Hayatlarımızı mümkün olduğunca çok seksi kadın tavlamaya adadık biz. | Open Subtitles | نحن نكرّس حياتنا لإلتقاط أكبر عدد مُمكن من النساء المُثيرات. |
Ama yine de ikimizin arasında hiçbir şey mümkün değil. | Open Subtitles | وحتّى الآن.. بيننا نحنُ الإثنان، لاشيء مُمكن. |
"...onların size karşı bir şey yapmasının mümkün olmadığını bilmeniz gerekmez miydi? | Open Subtitles | أنت يجب أن تدرك بأنّهم لا يستطيعون عمل أيّ شئ مُمكن إليك ؟ |
Bu mümkün. Ama, sadece biri bile... şehre girerse, bu anlaşmaya uymamaları demektir. Yani? | Open Subtitles | هذا مُمكن ، سيتوجب علينا تقصي البلدة كُلها لإظهار الحقيقة. |
Elinizce sürekli su kaynağınız varsa, her şey mümkün oluyor. | Open Subtitles | حالماتملكمؤونةماء ثابتة، فكلُّ شيءٍ مُمكن |
Hayır ama üçüncü kadın tehlikede olabilir o yüzden mümkün olduğunca çabuk o kadını bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن هذه المرأة الثالثة قد تكون في خطر، لذا نحتاج للتعرّف عليها في أسرع وقتٍ مُمكن. |
Onları mümkün olduğunca kısa sürede mahkemeye getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريدك أن تُحضرها إلى دار القضاء في أسرع وقتٍ مُمكن. |
Ara. Bir randevu al. mümkün olduğunca çabuk görüşürüz. | Open Subtitles | اتّصل، حدّد موعداً، وسنتحدّث بأقرب وقتٍ مُمكن. |
Bu tarz bir ilaçla birleştirilirse, bu tamamen mümkün. | Open Subtitles | جمع ذلك مع مُخدّر كهذا، فسأقول أنّ ذلك مُمكن تماماً. |
Nerede olduğunu mümkün mertebe hızlıca bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّي أحاول معرفة مكانه في أسرع وقتٍ مُمكن. |
Bunun mümkün olduğuna inanmamı sağlayacak hiçbir şey görmedim! | Open Subtitles | لمْ أرَ أيّ شيءٍ يجعلني أصدّق أنّ ذلك مُمكن. |
Tüm bunlar kulağa bilim kurgu gibi geliyor ama eğer prensipte mümkün ise neden onları göremediğimiz veya bizim bir tane yapamadığımıza dair bir fikir oluşturmanız gerek. | Open Subtitles | قد يبدو كل هذا كخيال علمي لكن إن كان مُمكن في المبدأ حينها عليك إنشاء نوعاً من الجدل |
Sihirle mümkün, fakat ama çok özel bir ipliğe ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | مُمكن بواسِطة السحر، لكنّنا سنحتاج إلى خيطٍ معيّن جداً. |
Gördüğümüz ufak şeye bakarak ancak tahmin edebiliriz ama mümkün olan en kısa zamanda ameliyat tarihi ayarlayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، يُمكننا التخمين فقط من صِغر ما يُمكننا رؤيته لكنني سأقوم بالترتيب لموعد الجراحة في أقرب وقت مُمكن |
Üçüncü ve son gerçekse iç huzurun mümkün olduğudur. | Open Subtitles | الحقيقة الثالثة والأخيرة أن السلام الداخلي مُمكن |
mümkün olduğunca çabuk talepleri görüşüp programın düzgün işlemesini sağlamamız gerek. | Open Subtitles | حسناً، نحن بحاجة للبدء في هذا البرنامج وعمله في أقرب وقت مُمكن لتلبية الطلب. |
Cidden, onunla mümkün olan en kisa zamanda konusmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ التحدّث إليها حقاً بأسرع وقتٍ مُمكن. |
Mesela beni bir kez reddeden birini kesin öldürürdüm mümkün olduğundan değil de yani. | Open Subtitles | أقصد أنه يُمكننى قتل أحدهم إذا تم رفضى لمرة ليس بهذا ، هذا مُمكن |
Yani, başka tarafa bak. Rüşvetini alıp mümkün olduğunca az şey yap. | Open Subtitles | كما تعلم ، النظر في الإتجاه الآخر ، الحصول على رشوتك وبذل أقل مجهود مُمكن |
mümkün olduğunca çok insanı oradan uzaklaştırmalısın. | Open Subtitles | حسناً ، تحتاج إلى إخلاء أكبر عدد مُمكن من الأشخاص |