| İyice kontrol etmezsem Başkan Yardımcısı'nın ofisinin önünden bile geçemem bir daha. | Open Subtitles | ان لم اتحقق جيدا فل استطيع المرور من امام مكتب نائب الرئيس |
| Şimdi biraz yer açalım ki Başkan Yardımcısı öğrenci arkadaşlarımızdan birkaç soru alabilsin. | Open Subtitles | والأن سنقوم بفتح المجال حتى نائب الرئيس يتقبل بعض الأسئلة من هيئتنا الطلابية |
| Açıkçası, Başkan Yardımcısı bunun için artık çok geç olduğunun herkes kadar bilincinde. | Open Subtitles | بصراحه , نائب الرئيس يعلم كأي شخص آخر أنه أصبح متاخر لفعل هذا |
| Başkan Yardımcısı'nın yeğenimi, babama vereceğinden haberin var mı? - Evet. | Open Subtitles | هل علمتي بشأن خطة نائب الرئيس بتسليم إبن أخي إلي أبي؟ |
| başkan yardımcısının olaylardan tam anlamıyla haberdar olduğundan emin olmak bizim görevimiz. | Open Subtitles | ومن واجبنا التأكد بشكل كامل بأن نائب الرئيس يعرف بكل ما يجري |
| En uygun fırlatma pozisyonu için saniyeler kaldı, Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | إنها على بُعد ثوانى من أفضل موقع للإطلاق سيدى نائب الرئيس |
| Başkan Yardımcısı'nın Yargıtay'daki davadan neden geri çekildiğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم لماذا قام نائب الرئيس بسحب قضيته من المحكمة العليا؟ |
| Başkan ve Başkan Yardımcısı ayrı ayrı güvenli yerlere götürüldü. | Open Subtitles | تمّ نقل الرئيس و نائب الرئيس لأماكن مختلفة و مؤمّنة |
| Başkan Yardımcısı, Erik Casten, bu sorunun kayıp-kar analizini yaptırdı. | Open Subtitles | نائب الرئيس, إريك كاستن قام بعمل تحليل لتكاليف هذه المشكلة |
| Başkan'ın kararını ilan etmesine iki gün kalmışken Ashley'nin sorunları, potansiyel Başkan Yardımcısı açısından çok uygunsuz bir zamanda baş gösterdi. | Open Subtitles | مشـاكل لم تستطيع ان تـأتي في لحظه منـاسبه لـ المحتملين بـ ان يصبحوا نائب الرئيس متبقي يومين لـ يعلن الرئيس اختيـاره |
| Başkan Yardımcısı ve onun Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleri yalancı ve savaş suçlusudur. | Open Subtitles | نائب الرئيس وأعضاء فريقه للأمن القومي الذين اكتشفت كذبهم وجرائم الحرب التي ارتكبوها |
| Şu anda Başkan Yardımcısı'nı ve ekibini gözlerden uzak küçücük bir yerde tutuyorlar. | Open Subtitles | الآن، يقوموا بوضع نائب الرئيس وفريقه بعيدأً عن الأنظار، في مكان واحد صغير. |
| Her şeyi ikinci elden öğreniyorum ama Başkan Yardımcısı güvende. | Open Subtitles | يردني هذا المغرم باستمرار من الآخرين لكن نائب الرئيس بأمان |
| Sayın Başkan Yardımcısı, tüm saygımla söylüyorum ama asırlardır başkan yardımcısının görevi başkanı kurtarmak için kıçtan almak olmuştur. | Open Subtitles | سيدتي نائبة الرئيس مع كامل الاحترام ذلك كان عمل نائب الرئيس على مر الأجيال أن تأخذي الرفسة لحماية الرئيسِ. |
| Ancak olay gerçekleşirken Başkan Yardımcısı ve yüksek mevkili iki kişi | Open Subtitles | لكن كان نائب الرئيس وشخصيتان كبيرتان في المكان عندما حصل ذلك. |
| Çok büyük geri dönülemez bir hata yapmanın eşiğindesiniz Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | أنت على وشك صنع خطأ لا رجعة فيه ، السيد نائب الرئيس. |
| Başkan Yardımcısı'nın olayı hakkında sürekli şikayet ve telefon alıyoruz. | Open Subtitles | إننا نتلقى العديد من الإتصالات والشكاوي بخصوص قصة نائب الرئيس |
| Kusura bakmayın Bayan Başkan Yardımcısı ama bu benim görevlerimin içerisinde sayılmıyor. | Open Subtitles | الاحترام، نائب الرئيس سيدتي، هذا يقع خارج حدود من بلدي الوصف الوظيفي. |
| Şu işe bak! Az önce aptal Iselin'i başkan yardımcılığı'na aday gösterdiler. | Open Subtitles | لقد رشحوا للتو هذا المعتوه آيسلين لمنصب نائب الرئيس |
| Başkan Yardımcısını ve stadyumdaki herkesi tehlikeye atarsın. | Open Subtitles | انك ستعرض نائب الرئيس و كل من بالصالة للخطر. |
| Başkan Yardımcım, N.I. değil J.I. | Open Subtitles | ارجو المعذرة ، نائب الرئيس انه ليس الايدول ناي ، بل جاى |
| Çok Platformlu Geliştirme'nin başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | نائب الرئيس شركة مُتعدّدة المنصّات للتطوير. |
| Eğer bu rica Başkan yardımcısına aitse, sanırım hiçbir şansım yok. | Open Subtitles | إذا طلب نائب الرئيس , أعتقد بأني لا أملك خياراً |
| şef yardımcısı en hassas dosyaları evinde saklıyor. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أن نائب الرئيس يحتفظ بأغلب قضاياه الحساسة في المنزل |
| Yani o köydeki herkesi Başbakan mı öldürdü diyorsun ? | Open Subtitles | أنت أرسلت نائب الرئيس ليقتل أشخاص أخرين في القرية. |
| Size tavsiye vermek mahkemenin işi değildir Bay Müdür Yardımcısı. | Open Subtitles | ليس مهمة القاضى أن يعرض عليك نصيحة السيد نائب الرئيس |
| Boşalma, Brandon. | Open Subtitles | لا نائب الرئيس ، وبراندون. |