| Şu anda uyuyor ve... Onyedi dakikası kaldı. Mesaisine yetişmeyi seviyor. | Open Subtitles | إنها نائمة لسبعة عشر دقيقة أخرى تحب أن تبقى وفقاً للجدول |
| Ama uyuyor numarası yapıyorum çünkü üstümü örtmeni ve beni öpmeni çok seviyorum. | Open Subtitles | لكن انا اتظاهر انني نائمة تماما لإنني احب هذا عندما تقوم بتغطيتي وتقبلني |
| Şu anda uyuyor. bunlardan birini uyanınca ona ver. | Open Subtitles | إنها نائمة الآن ، أعطها واحدة من هذه حين تستيقظ |
| Belki bir kâbustu ve ben aslında battaniyemin altında güvenli bir şekilde uyuyordum. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون كابوس وأنا بالطبع نائمة في سريري دافئة تحت فراشي |
| Herşey yolunda. Kız uyuyor. Hizmetçi uyuyor. | Open Subtitles | كل شيء بخير,الطفلة نائمة, الخادمة نائمة ارتاحي |
| Babam açtı. Dedi ki, "karın uyuyor". | Open Subtitles | وقال لى الأب إنها نائمة ولهذا كان يتكلم بصوت منخفض |
| Metroda seni onunla gördüm ve şimdi de kanepende uyuyor! | Open Subtitles | رأيتك معها في القطار والآن هي نائمة على الاريكة |
| Göstermek isterdim, ama daha yeni yatırdım, uyuyor. | Open Subtitles | أحب أن أربك إياها لكنني غطيتها للتو , إنها نائمة |
| Missie uyuyor ve ben de yatacağım. Yarın konuşsak? | Open Subtitles | ميسى نائمة وأنا أريد أن أنام الا تستطيع تأجيلها للغد ؟ |
| Umarım annem iyidir. Buraya geldiğimizden beri uyuyor. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون أمي بخير فهي نائمة منذ أن جئنا هنا |
| - ceset farkedildiğinde, yatağınızda uyuyor olduğunuzu söylemişsiniz. | Open Subtitles | طبقاً للضباط, فقد اخبرتيهم أنكِ كنتِ نائمة عند إكتشاف الجثة |
| Bir de çarşafı başlarına çekip uyuyor numarası yapan tipler vardır. | Open Subtitles | و هناك فتاة تجذب الغطاء و تتظاهر أنها نائمة |
| uyuyor da olsan, daha sonra bana dönebilirdin. | Open Subtitles | حتى لو أنكِ كنت نائمة كان يمكن أن تتصلي بي |
| Bekle.Oraya giremezsin.Kardeşim orada uyuyor. | Open Subtitles | انتظري ، لا يمكنك الذهاب هناك أختي نائمة هناك |
| -Bu yüzden seninle değildim, B.B. uyuyordum. | Open Subtitles | لهذا لم أكن معك طوال هذه المدة بي بي ، لأنني كنت نائمة |
| Annem Schöneberg Şehir Salonundaki bir klasik müzik konseri boyunca uyudu. | Open Subtitles | كانت أمي نائمة خلال حفل موسيقى كلاسيكية في قاعة المدينة في شنيبرغ |
| O genç şirin adam gelip seni sordu. uyuduğunu söyledim. | Open Subtitles | و هذا الشاب الظريف سأل عليك مرتان أخبرته أنك نائمة |
| Gemi sistemler insan varlığına yanıt vermek için ayarlanır. O uyuyordu. | Open Subtitles | أنظمة السفينة معدة لتتجاوب مع تواجد البشر، لقد كانت نائمة فعلاً |
| Yüzbaşı Butler gelince beni sorarsa, uyuyorum. | Open Subtitles | للكابتن بتلر إن سأل عني .. عندما يعود بأني نائمة |
| Benzer hareketleri sabahtan beri görüyorum. Sanki tüm kasaba yarı uykuda. | Open Subtitles | لقد لاحظت سلوك مشابه طوال الصباح يبدو كأن المدينة شِبه نائمة |
| Merhaba anne, sanırım orada saat geç olduğundan uyuyorsun. | Open Subtitles | مرحبا ماما، أعتقد أن الوقت متأخرا عندك لذا ربما تكوني نائمة |
| Şey, uyuyordun ve seni rahatsız etmek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كنت نائمة و لم اشأ فى إزعاجك |
| Bugün fena değil. Ama belki şimdi uyuyordur, görmek ister misiniz? | Open Subtitles | حالها ليس بهذا السوء اليوم لكنها نائمة الان |
| Mağdurlar için gece geldiklerinde Uyudun mu yoksa uyanık mıydın? | TED | عندما جاءوا للضحايا من الليل، هل كنت نائمة أم يقظة؟ |
| Kanepesinde Uyuyan sarı şişman bir kedi, pencereye yağmur damlaları çarpıyor, ve mutfağın havasında kahvenin izi bile yok. | TED | هناك قطّة صفراء سمينة نائمة على أريكته، حبّات مطر تتساقط على النافذة، ولا أثر لرائحة القهوة في هواء المطبخ. |
| Eğer uyku vardı Biz bile. O şişe geri döndü. | Open Subtitles | لقد فعلنا هذا بينما كنت نائمة لقد عادت إلى الزجاجة |
| O eve geldiğinde ben uyumuş oluyorum, ben ayrıldığımda da o. | Open Subtitles | أكون نائمة عندما يصل إلى المنزل ويكون هو نائماً عندما أغادر، |
| Aramalıydın. En azından şu kendi yatağımda yatıyor olabilirdim. | Open Subtitles | حسنا، كان عليك أن تتصل لكنت نائمة في سريري الآن |