"مُفرط" - Translation from Arabic to Turkish

    • fazla
        
    • aşırı
        
    Kimisine göre fazla cömertti. Alışveriş bağımlısıydı. Open Subtitles بل يعتبره البعض مُفرط السخاء إذ كان مُدمناً على إبتياع الأغراض
    Ama problemlerinin çoğunun fazla masturbasyondan kaynaklandığını düşünüyorum Open Subtitles ولكن أعتقد أن معظم مشاكله تنبع من ممارسه العاده السريه بشكل مُفرط
    Hayır, hayır, hayır. Çok fazla beyaz. Şunları götürün biraz pembe gül getirin. Open Subtitles لا، هذا مُفرط البياض، ابعده واجلب بعض الزهور القرنفليّة.
    Sabotajcımız antenin altında sıvılaşmaya neden olan boruyu aşırı yüklemek için aynı kodu kullanmış. Open Subtitles المُخرّب استخدم نفس الرمز للتحميل بشكل مُفرط الأنبوب نفسه التحت هوائي ممّا تسبّب في تسييل الغاز الطبيعي.
    Ee, 80'li yıllardaki her şey bu kadar aşırı mı? Open Subtitles إذًا، هل كلّ شيء حيال الثمانينيّات مُفرط للغاية؟
    Marka tasarımları sever ve çok fazla eğlendiği için genellikle tabloid gazetelerin manşetlerindedir. Open Subtitles تحبّ شراء أرقى المصنّفات ولديها ميل مُفرط للحفلات
    Marka tasarımları sever ve çok fazla eğlendiği için genellikle tabloid gazetelerin manşetlerindedir. Open Subtitles تحبّ شراء أرقى المصنّفات، ولديها ميل مُفرط للحفلات.
    Fakir evine göre çok fazla koruma var. Girişlerde iki koruma var. Open Subtitles ذلك تأمين مُفرط لمبنى متواضع، ثمّة حارسان عند كلّ نقطة ولوج.
    Üç tanesi biraz fazla gelmiş. Open Subtitles ثلاثتهم متنبهون إليكِ على نحوٍ مُفرط
    Alexis'e karşı arada sırada fazla korumacı davrandığımı fark ettim. Open Subtitles حسناً، أدركتُ أنّي مُفرط الحماية قليلاً لـ(ألكسيس) في بعض الأحيان.
    Bazı kız öğrencilerle fazla samimi olduğuma dair ithamlarda bulundu. Open Subtitles يبدأ يتّهمني بكوني... حميميّ بشكل مُفرط مع بعض الطالبات.
    Belki de fazla cömertti. Open Subtitles بشكل مُفرط على الأرجح.
    Uykusuzluk ya da fazla yemeye ya da. Open Subtitles -أو قليل النوم، أو مُفرط في الأكل، أو ...
    Tiana, Hakeem biraz fazla heyecanlı. Open Subtitles أصغِ يا (تيانا)، (حكيم) مُفرط الحماس قليلا فحسب
    - Wiseman kendine fazla güvenir. Open Subtitles -المدعو (وايزمان) مُفرط الثقة بنفسه
    - "Gereğinden fazla." Open Subtitles (في السيرة الذاتية لـ (ليندا "مُفرط"
    aşırı uyarılmış dostumuza bar soygununu iki misli kanlı olacak şekilde bir hafta önce yapmasını söyledim. Open Subtitles أخبرت صديقنا مُفرط الحماس بأن يبكّر سرقة الصالون أسبوعًا وأن يضاعفها دمويَّة.
    Ve vücudunuz aşırı seksten hasar görmüş. Open Subtitles و جسدك مُفرط في الإمتاع بالجنس.
    Bence aşırı derecede hassassın. Open Subtitles أعتقد أنّك أصبحت مُفرط الحساسية.
    Doug'ın dünkü yoklamada "burada" deme şeklini beğenmediğim için, yerine aşırı yılışık hasta bakıcı Jimmy'yi aldım. Open Subtitles مُذ أنني لم تعجبني طريقة (دوغ) في قول "هنا" عند تفقّد الأسماء بالأمس فإنه استُبدل بـ"(جيمي) مُفرط اللمس"
    Prens Fyren tarafından verilen hüküm aşırı ağır. Open Subtitles (الحُكمتمّأصدارهمنقِبل الأمير(فيرن ، كان مُفرط القسوة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more