"مُنتصف" - Translation from Arabic to Turkish

• yarısı
• ortasında
• yarısına
• orta
• yarısından
• yarısında
• ortasına
• ortasındayız
• uçmaz kervan

Oh, sevgilim. Saat gecenin bir yarısı. Kapat şimdi.
أغلقي الخط يا حبيبتي نحن في مُنتصف الليل

Bazen burada gecenin bir yarısı yemin ederim, cesetlerden birini kımıldarken görürüm.
فأحياناً ما أبقى هُنا فى مُنتصف الليل و أُقسم بأنى رأيت إحدى تلك الجُثث تتحرك

İhtiyacımız olan son şey, ameliyatın ortasında Kızıl Deniz gibi ortadan ikiye ayrılması.
آخر شيء نحتاج إليه أن تنشق تلك الطاولات كالبحر الأحمر في مُنتصف العملية

Bebeğim, o uzun hikâye ve sadece gece yarısına kadar buradayım.
هذه قصّة طويلة يا عزيزتي، وإنّي مُتواجد هُنا حتى مُنتصف الليل،

Peki ya, orta yaş bunalımında olan erkeklerin yaptığı diğer şey?
حسنـاً، مــاذا بشأن الشيء الآخر ،هل أثرت به أزمة مُنتصف العمر؟

O 31'inde, gece yarısından önce başlamıştı.
هذا كان قد بدأ قبل مُنتصف الليل فى يوم 31

Özellikle gecenin bir yarısında olduğunda böyle şeylerin sinir bozucu olabileceğini anlıyorum.
خاصة عندما تحدث في مُنتصف الليل. لكـن ,لم يكن ذلك ليقلقني كثيراً

Yatak odalarının ortasına sayvan koydurduğuna eminim, ...ve onlar da tıpkı dağdalarmış gibi davranıyorlar.
أراهن ، أراهن بأنّه ينصب خيمة في مُنتصف غرفة نومهم وهم يجب أن يتظاهروا بأنهم على جبل

Neyse, genel olarak bir kız benimle yattığında ben kalkmadan önce gecenin bir yarısı sessizce sıvışır.
اذاً , انة شيىء معروف عندما تنام فتاة معى فأنها تتسلل خارجاً فى مُنتصف الليل قبل ان استيقظ

Gecenin bir yarısı çimleri biçiyor sürekli çöp kutularına çarpıyor.
أنهُ يقصُ العشبَ في مُنتصف الليل يضربُ حاويات القمامة طوال الوقت

Anladım. Peki gecenin bir yarısı ormanda o kostümü neden giyiyormuş?
حسناً، لمَ كانت ترتديه في مُنتصف الغابة في الليل؟

Olay yeri inceleme ekibine göre gece yarısı civarı vurulmuş.
المُحقق القضائي يُقدّر أنّه أرديَ عند مُنتصف الليل تقريباً.

Diskoda gece yarısı, orada görüşürüz.
سوف نراك هُناك بعد مُنتصف الليل في قاعدة الديسكو.

Ölüm zamanı gece yarısı civarı, bir iki saat öncesi veya sonrası.
يضع وقت الوفاة حوالي مُنتصف الليل، يزيد أو ينقص ساعات قليلة.

Beyaz bir adam mahallenin ortasında bir örgü dükkanında mı?
‫رجل أبيض يدخل متجر العناية ‫بالشعر في مُنتصف حيّ السود؟

ve Almanya cumhurbaşkanı -- onu burada, resmin tam ortasında görebilirsiniz -- destekçimiz oldu.
وأصبح الرئيس الألماني، الموجود هنا في مُنتصف الصورة، راعيًا لنا.

Bir futbol stadyumun ortasında
و هى مُكافِئة لرأس دبّوس فى مُنتصف ملعب لكُرة القَدم.

14 Ağustos 1947'de, saat gece yarısına doğru ilerlerken Bombay'daki bir kadının doğumu başladı.
في 14 أغسطس 1947، امرأة من مومباي يأتيها المخاض في مُنتصف الليل.

Gece yarısına doğru tekrar aradı. Farkedildiğini söyledi.
اتّصل بي ثانية قرب مُنتصف الليل وقال أنّ غطاءه قد كُشف.

Bu, dünyanın en uzun denizdibi sıradağları olan orta Atlantik Sırtı.
هذه أطول سلسلة جبلية تحت البحر في العالم أعراف مُنتصف الأطلسي.

- 6 isim... - Ekipleri yollatın Tüm adamların gece yarısından önce gözaltında olmasını istiyorum.
أريد كلّ واحد من هؤلاء الرجال في قبضتنا قبل مُنتصف الليل.

Gece yarısında ara sokakta ne arıyordu?
ما الذي كانت تفعله في هذا الزقاق في مُنتصف الليل؟

Kim olduğunuz umurumda değil, Cessna'nızı kasabamın ortasına indirerek vatandaşlarımı tehlikeye sokamazsın.
لا يهمّني من أنت، لا يُمكنك تعريض مُواطنيّ للخطر، بهبوطك بطائرتك السيسنا في مُنتصف بلدتي.

- Yapamam. Operasyonun ortasındayız.
لا يُمكنني فعل ذلك ، نحنُ في مُنتصف عملية جراحية

Bizi kuş uçmaz kervan geçmez bir yere götürüyor.
هل تسحبنا إلى مُنتصف اللا مكان ؟