Merhum babanız ve eşiniz çok yakın bir tanıdığımdı. | Open Subtitles | والدكِ المُتوفي، و زوجكِ كان مُقرّب جداً مني |
Üstelik müsteşarla da yakın biri. | Open Subtitles | إنه مُقرّب من مدير وكالة المخابرات المركزية... |
Yvonne, yakın bir arkadaşa sahip olmakta sorun yok. | Open Subtitles | إيفون) ليس هناك خطأ بإمتلاك صديق مُقرّب) |
Çoğunuz, Dr. Wexler'a yakın, hatta çok yakındınız ve vereceğiniz her türlü bilgiye minnettar olacağız. | Open Subtitles | العديد منكم قد عمل بشكل مُقرّب للغاية للد. (ويكسلر) نحن نُقدّر أيّ المعلومات بإمكانكم تقديمها شكراً لكم |
Sloan'la yakın mısınız? | Open Subtitles | هل أنت مُقرّب من سلون؟ |
yakın arkadaşlarla yapılan partiler. | Open Subtitles | الإفتراق عن صديق مُقرّب. |
Henry yüzünden yakın olduğum bir ajan öldü. | Open Subtitles | عميل مُقرّب لدي مات بسبب "هنري" |
Güvenilir bir danışman ve yakın bir dost. Dost mu? | Open Subtitles | -إنـّه ناصح موثوق ، و صديق مُقرّب . |
Meyer kayınpederimin yakın dostudur. | Open Subtitles | (ماير) صديق مُقرّب لأبو زوجتي. |