Dün akşam yaşananların korkutucu olduğunun farkındayım. Bunun için pişman olduğuna da eminim. | Open Subtitles | أعلم أن ما جرى ليلة البارحة كان مرعبًا، وأوقن أنّه نادم على ذلك |
Evlendiğimiz için pişman değilsin ya? | Open Subtitles | أنت لست نادم على أننا تزوجنا , أليس كذلك ؟ |
Epeydir sana yaptıklarından dolayı çok pişman. | Open Subtitles | ومن مده وهو نادم على الطريقة التي عاملك بها |
"pişmanım onunla harcadığım anlarıma" | Open Subtitles | أنا نادم على الدقائق المملة التي قضيتها معها |
Bilgin olsun, zaten doğduğuma pişmanım! | Open Subtitles | لمعلوماتك , انا مُسبقاً نادم على اليوم الذي وُلِدت فيه |
Ben sırtımı döndüm ve yaşadığım her gün buna pişman oluyorum. | Open Subtitles | أنا فعلت ذلك وأنا نادم على ذلك كُلّ يوم. |
Bence gidip onu tutukladığın için pişman olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | أظن أن عليك أن تخبره أنك غير نادم على القبض عليه |
Yine de bu tercihimden pişman değilim çünkü önemsediğiniz insanlara yardım etmek risk almaya değer. | Open Subtitles | لازلت غير نادم على جعل ذلك الخيار لأنه يستحق المخاطرة لمساعدة الناس الذين تهتم لأجلهم |
Ve Simon'ın da o gün yaptığı neredeyse her şeyden pişman olduğuna eminim. | Open Subtitles | وانا متأكد ان سايمون نادم على كل ما فعل ذلك اليوم |
Seni 40 yaşında,21 yaşında yapmış olduğun bir seçimden dolayı, pişman olmuş bir şekilde görmek istemem. | Open Subtitles | أَكرهُـ أن أراك في الـ 40 نادم على إختيارك التي أخترته عندمـا كُنت في الـ 21. |
Hayır, AIG'nin kurulunda görev aldığıma pişman değilim. | Open Subtitles | لا تعليق، لا، أنا لست نادم على كونى عضو فى مجلس أدارة أيه اى جى |
Ve örümceği kaybetmeye pişman olacaksam da senin izini sürerek beni bulmasını göze alamam. | Open Subtitles | وأنا نادم على خسارة سبايدرمان لا أستطيع جعله يتبعك إلي |
Boyle'un bugün nerede olduğunu öğrenince bundan pişman olabilirsin. pişman oldum. | Open Subtitles | ربما تندم على هذا عندما تعلم أين يتواجد بويل اليوم أنا فعلا نادم على هذا |
Fitz' yaptığı şanssız tercihlerden dolayı pişman olduğunu ve kendisini karısı ve çocuklarına affettirmek istediğine beni ikna etmek için 36 saati olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبر فيتز أنه يملك ٣٦ ساعة ليقنعني، شخصياً، أنه نادم على خياراته السيئة |
Ama pişmanım, çünkü dünyada biraz daha fazla yaşamak istiyordum. | Open Subtitles | لكنِّي نادم على ذلك، لأني أردت العيش على الأرض مدة أطول |
Yaptığım seçimler nedeniyle çok pişmanım, fakat karşıma çıkacabilecek tüm sonuçları kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأنا نادم على الخيار الذي قمت به لكنني سأتحمل العواقب كيفما كانت |
Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها |
Yaptıklarımdan pişmanım. Düşüncesizce hareket ettim ve bunun sonucunda buraya kapımızın önüne bir ajan geldi. | Open Subtitles | أنا نادم على ما فعلته، لقد تصرفت بشكل مندفع فأحضرت واحداً منهم.. |
Değil. T-Mobile, iki yıl. Ve çok da pişmanım. | Open Subtitles | لا , إنها ليست كذلك , لقد عملت في شركة تي للموبايلات لمدة عامين و أنا نادم على ذلك العقد |
Geçen gece için pişmanlık duyuyor musun? | Open Subtitles | بشأن الليلة السابقة هل أنت نادم على أننا؟ لا، على الإطلاق |
Eminim geçen tetiği çekmediğin için pişmansındır şimdi. | Open Subtitles | أراهن أنّك نادم على عدم سحب هذا الزناد أوَّل مرّة. |