Yukarı çıktıkça, körfez şehirleri yayılıyorlar. | Open Subtitles | ،بالإضافة للإعتلاء مُدن الخليج تتمدد أيضاً |
Arabistan şehirleri daha şimdiden tasarım ve mimaride dünya lideri. | Open Subtitles | مُدن شبه الجزيرة يُعدّون حالياً من أفضل مدن العالم تصميماً وهندسةً |
Almanlar Litvanya'nın ikinci büyük şehri Kaunas 'a girdiklerinde halk tarafından kurtarıcı gözüyle karşılanmışlardı. | Open Subtitles | لذا عندما وصل الألمان "كاوناس" ثانى مُدن "ليتوانيا" كانوا موضع ترحيب كمحرّرين |
Son 24 saatte üç şehri aradık. | Open Subtitles | لقد بحثنا في ثلاث مُدن خلال آخر 24 ساعة |
Öyle harika şehirler yapabiliriz ki yayılmaya engel olabilir ve gerçekten doğayı koruyabiliriz. | TED | يمكننا بناء مُدن مذهله كهذه التي قد تُثبط من التمدد وتقوم فعلاً بحماية الطبيعة. |
Bunun için gerekli olan teknoloji bir nükleer başlığı gezegenin diğer ucuna taşıyıp düşmanınızın en büyük şehirlerini yok etmek için gerekenle aynıdır. | Open Subtitles | التي ستحتاجها لحمل رأس حربي نووي, لمنتصف الطريق حول الكوكب لتدمير مُدن عدوك الكُبرى. |
Günümüzde, bu şehirlerdeki sakinler teknoloji sayesinde neredeyse normal bir yaşam sürüyor. | Open Subtitles | اليوم، قاطنيّ مُدن القارة القطبية الشمالية، يسعهم إلى حدٍ ما عيش حياةٍ طبيعية بفضل التكنولوجيا |
Hayır, bütün şehirleri yok edebilecek silah geliştirmesini durduracağım. | Open Subtitles | كلا،سأتوقف عن تطوير الأسلحة التي قد تمحو مُدن بأكملها |
"Geçtiğim kasabaları şehirleri tanrı bilir." | Open Subtitles | " اللَّهُ أعلَمُ، مُدن وبلدات طارَ أمامه... " |
- Liman şehirleri. - Aynen. | Open Subtitles | -جميعها مُدن بها ميناء . |
Tüm şehirleri kaybettik. | Open Subtitles | "لقد فقدنا مُدن كاملة..." |
Yarın sabah, tüm bir Amerikan şehri yandığında kimse federallerin ve farelerinin ne dediklerine aldırmayacak. | Open Subtitles | في صباح الغد ، عندما تلمع مُدن الولايات المُتحدة أكملها باللون الأحمر لن يُبالي أى شخص بشأن بضعة فيدراليين وفأرهم الأليف وماذا سوف يقولون |
Beyaz Rusya'da ele geçirdiğiniz silahın koca bir şehri etkisi altına alabilecek VX sinir gazı olduğu doğrulandı. | Open Subtitles | "الأسلحة التي استعيدنها من (بلاروسيا) تحقق أنها غاز عصبيّ سام قادّر على نسف مُدن كُبرى" |
Seni en çok inciten şey savaştan sonra yaptıkların - farklı şehirler, farklı işler- ve hiçbiri gerçek sorumluluk üstlenebileceğin işler değildi. | Open Subtitles | الذي يُؤْذَاك اكثر هو سجلُكَ منذ الحربِ - مُدن المختلفة، وظائف مختلفة - و لا واحدة منهم تطالبت ان تتحمل مسؤولة حقيقة |
Burası gibi fiziksel olarak kapalı şehirler komşularından izole olmuştur. | Open Subtitles | مُدن كهذه مُطوقة ماديا و معزولة عن جيرانها |
Akıllarına intikam türünden hevesler ya da köle şehirlerini eski ihtişamına kavuşturma fikirleri geçerse Daenerys Fırtınadadoğan ile ejderhaları Meereen'e geldiğinde ne olduğunu hatırlat. | Open Subtitles | عندما يخطر ببالهم خاطرٌ عن الانتقام أو أيُّ فكرةٍ عن إعادةِ مُدن العبيد إلى مجدها السّابق... ذكّرهم بما حدث... عندما جاءت (دينيريس ستورم بورن) وتنانينها لـ(ميرين). |
Adam'ın grubu daha büyük kulüplere çıkıyor, farklı şehirlerdeki festivallere katılıyordu. | Open Subtitles | ففرقة "آدم" تغني في ملاه أكبر وفي عدة مُدن |