"مُقرّباً" - Translation from Arabic to Turkish

    • yakın
        
    Torunuyla çok yakın olduğunuzu biliyorum. Open Subtitles وأفهم أنّك كنت مُقرّباً بشدّة مِن أحفاده.
    Belki bana yakın biri olduğu için merak etmiştir. Open Subtitles ربّما كان فُضولياً حيال شخص كان مُقرّباً منّي.
    Dengesiz, karakteristik olmayan davranış biçimi daha önce yakın olduklarından kendini izole etmesi. Open Subtitles إظهار سلوك غريب وغير معهود، عزل نفسه عمّن كان مُقرّباً منهم.
    Ama hislerini anlıyorum çünkü ben de bana çok yakın olan birini kaybettim. Open Subtitles لكنّي أعرف كيف تشعر لأنّي خسرتُ شخصاً كان مُقرّباً منّي أيضاً.
    Size yakın olan biri. - Öyle mi, Miss Castillo? - Consuela. Open Subtitles "شخص كان مُقرّباً آنسه "كاستيلو - "كونسويلا" -
    Sahibi yakın bir kişisel arkadaş olduğundan Open Subtitles مُنذ أن أصبح مالكُه صديقاً مُقرّباً
    Gadel Einstein'ın yakın arkadaşıydı, ve büyük adamın denkleminin zaman yolculuğuna izin verip vermeyeceğini görmeye karar verdi. Open Subtitles (كان (غودل) صديقاً مُقرّباً ل(أينشتاين و قد قرر معرفة ما إذا كانت مُعادلات الرجُل العظيم تسمح بالسفر عبر الزمن
    Ben onlara hiç o kadar yakın olamadım. Open Subtitles لم أكن قطّ مُقرّباً... من هذين الصديقين
    Onlara sağlayamadığım tek casus Autobotlar'a senin gibi yakın biriydi. Open Subtitles أنت الجاسوس الوحيد الذي لم يسعني توفيره أن يكون شخصاً مُقرّباً للـ(الأوتوبوتس).
    Babamın yakın bir arkadaşıydı. Open Subtitles كان مُقرّباً للغاية مع أبي.
    Sergide Kirk'in yakın olduğu başka biri var mıydı? Open Subtitles -أهُناك أيّ أحدٍ آخر كان (كيرك) مُقرّباً منه؟
    Sergide Kirk'in yakın olduğu başka biri var mıydı? Open Subtitles -أهُناك أيّ أحدٍ آخر كان (كيرك) مُقرّباً منه؟
    Onunla yakın mıydınız? Open Subtitles هل كنت مُقرّباً منه؟
    Cenazeye Overtons'tan hiç kimse gelmedi yani, hayır onlara yakın değildi. Open Subtitles لمْ يأتِ أحد من عائلة (أوفرتون) في الجنازة، لذا... لا، لمْ يكن مُقرّباً منهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more