Ve Tanrı aşkına, genç dostum... dönüşünde tekrar sessizce girmek zorunda kalmamaya çalış. | Open Subtitles | و لأجل خاطر السماء يا صديقي الصغير حاول و اثبت لهم أنك لست مُضطرا للتسلل عائدا مرة أخرى |
Başka bir şey söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | لست مُضطرا لقول شيئ. |
Frankie, annesiyle bağırış çağırışlarımı duymak zorunda kalmıyor artık. | Open Subtitles | (فرانكي) ليس مُضطرا لسماعي أنا وأمّه نصرخ على بعضنا البعض. |
Önemli değil Harold, anlatmak istemediğin şeyleri anlatmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا بأس يا (هارولد)، لست مُضطرا لذكر أشياء لست مرتاحا معها. |