"مُسبقاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • önceden
        
    • daha önce
        
    • çoktan
        
    • Zaten
        
    • şimdiden
        
    Evet, bombacıların hesaplarına sızdım ve önceden hazırlanmış tweetlerini buldum. Open Subtitles حسناً ، لقد اخترقت حسابات الرجلان ووجدت تغريداتهم المُعدة مُسبقاً
    önceden somut bir plan şart koşan yerine, işlerin nasıl gittiğini görmekten mutlu olan destekleyici bir yöneticiye sahip olduğum için şanslıydım. TED كنت محظوظة بأن لدي مديرًا داعمًا والذي كان سعيداً لرؤية كيف تسير الأمور في العمل، بدلاً من طلب خطة ملموسة مُسبقاً.
    Acaba neden daha önce başarısız olan toplantının yerini tekrar seçtiler? Open Subtitles أتساءل عن سبب قرارهما في الأجتماع بمكان فشلوا به مُسبقاً ؟
    Bunu daha önce konuştuğumuzu biliyorum ama bu sefer farklı. Open Subtitles .أعلم إننا تحدثنا مُسبقاً حيال هذا .لكن الآن الوضع مُختلف
    Ne yazık ki çoktan İngiliz hükümeti adına burada kazı uygulamasına başladım. Open Subtitles لِسوء الحظ فقد قررتُ مُسبقاً أنني سأقوم بالتنقيب نيابةً عن المتحف البريطاني
    Yani ya birisi gerçekten şanslı günündeydi ya da Zaten haberdardı. Open Subtitles لذا، إمّا أنّ شخصاً أصابه الحظ، أو أنّهم كانوا يعرفون مُسبقاً.
    - Eminim şimdiden biliyorsundur. - Bazen ben de öyle düşünüyorum. Open Subtitles انا متأكدة بأنك تعرفين ذلك مُسبقاً - أحياناً أظن ذلك -
    Tek hatan bana önceden söylemeyip... utançtan beni kurtarmaman oldu. Open Subtitles خطأكِ الوحيد أنّكِ لم تخبريني مُسبقاً .. و توفرين عليّ الإحراج.
    Daha önceden alınmış ve günlük alınmışları ayır. Open Subtitles قارن بين التذاكر المُشتراة مُسبقاً وبين تلك المُشتراة في اليوم نفسه
    Kurban yaşıyor olsa bile bu yine de dehşet verici önceden dikkatlice planlanmış bir suçtur. Open Subtitles على الرغم من أن الضحيّة عاش لكنها كانت جريمة مروعة تم التخطيط لذلك بعناية مُسبقاً
    önceden telefonla söyledim. Efendim, tuzlu kraker mi, istiridye mi? Open Subtitles لقد طلبت مُسبقاً حسناً يا سيدى , أتريد الملح , بعض المقرمشات ؟
    Tiyatrodaki gibi. önceden yazılmış bir senaryo ile. Open Subtitles تماماً كما فى المسرح مع بعض السطور المكتوبه مُسبقاً
    Bunu bana önceden sormanız gerekirdi. Open Subtitles كان عليكم أن تسألوني ذلك مُسبقاً. إنها كذبة.
    daha önce konuşsaydım ne güzel olurdu diyordum kendi kendime. Open Subtitles في الوَاقع، كنتُ أُفكّر. كان يُفترض أن أتحدّث إليكَ مُسبقاً.
    daha önce bahsettiğim cehaleti vurgulamak için negatif olanlarla başlamak istiyorum. TED وأُريد أن ابدأ بالسلبيات، فقط لكي أُسلط الضوء على بعض نقاط الضعف التى ذكرتها مُسبقاً.
    Etiketi kopmuş olmalı. Ne olduğu tam bir muamma. Seni daha önce banyoda gördüm. Open Subtitles لقد تم قطع الملصق لقد رأيتكِ في الحمام مُسبقاً
    Bana bir sorunla gelen çoğu kişi ne yapacaklarına aslında çoktan karar vermiş oluyorlar. Open Subtitles مُعظَم الأشخاص الذينَ يأتونني بمُشكلَة يكونوا قد قرروا مُسبقاً كيفَ سيتصرفون
    Bu konuşmanın metni çoktan yazıldı bile. Gördüklerinizin hepsi gerçek olacak. Open Subtitles هذا الحوار كُتبَ مُسبقاً أيّاً يكن ما رأيتموه، سيحدث
    - Sen de öyle. İntikam almak isteseydi çoktan ölmüş olurduk. Open Subtitles ، أن رّغِبَ بالأنتقام لكُنا ميتين مُسبقاً
    - Yeter! Kesin şunu. Zaten bilmediğim bir şey söylemiyorsunuz. Open Subtitles أنتُم يا جماعة لا تخبروني بأي شيء لا أعرفه مُسبقاً
    Zaten ailenizden ve arkadaşlarınızdan ayrıldınız. Open Subtitles لقد فصلتُنّ أنفسكنّ مُسبقاً عن عائلتكُنّ و أصدقائكُنّ.
    Henüz gözü boyanmamış ve şimdiden üzerinde çalışmaya başladım. Open Subtitles إنه لم يَتَعود بعد على طبيعة عَمَلِهم و قد بدأتُ مُسبقاً بالتركيز عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more