جيّد من البداية
    Bu biraz hayal kırıklığı değil mi sence de? Open Subtitles الأمر مُحبط قليلاً فقط ، ألا تعتقد ذلك ؟
    Ama her alaycının aslında hayal kırıklığı yaşamış bir romantik olduğuna dair bir iddia var. Open Subtitles لكن ثمة حجّة تقول أنّ في أعماق كلّ متشائم... شاعري مُحبط.
    Bu bana pek hayal kırıklığı gibi gelmiyor ama Open Subtitles لما تبدو مُحبط ؟ - على الاقل انا لستُ من الاشخاص المُحبطين -
    Oldukça hayal kırıklığına uğradım. Çoğunuzu severdim. Open Subtitles هذا مُحبط لأقصى حدّ، استلطفت العديد منكم.
    Hayal kırıklığına uğradım. Open Subtitles إنني مُحبط كلياً
    Bu gerçekten çok iç karartıcı. Open Subtitles هذا مُحبط للغاية
    Çok iç karartıcı. Open Subtitles هذا فعلاً مُحبط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more